Savaş en çok çocukları vuruyor
Abone olHalen 30 ülkede, 18 yaşının altında 300 bin çocuğun silahlı çatışmalarda çarpıştığı belirtildi.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Elif Dağlı, halen 30 ülkede,
18 yaşının altında 300 bin çocuğun silahlı çatışmalarda
çarpıştığının belirlendiğini ifade ederek, bunun, Türkiye gibi
büyük sayıda askere sahip bir ülkenin tüm askeri gücünün yaklaşık
yarısına denk geldiğini bildirdi. Çocukların asker, canlı kalkan,
casus, hamal, seks kölesi olmaya zorlandıklarını vurgulayan Prof.
Dağlı, Kuzey Uganda'da 1985'den sonra en az 12 bin çocuğun
kaçırıldığını ve dövülerek savaşçı olmaya zorlandıklarını,
kaçanların ise öldürüldüğünü kaydetti. Prof. Dağlı, 1994 Rwanda
soykırımından kurtulan 12 yaşından büyük kızların tecavüze
uğradığının anlaşıldığını da söyleyerek, resmi verilerin ise, son
Yugoslavya savaşında 20 bin cinsel saldırı olduğunu ortaya
koyduğunu bildirdi. Prof. Dağlı, birçok savaştan sonra çocuklarda
'posttraumatik stress bozukluğu' denen bir ruhi bozukluk tespit
edildiğini de belirtti. SAVAŞIN ÇOCUKLARA YÖNELİK ETKİSİ Prof. Dr.
Elif Dağlı, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nın Irak'a
yapmayı planladığı saldırıyla başlayacak savaşın çocuklara yönelik
etkilerinin neler olacağını anlattı. AK-47 Kalaşnikof tüfeğinin
Uganda'da bir tavuk fiyatına el değiştirdiğini ileri süren Prof.
Dağlı, "10 yaşında bir çocuk, hafif silahları parçalara ayırıp
kolayca monte edebiliyor. Sadece 1988 yılında 200 bin çocuk asker
vardı" dedi. Çocuk askerlerin hayatının çok zor olduğunu ifade eden
Prof. Dr. Dağlı, "Çoğu, daha ne olup bittiğini anlamadan ilk
çarpışmalar sırasında ölüyor. Kalanlar ise eğer yaşamayı
becerebilirlerse, ömür boyu taşıyacakları sakatlıklara maruz
kalıyorlar. Onları gelecekteki hayatlarında beslenme bozukluğu,
AIDS, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, solunum ve deri
enfeksiyonları bekliyor" diye konuştu. Prof. Dağlı, daha küçük
çocukların, taşıdıkları silahların ağırlığı sebebiyle, bedenlerinde
şekil bozukluklarıyla karşı karşıya kaldıklarını da bildirdi.
Çocukların sağlığını ve sağlıklı yaşamasını etkileyen bir diğer
önemli sorunun da döşenen mayınlar olduğunu vurgulayan Prof. Dr.
Elif Dağlı, "Verilere göre, dünyanın 64 ülkesinde 110 milyon saklı
mayın olduğu tahmin ediliyor. Bunların her yirmi çocuktan birinin
ayağına çarpma ihtimali var. Resmi verilere göre, ayda 800 kişi
mayına basarak ölüyor. Bunların bir çoğu sivil. Binlerce kişi de
mayın patlamaları sebebiyle sakat kalıyor" dedi. PSİKOLOJİK ETKİLER
Prof. Dağlı, savaşın çocuklarda fiziki olduğu kadar ruhi yaralar da
açtığını kaydederek, bu yaralar erken tanınmazsa, gelişim
bozukluklarına yol açabileceği uyarısında bulundu. UNICEF'in 1995
yılında Rwanda'da, 1994 soykırımını yaşayan 3 bin çocuk üzerinde
yaptığı çalışmanın sonuçlarını da aktaran Prof. Dr. Elif Dağlı, "Bu
araştırmaya göre, çocukların yüzde 95'i toplu katliamlara şahit
olmuş, üçte biri kendi aile fertlerinin öldürülmesini görmüş, üçte
ikisi ölümle tehdit edilmiş, yüzde 80'i kaçarak sekiz hafta veya
daha uzun süre saklamak zorunda kalmışlar" diye konuştu. Prof.
Dağlı, birçok savaştan sonra çocuklarda 'post travmatik stres
bozukluğu'nun tespit edildiğini kaydederek, "Kamboçya'da 1975-1979
olaylarını yaşamış çocukların, 1984 yılında yüzde 50'sinde bu ruhi
bozukluğun devam ettiği tespit edilmiştir. Bu fertlerin takibinde,
1987 yılında yüzde 48'inde, 1990 yılında yüzde 38'inde bulguların
ısrar ettiği görülmüştür. Savaş izlerinin kolay silinmediğini
gösteren başka bir çalışmada ise, 1991 yılındaki Körfez Savaşı'nı
takiben 94 Irak'lı çocuk 6 ay, 1 yıl ve 2 yıl sonra incelenmiştir.
Bir sığınakta 750 kişinin ölümüne şahit olan bu çocukların iki yıl
sonra bile "Olay Etkisi Ölçümleri" nin hala çok yüksek olduğu
ortaya çıkmıştır" dedi. Bosna Savaşı sırasında evinden ayrılmak
zorunda kalmış 6-12 yaş arası 364 çocuğun muayene edildiğini de
vurgulayan Prof. Dr. Dağlı, "post travmatik stres bozukluğu"nun bu
çocuklarda yüzde 94 oranında bulunduğunu belirtti. Prof. Dr. Elif
Dağlı, benzer tarihli başka bir çalışmada da Priştina'daki
çocukların yüzde 60'ında baş ağrısı, yüzde 41'inde mide ağrısı,
yüzde 32'sinde ateş, yüzde 18'inde uykusuzluk tespit edildiğini
söyledi. AMBARGODAN ÖLEN 500 BİN ÇOCUK Savaşlarda tarım ve ticaret
yapılamadığı için, toplumun yaşayabilmek için insanların yardımına
muhtaç hale geldiklerini ifade eden Prof. Dr. Dağlı, "Gerekli
kaynak ayrılmadığı için, çocukların çoğunda, yetersiz gıda
alımından dolayı kalıcı körlük, vücut ve zeka gelişim gerilikleri
görülüyor. Çocukların bir kısmı da önlenebilecek hastalıklardan
ölüyorlar. Çünkü bunun için gerekli tedbirlerin alınması imkansız
hale geliyor" diye konuştu. ABD'deki Pitsburg Üniversitesi'nin
yaptığı bir çalışmaya göre, Irak'taki çocuk ölümlerinin, bu ülkeye
uygulanan ekonomik ambargodan sonra ciddi oranda arttığının
görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Dağlı, yaklaşık 500 bin çocuğun,
yeterli bakım ve tedavi göremedikleri için öldüklerinin tüm dünyaca
kabul edildiğini bildirdi.