’’Savaş bir cehennem ise barış cennettir’’
Abone olBDP-HDP heyetinin İmralı’da gerçekleştirdiği görüşmenin ardından bir açıklama yapıldı.<br/>BDP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, Abdull...
BDP-HDP heyetinin İmralı’da gerçekleştirdiği görüşmenin ardından
bir açıklama yapıldı.
BDP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, Abdullah Öcalan’ın
“Öncelikle halklarımızın barış, demokrasi ve özgürlük umutlarının
gerçekleşeceği bir yıl olması dileğiyle yeni yıllarını kutlarım”
mesajına yer verildi. Öcalan, mesajında şunları kaydetti:
“Özgürlük mücadelesinin sembol isimleri olan Sakine Cansız, Leyla
Şaylemez ve Fidan Doğan’ı saygı ve şükranla anarken, bu vahşi
katliamın hesabını katillerinden mutlaka soracağımızı belirtmek
isterim. Tamamıyla süreci hedefleyen bir darbe olarak
gerçekleştirilen bu katliama verilecek en etkili cevabımız kalıcı
barışı ve demokratik çözüm hamlemizi tüm engellemelere rağmen
kararlı bir şekilde başarıya ulaştırmak olacaktır. Biz barışı ve
demokratik çözümü bu yoldaşlarımızın şahsında bütün özgürlük
şehitlerine adayacağız.
Tarihi bir sonuç almak üzere başlattığımız bu sürecin geldiği
noktayı şöyle tanımlayabilirim. Savaş bir cehennem ise barış
cennettir. Biz, bir ayağımızı cehennemden çıkarttık ama diğer
ayağımızı da çıkarma konusunda ortaya konan engeller mani olduğu
için arafta beklemekteyiz. Barış süreci amacına uygun formatlarla
geliştirilmeye çalışılıyor. Bizim barış irademiz tüm engellemelere
rağmen başlattığımız günkü kararlılığındadır. Fakat şu da
bilinmelidir ki, arafta sonsuza kadar kalınamaz. Bu cehennemi
şartlardan biran önce ülkemizi ve bölgemizi kurtarmak için herkes
ivedilikle ve sarsılmayacak bir irade ortaya koymalıdır.
Yaşanan son gelişmeler de göstermektedir ki, süreç biran önce
tahkim edilip, tam demokratik bir ülke inşaası gerçekleşmezse
içeride ve dışarıda savaş isteyen demokrasi düşmanı güçler
komplolarına hız vereceklerdir. Bu topraklar son iki yüz yıldan
beri hep bir darbe ateşiyle kavrulmaktadır. Bizim geliştirdiğimiz
süreç anti darbecidir. Ve demokratik bir toplumu
hedeflemektedir.
Sürecin içinde ve dışında olan herkesin bilmesi gereken iki önemli
hususu belirtmek isterim: Ülkeyi bir darbe ateşiyle yeniden yangın
yerine çevirmek isteyenler bizim bu ateşe benzin taşımayacağımızı
bilmelidir. Her darbe teşebbüsü bugüne kadar olduğu gibi bundan
sonra da karşısında bizi bulacaktır. Ancak demokratik çözüm
sürecine gönülsüz ve kavrayışsız yaklaşanlar da bilmelidir ki, bu
ateşi söndürmenin tek yolu demokratik barışı biran önce
gerçekleştirmektir. Artık süreç ciddiyetsizliği ve yasal hukuksal
çerçeveden yoksunluğu kaldıracak durumda değildir. Darbecileri
teşhir ve mahkûm etmenin en etkili yolu ortaya net ve cesur bir
demokratik müzakere programı koymaktır.
Bugüne kadar türlü gerekçelerle ötelenen yasal ve hukuki
düzenlemelerin aslında tam da zamanı bugündür. Tarih bunu ihmal
edenleri ders çıkarmaya bile vakitleri kalmadan tasfiye edecektir.
Hızla demokratikleşmeye geçildiğinde darbe kavramı kalıcı bir
şekilde mazi olacaktır. Bütün demokrasi güçlerini bu ciddiyeti
kavramaya ve gereği için seferber olmaya davet ediyorum. Sözlerimi
bitirirken Ermeni halkının değerli evladı Hrant kardeşimizin anısı
ve mücadelesini selamlıyorum. Ermeni yurttaşlarımıza geniş kapsamlı
bir mektupla seslenmeyi ve bunu da Hrant’ın katledilme yıl dönümüne
yetiştirmeyi umuyorum. Bir kez daha başta hasta tutsaklar olmak
üzere bütün cezaevlerine gençlere kadınlara ve barış annelerine
özel selamlarımı gönderiyorum.”
(İHA)