Savcı Kiraz'ın operasyon görüntüleri ilk kez yayınlandı!
Abone olDHKP/C terör örgütü tarafından Çağlayan Adliyesi'nde şehit edilen savcı Mehmet Selim Kiraz operasyonunun görüntüleri ortaya çıktı. Teröristler, savcımıza 18 saniyede 5 kurşun sıkmış!
Geçen yıl 31 Mart'ta Türkiye şok bir terör saldırısıyla
sarsıldı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz bundan bir
yıl önce iki DHKP/C'li terörist tarafından çalışma odasında vahşice
şehit edildi.
Gerçek Hayat, operasyon anını gören güvenlik kamerası
görüntülerine ulaştı. İki teröristin ellerini bağladığı savcı
Mehmet Selim Kiraz'a 18 saniyede tam 5 kurşun sıktığı, silah
seslerinin ardından odada zafer sloganları attığı görüntülere
yansıdı.
İMAM HATİP OKUDU, HUKUK FAKÜLTESİNİ KAZANDI
Mersin Adliyesi'nde çalışan Siirtli mütedeyyin bir vatandaşın,
Hakkı Kiraz'ın ilk erkek çocuğu, büyük ailenin de ilk erkek torunu
Mehmet Selim doğunca Kiraz ailesinde adeta bayram sevinci yaşandı.
Amcalar, dayılar, hala ve teyzeler… Tüm aile Mehmet Selim'in
üzerine titremiş, vatana ve millete hayırlı bir evlat olarak
yetişmesi için canını dişine takmıştı. Bu ülkenin ortalama bir
ailesinin çocuğuydu Mehmet Selim. Mersin'de İmam-Hatip Lisesi'nde
okumuş, bir terzide çırak olarak işe girip harçlığını kazanmış,
babasının en büyük isteğini gerçekleştirip Hukuk Fakültesi'ni
kazanmış, ilk kez ailesinden ayrılarak Diyarbakır'a, Dicle
Üniversitesi'ne gitmişti. Sonra yatay geçiş hakkı kazanarak Marmara
Üniversitesi'ne, sonra belki de orayı "beğenmeyerek" İstanbul
Üniversitesi'nin tarihi dokusu içinde eğitim hayatını tamamlamıştı.
Muhtemelen İlim Yayma Cemiyeti'nin yurdunda, aile özlemiyle yanan
yüreğini bazen Ahmet Kaya şarkılarıyla, bazen Attila İlhan
şiirleriyle teskin etmek istemişti.
ADALET PEŞİNDE
Avukatlık ruhsatını aldıktan sonra, adalete daha fazla katkı sunmak
için yargıç olmak istedi. Kendisine babadan ziyade bir arkadaş olan
Hakkı Bey hep dua ediyordu evladı için. Önce yazılı sınavı
başarıyla geçmiş, her hakim ve savcı adayının korkulu rüyası olan o
meşhur mülakatı da başarıyla atlatıp mesleğe kabul edilmişti.
Ailenin biricik çocuğu Mehmet Selim, serhat boylarında, Anadolu'nun
ücra kentlerinde adalet için çırpındı. Kendisi gibi yargı mensubu
olan bir hanımefendiyle hayatlarını birleştirdi. Osmaniye'ye tayin
edilmeleri aile için bir sevinç kaynağı olmuştu. Mehmet Selim'in
anne ve babası sürekli Mersin'deki evlerinden Osmaniye'ye geliyor,
hakim-savcı eşin çocuklarına bakıyordu. Mehmet Selim Kiraz
İstanbul'a tayin olunca tüm aile yükü toplayıp İstanbul'a taşındı.
Önce baba-oğul, sonra arkadaş olan Hakkı-Mehmet Selim Kiraz şimdi
de komşu olmuştu.
DOSYAYI TİTİZLİKLE İNCELİYORDU
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz son olarak,
İstanbul'da DHKP/C'ye yakın kişilerin düzenlediği bir eylemde
başına gaz kapsülü gelerek hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın
ölümüyle ilgili soruşturmayı yürütüyordu. İki yıl içinde
dört savcı gezen Berkin Elvan dosyası Mehmet Selim Kiraz'a tevdi
edildiğinde, bu idealist adalet savaşçısı gözünü dahi kırpmadan,
emanete riayetin en önemli değer olduğu Anadolu topraklarının bir
çocuğu olarak dosyayı nihayete erdirme umuduyla teslim
aldı. Biz de, yani İstanbul'da adli haberlerle ilgilenen
gazeteciler de bu emanete sonuna kadar sahip çıktığına şahidiz.
Dosyayı bitirmek için gecesini gündüzüne katan, çocuklarına
harcayacağı vakitten kısarak bu zamanı adalete ayıran Mehmet Selim
Kiraz, evrakları evine götürüp titizlikle inceliyor ve suçluların
gereken cezayı alması için var gücüyle çabalıyordu. Kim bilir,
belki de kendisi gibi hukukçu olan eşinin yaptığı acı kahveyle
uykusunu bastırıyordu. Gençliğinde yaptığı terziliğin verdiği
titizlik alışkanlığı en büyük yardımcısıydı belki de. Dosyada yavaş
yavaş sona geliyordu.
12:30 KATİLLER 6. KATTA
O kara gün, yani 31 Mart 2015 günü her zaman yaptığı gibi aynı
adliyede çalışan eşiyle birlikte Çağlayan'ın yolunu tuttu.
