Savaşın çocukları nın eğitim çilesi
Abone olAdana’da derslikleri boş olan bir devlet okulunun, kendilerine tahsis edilen bloğunda eğitim mücadelesi veren Suriyeli öğrenci ve öğretmenle...
Adana’da derslikleri boş olan bir devlet okulunun, kendilerine
tahsis edilen bloğunda eğitim mücadelesi veren Suriyeli öğrenci ve
öğretmenler, her sabah 1 saat yürüyerek “eğitim” uğruna yol kat
ediyor.
Ülkelerindeki iç karışıklıktan kaçan “Savaş çocukları”nın eğitim ve
bakımı için ücretsiz hizmet veren öğretmen ve sivil toplum
kuruluşu, okulun genel ihtiyaçlarının giderilmesi için yardım
çağrısında bulundu.
Adana İnsani Yardımlaşma Derneği (ADYAR), İnsan Hak ve Hürriyetleri
İnsani Yardım Vakfı (İHH) ile Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle,
Adana’nın merkez ilçesi Yüreğir’de varoş bir bölgede bulunan Hayret
Efendi İmam Hatip Lisesi’ndeki boş derslikleri bulunan bir blok,
ülkelerindeki iç savaştan kaçmış Suriyeli mülteci çocukların
eğitimi için tahsis edildi.
Okuldaki öğretmenlerin Suriyeli olduğunu ve öğrencilere
anadillerinde eğitim verdiklerini ifade eden ADYAR Adana Şube
Başkanı Veysel Tepeli, “Şartlar gereği eğitime gecikmeli başladık,
2 ay oldu. Mecburen açığı kapatmak için yazın da eğitime devam
edeceğiz” dedi.
Okulda öğrenim gören öğrencilerin yaklaşık bin 100 civarında
olduğunu dile getiren Tepeli, yaşı büyük çocukların aileye ekonomik
katkı sağlaması için çalıştırıldığını vurgulayarak, kayıtlarda en
çok talebin birinci sınıf seviyesinde olduğunu kaydetti.
Mardin’den Mersin’e kadar, sınıra yakın illerde ciddi bir eğitim
sorunu olduğunun altını çizen Tepeli, sınır bölgesindeki her ilde
mültecilerin eğitim sorunu olduğunu belirterek, “Milli Eğitim
Bakanlığı yetkilisi arkadaşlarla yaptığımız görüşmemizde, bizim
burada yaptığımız çalışmayı diğer illere örnek gösterdiğini
söylediler. Çünkü oturmuş bir sistem var. Düzenli bir eğitim
çalışmamız var” diye konuştu. Tepeli, en büyük sorunlarının,
gönüllü çalışan öğretmenlere bir ücret katkısı sağlayamadıkları
olduğunu belirtti.
Resmi olmayan rakamlara göre 40 binin üzerinde Suriyeli mültecinin
Adana’da yaşadığını söyleyen Tepeli, şöyle devam etti:
"Nereden bakarsanız bunlardan en az 6-7 bin civarında okuma çağında
olan öğrenci var. Aileler, eğitimi bir yana bırakırsak, toplumla
sağlıklı bir iletişimleri yok. Dil problemleri hat safhada. Tabi bu
çocukların en azından bir eğitim görmeleri lazım. Okuma yazma
görmeleri lazım çünkü bu çocuklar yarın yetişecek. Zaten bunların
kendi konumları gereği, misafir mülteci konumunda. Bunların çalışma
izinleri yok. Bu insanlar zaten yokluk içerisinde buraya gelmişler.
Kimi üç beş, yastık altındaki birikimleriyle geldi ama onu da
sattılar, o da tükeniyor. Şimdi bu insanlar yarın hayatlarını devam
ettirebilmek için bir yerde para bulmak zorundalar. Geçimini
sağlamak zorundalar. Eğer bu konuda gerekli adımlar atılamazsa
yarın bu çocuklar ben korkarım suç örgütlerinin içerisine çok rahat
girebilirler. Ve bir gerçek şu ki Suriyeli mülteci sorunu kısa
vadede bitecek bir olay değil. En azından birkaç yıl devam edecek.
Bunu uzun vadeli düşünmemiz lazım. Ona göre plan, program yapmamız
lazım. Bu sadece devlet ve STK eliyle olmaz. Beraber, ortak bir
çabayla ancak bu sorun sağlıklı olarak çözüme ulaştırılabilir."
İç karışıklık öncesi ülkesinde bir üniversitede İnşaat Profesörü
olan Nada Alawi ise 6 aydır Türkiye’de Suriyeli çocuklara eğitim
veriyor. Gönüllü olarak çalışan Alawi, okulda çektikleri
sıkıntıları şöyle dile getirdi:
“Okulda yardımcı malzemelere ihtiyaç var. Biz idare olarak kendimiz
halletmeye çalışıyoruz bir kısmını. Bunun dışında, öğretmenler ve
öğrenciler çok uzak yerlerde oturuyorlar. Evlerinden okula
ulaşabilmek için her gün 1 saat yürümek zorunda kalıyorlar. Birinci
ihtiyacımız ulaşım, servis. Burada hastalanan çocuklar oluyor, ilaç
yardımları yapılıyor. Öğrencilerin durumu çok kötü, çok fakirler.
Eğer ADYAR bize yardım etmese, okul olmayacak. Sadece ADYAR’ın
yardım etmesi yetmez, başka kuruluşlar da gerek.”
Savaşın çocuklarına anadilde Arapça eğitim dışında Türkçe,
İngilizce, matematik, geometri, el işi gibi derslerin de
öğretildiği okulun sınıflarında asılı olan savaş temalı resimler ve
objeler ise dikkat çekiyor. Savaş uçaklarıyla yaşadığı şehrin
bombalandığı bir resim çizen 13 yaşındaki Sabah Hamid El Hasan
isimli kız çocuğu, çizdiği resmin hikayesini şöyle özetledi:
“Beşar Esad’ın uçaklarla halkı nasıl vurduğunu hayal ettim ve o
şekilde çizimimi gerçekleştirdim. Biz evlerimizi hayal ediyoruz.
Ülkemizi hayal ediyoruz. Gittikten sonra ülkemizin yapımını hayal
ediyoruz.”
Okuldaki eğitimlerden ve gönüllülerin şefkatli çalışmalarından
memnun olduklarını Türkçe ve Arapça ifade edebilen çocuklar, en
kısa zamanda ülkelerindeki karışıklığın bitmesini ve özledikleri
vatan topraklarına dönmek istediklerini belirtiyor. Okulda aynı
zamanda İl Sağlık Müdürlüğü tarafından rutin sağlık kontrolleri de
yapılıyor.
(İHA)