Savcı Deniz Feneri kardeşliğini çözdü mü?
Abone olDeniz Feneri soruşturması kapsamında savcıların ulaştığı bilgiler sızmaya başladı
Deniz Feneri e.V.'nin, bazı kaymakamlık ve AK Parti'li
belediyenin yardım listelerindeki kişiler adına sahte makbuz
düzenleyerek milyonlarca lirayı dağıtmış gibi gösterdiği iddia
edildi. Savcı iki dernek arasında organik bağ saptadığı da ileri
sürülenler arasında.
ZEKERİYA KARAMAN SORGUDA |
Almanya'daki ''Deniz Feneri e.V.'' bağlantılı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, adliyeye çıkartıldı. Ankara Adalet Sarayına getirilen Karaman, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz tarafından sorgulanacak. |
Almanya bağlantılı Deniz Feneri e.V. bağış yolsuzluğu soruşturmasında, önemli iki bulguya ulaşıldı. Cumhuriyet'in haberine göre, Deniz Feneri e.V.'nin, Türkiye'deki yardımlarını Deniz Feneri Derneği'nin dağıttığı, iki örgüt arasında "organik bağ" olduğu iddia edildi. Deniz Feneri aracılığıyla bazı kaymakamlıklar ile AKP'li belediyelerin "yardım listeleri" ile listedeki vatandaşların kimlik fotokopileri ve ikametgâh belgelerini Deniz Feneri e.V. ile paylaştığı, derneği de bu bilgileri kullanarak yardım verilmiş gibi makbuz düzenlediği öne sürüldü. Kaymakamlıkların listesinin sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına ait yardım listeleri olduğu öğrenildi.
3 YILLIK SORUŞTURMA
Ankara savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet
Tamöz'ün yaklaşık 3 yıldır yürüttüğü soruşturmada, yapılan
çalışmalar ve alınan ifadeler, yeni bazı delilleri ortaya çıkardı.
Deniz Feneri e.V. Almanya'da düzenlediği bazı konserlerde
milyonlarca Avro bağış topladığı ancak bunları makbuzla kayıt
altına almadığı öğrenildi. Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş ve Mehmet
Taşkan gibi isimler e.V.'yi "şirket gibi" gibi
yönetti. Zekeriya Karaman ve Zahid Akman'ın hissedarı olduğu Beyaz
Holding gibi bazı şirketlere dernekten milyonlarca lira para
aktarıldığı tespit edilirken bir şirkete 1 milyon Avro'nun gittiği
belirlendi. Yardım paralarının izinin kaybedilmesi amacıyla 10'un
üzerinde bankada 20 civarında hesap açıldığı ve paraların buralara
yatırıldığı, daha sonra buralardan da çekilerek paraların izinin
kaybedildiği öne sürülüyor. Akman ve Karaman başta olmak üzere
birçok kişinin hesaplarını MASAK'a inceleten savcılığa gelen
raporda, bu kişilerin hesaplarında bazı para hareketleri şüpheli
bulundu. Bu raporla yetinmeyen savcılık, BDDK'den de kapsamlı bir
rapor istedi. Savcıların 3 Ocak 2011'de Almanya'dan getirdikleri
bilgi ve belgeler arasında dağıtılan yardımlara ilişkin
"alındı belgeleri" ve yardım alan kişilerin kimlik
fotokopileri de yer aldı. Çoğunlukla 300 Avro civarında kesilen
makbuzları inceleyen savcılar, yazının aynı elden çıktığını görünce
şüphelendi. Bunun üzerinde yardım aldığı öğrenilen yaklaşık 600
kişinin ifadesi alındı. Bu kişilerin yüzde 90'ı yardım
almadıklarını söyledi. Ancak bazı kişilerin sadece belediye ve
kaymakamlıklara yardım için başvuruda bulunduklarını belirtince,
önemli bir ayrıntı ortaya çıktı. Buna göre, Deniz Feneri e.V.,
Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği aracılığıyla bazı kaymakamlık ve
belediyelerin yoksul listesi, kimlik fotokopileri ve ikametgâh il
muhaberlerini aldı. Alınan bu listelerdeki kişilerin yüzde 90'ına
yardım dağıtılmadı. e.V. yetkililerinin, listelerdeki kişileri
yardım dağıtılmış gibi göstererek makbuz düzenlediği öğrenildi.
ORGANİK BAĞ
Öte yandan Deniz Feneri Derneği, Almanya'daki bağış skandalı ortaya çıktığında, e.V. ile ilgisinin olmadığını iddia etmişti. Ancak soruşturma kapsamında toplanan bilgi ve belgeler, iki kurum arasında "organik bağ" olduğunu ortaya koydu. Türkiye'de şubesi olmayan Deniz Feneri e.V.'nin yardımlarını Deniz Feneri Derneği'nin dağıttığı iddia edildi. Hatta Deniz Feneri Derneği'nin Almanya'daki derneğin "Türkiye şubesi" gibi çalıştığı görüşüne varıldı. Bunun en önemli kanıtı ise tanık ifadeleri oldu. Almanya'daki dernekte adı "yardım aldı" şeklinde geçen onlarca kişi, talimatla verdikleri ifadelerde kendilerine yapılan yardımın e.V.'den değil, Deniz Feneri Derneği'nden yapıldığını bildiklerini söyledi. Bunlardan Doğu'da oturan bir vatandaş, bu kişilerden şikâyetçi olduğunu kaydetti. Diğer yandan yardımlar Avro olarak gösterilmesine karşın bunlar Türkiye'de giysi ve gıda olarak dağıtıldığı iddia edildi. Tüm bilgi, belge ve ifadelerin değerlendirilmesinde, yolsuzlukların "çok profesyonel ve organize" şekilde yapıldığı sonucuna varıldı.