Adliyenin kafeteryasında, arkadaşlarıyla birlikte sabahın son
çaylarını içti ve Memur Suçları Soruşturma Bürosu'ndaki odasına
gitti. Rutin işlemleri ve dosyaları son bir kontrolden geçirdi. O
sıralarda, iki terörist, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın C
Kapısı'ndan avukat cübbesiyle birlikte giriş yapmıştı. İki katil,
savcı Mehmet Selim Kiraz'ın odasını hiç zorlanmadan buldu ve saat
12:30 sularında savcıyı rehin aldı, ellerini ve ağzını kapatıp,
şakağına silah dayayıp fotoğraf çektiler ve bu fotoğrafları
internet ortamına yüklediler. Savcının rehin alınması önce adliye
koridorlarında sonra tüm Türkiye'de adeta bir şok etkisi oluşturdu.
Adı "gazeteci" olan belki de sarı basın kartı
taşıyan ancak gerçekte terör örgütünün gönüllü propagandistliğini
üstlenen birileri de o anda devreye girdi. O isimlerden biri olan
Ahmet Şık, teröristlerle telefon bağlantısı dahi kurarak örgütün
taleplerini kamuoyuna duyurdu.
ÖZEL EKİP KONUŞLANDI
Olayın duyulmasıyla birlikte Avrupa'nın en büyük adalet sarayı olan
ve günde binlerce insanın girip çıktığı adliye dakikalar içinde
boşaltıldı. Savcının odasının bulunduğu 6. kata terörle mücadele
uzmanları ve özel hareket birimleri konuşlandırıldı.
Operasyon seçeneği masadaydı ancak savcının çalışma odası
böyle bir çapta operasyon için oldukça küçüktü. 6. katta kurulan
kriz masasında her türlü senaryo değerlendiriliyor, müzakere
ekipleri kimsenin zarar görmemesi için var gücüyle
çalışıyordu.
6. KATTA KRİZ MASASI KURULDU
İstanbul Valisi Vasip Şahin, Başsavcı Hadi Salihoğlu, İstanbul Eski
Emniyet Müdürü Selami Altınok ve polis müdürleri bir an bile 6.
kattan ayrılmadı. Devasa bir bina olan adliyenin 6. katından gelen
sesler yankı olup çoğalıyordu artık. Nefesler tutulmuş, savcının
sağ salim kurtulması için tüm Türkiye dua ediyordu. Ancak DHKP-C'li
teröristlerin niyeti sadece zaman kazanarak daha çok propaganda
yapmaktan başka bir şey değildi. Kriz masasındaki tüm
yetkililer teröristlerin aldıkları emirlerle ölüm pahasına bu
eylemi gerçekleştirdiğinin bilincindeydi ancak en ufak bir seçeneği
dahi göz ardı etmeden Savcı Kiraz'ı sağ salim kurtarabilmenin
yollarını arıyorlardı. Adı "DHKP/C avukatı"na çıkan çok
sayıda avukattan biri olan Ebru Timtik de teröristlerle bağlantı
kurmuş ve adliye koridorunda bekleyen gazetecilere "Kesinlikle geri
adım atmayacaklardır devlet her istediklerini yapmalıdır"
diyebilmişti. Böylece örgütün asıl amacı ortaya çıkmış
oluyordu.
İLK KURŞUN 20:22:09
Saatler ilerledikçe ümitler de azalmıştı. Yetkililer sabırla
operasyon seçeneğini en sona kadar bekletmekte kararlıydı. Saatler
20:22.09'u gösterdiğinde gözü dönmüş iki terörist sloganlar
eşliğinde ellerini bağladıkları savcıya ilk kurşunu sıktılar.
Güvenlik kameraları Kiraz'a sıkılan ikinci kurşunun tam saatini şu
şekilde kayda geçirdi: 20:22:10. Bu 2. Kurşunun ardından içeriden
hakaret ve slogan sesleri geldi. Teröristler zaten iki kurşun
sıktıkları savcıya 15 saniye sonra, 20:22:25'te 3. kurşunu da
sıktılar. 3 saniye arayla 3 kurşun sesi daha geldi.
Teröristler 18 saniye içinde Mehmet Selim Kiraz'a 5 kez kurşun
sıkmıştı. Güvenlik güçleri tüm bu yaşananlar üzerine odanın
duvarını patlatarak operasyon yaptı. Savcının ağır yaralı
bedenini kendilerine siper yapan teröristler yaklaşık 30 saniye
boyunca polisle çatıştı. Teröristlerin güvenlik güçleri tarafından
öldürülmesinin ardından ağır yaralı kurtarılan Selim Kiraz
hastaneye kaldırıldı. Ancak vahşice, bitişik nizamla başına ve
bedenine sıkılan kurşunlar onu hayattan, ailesinden ve adalet
savaşından kopardı. Dede, torun, anne, baba, güzel arkadaşlıklar ve
adalet dağıtmak için çırpınan bir ömür, bundan 1 yıl önce, tarihin
en vahşi ve kanlı terör örgütü olan DHKP/C'nin iki kiralık
katilinden çıkan kurşunlarla son buldu.
Arkasından tüm Türkiye gözyaşı döktü Mehmet Selim Kiraz için.
Mersin Adliyesi'nden emekli Siirtli zabıt katibi Hakkı Bey'in
terzilik yaparak okuyan Cumhuriyet Savcısı oğlu, yani tam olarak bu
halkın çocuğu Mehmet Selim Kiraz, adaletin sembolü oldu.