Savaş Ay'a bir bravo daha
Abone olCumartesi söyleşileriyle sürekli kutlama alan Savaş Ay'a bir tebrik de Armağan Çağlayan'dan geldi. Çağlayan'a göre röportajları okumamak büyük bir talihsizlik.
Sabah Gazetesi'nin cumartesi nüshasında yayınlanan usta işi röportajlarıyla kutlama üstüne kutlama alan Savaş Ay'a bir tebrik de Armağan Çağlayan'dan geldi. Çağlayan, öve öve bitiremediği Cumartesi söyleşilerinden derlediği bir demeti okurlarıyla paylaştı:
Söyleşi Antolojisi
Savaş Ay’ın Sabah Cumartesi’ye yaptığı söyleşileri okuyor musunuz? Okumadıysanız mutlak bir yerlerden bulun ve okuyun. Çok şey kaçırıyorsunuz çünkü!
İlk kez Helin Avşar röportajını okuduktan sonra, ardından Seren Serengil ve bu hafta da Tuba Altıntop söyleşileri vurucu ve iz bırakan hadiseler olarak yer aldı hayatımda. Şimdi daha cuma gününden ‘Acaba yarın kimle söyleşi yapmış Savaş Abi’ diye heyecanla beklemeye başladım.
Helin Avşar ve Seren Serengil söyleşilerini okuduktan sonra eşe dosta ‘Okudunuz mu?’ diye sormaya başladım. Okumamış olana da hemen okuttum. Niye, çünkü insanda bu söyleşiler ‘geyik yapma’ ihtiyacını azdırıyor.
* * *
Önce Helin Avşar neler söylemiş bakalım:
H.A: Resmi severim, en sevdiğim ressam İsmail Nacar..
S.A: Uyyyy!
H.A: Ay pardon o saatçiydi. Sosyetik ressam vardı ya hani dergilere çıkıyor...
S.A: İsmail Acar mı?.
H.A: Hah onu diyorum.
S.A:Tarihe de merakın varmış.
H.A: Evet. Atatürk ve arkadaşları, İnönü, Celal Bayar, ve Korkmaz mesela...
S.A: Galiba Fevzi Çakmak demek istiyorsun?
H.A: Eveeeet o işte!
S.A: Kaç yılında kurdular cumhuriyetimizi?
H.A: Kolay soru o, 1953’te kurdular.
S.A: Atatürk kaçta öldü ki?
H.A: 10 Kasım’da (İçerden hizmetçi seslenip 1938 diyor) Evet biliyorum zaten 1938’de öldüğünü.
* * *
Geçen hafta da Seren Serengil’le söyleşisi vardı Savaş Abi’nin. Bunlar da Seren Serengil incileri:
S:S: Mesela şimdi Reiki yapıyorum.
S.A: Niye yapıyorsun bunu, rahatlamak mı amacın?
S.S: Evet beynimi boşaltmak için.
S.A: Kızım sana zaten beyni boş diyorlar, sen bir de gidip mevcudu boşaltıyorsun.
S.S: Hayır öyle boşaltmak değil. Rahatlamak yani. Ortadoğu felsefesi bu.
S.A: Hangi ülkeden çıkmış Ortadoğu’da?
S.S: Hindistan!
S.A: Kaç ihtilal gördün?
S.S: Fransız İhtilali var mesela, 1789
S.A: Yok, Türkiye’dekileri soruyorum.
S.S: 12 Eylül 1980 olabilir mi? Bir de eskiden olmuş. Adnan Menderes bir ayakkabı boyası yüzünden idam edilmiş mesela. Bu beni çok etkiledi. Son resimlerini gördüm, çok önemli bir adam gibi geldi bana. Sonra kardeşi de meclise girdi.
S.A: Kim kardeşi?
S.S: Hani kaza geçirdi, siyasete ara verdi...
S.A: Aydın Menderes’i mi diyorsun?
S.S Evet. Refah’tan girdiydi..
* * *
Ve bu hafta da Tuba Altıntop döktürmüş Savaş Abi’sine...
S.A: Siyasi görüşün nedir senin?
T.A: Ben siyasi görüşümün durumunu size danışmak istiyorum. Siz benden daha büyüksünüz ya. Ben mesela Türkiye’min Kürtlere verilmesini istemiyorum.
S.A: Bunu isteyen mi var?
T.A: Var bir kısım... Şimdi ben ne sağcıyım ne solcu, ama milliyetçiyim.
S.A: MHP’nin başında kim var?
T.A: Osmaniyeli bir bey var da adını unuttum.
S.A: Sevdiğin lider kim?
T.A: Tayyip Erdoğan’ın hareketlerini beğeniyorum, ama parti tutmak istemiyorum.
S.A: Ama kendisi o partinin genel başkanı..
T.A: Evet, o zaman galiba AK Partiliyim. Ama şimdi Tayyip Bey oradan çıkacak. AK Parti’yi bitirecek. Diyelim ki DSP’ye geçecek. Ben o zaman DSP’li solcu mu olacağım?
S.A: Hobilerin ne senin?
T.A: Şiir yazarım.
S.A: Kim var sevdiğin şair?
T.A: Fahir Atakoğlu... Yok o değil.. Hah Ataoğlu, bir şey Ataoğlu.
S.A: Ataol Behramoğlu’mu?
T.A: Hah o işte. Evde üç tane büyük büyük kitabı var, seri. Antoloji yani. Kişinin kendi yazdığı tüm şiirlerinin alt alta birleşmesi. Ama içinde şey de var. Tüh! Bende inanılmaz isim kaybı var. Vitaminsizlikten galiba. O tanıdığımız isim var ya. Sürgüne gitti hani...Yaşlı...Büyük...Yasaklandı ya....Hani başka ülkelerde ödüller verildi. Çok büyük. Bizim oralı, Adanalı.
S.A: Yaşar Kemal mi yoksa?
T.A: Hah Yaşar Kemal.
S.A: Bu bayraklar niye asılı?
T.A: Çünkü Zafer Bayramı var. Milli bayramları severim. 23 Nisan, 19 Mayıs.
S.A: Ne olduydu 19 Mayıs’ta?
T.A: Atatürk Samsun’a çıkartma yaptı.
S.A: Neyle çıkartma gemisiyle mi?
T.A: Kendi gemisiyle. Savanora’yla. Şimdi özel bir mülkiyet satın aldı o gemiyi.
* * *
Yukarıdaki üç söyleşi Tuba Altıntop’un deyimiyle ‘söyleşi antolojisi’! Yani Türkiye’nin konuşulan, peşinden koşulan, şöhretli üç kadınının kendi yaptıkları söyleşilerin alt alta birleşmesi! Hepsinin ortak noktaları dikkatinizi çekmiştir. Vitaminsizlikten isim ve tarih hafızaları yok!
Ama sor Gucci’de, Prada’da ayakkabı kaç lira? Milano’nun hangi sokağında daha iyi mağazalar var? Hafıza tamam o zaman! Mekan sorunları yok zaten. Tek sorun isim ve tarihle! Ya Savaş Abi, lütfen şu söyleşilerle oynuyorum de, ekliyorum de, ne bileyim içimizi rahatlatacak bir şeyler söyle!
Bu kadarı da olmaz ki di mi ama! Ya hakikaten, haftaya kimle söyleşi?
NASIL BÜYÜDÜM
Ben büyürken, plaklar çizilince takılırdı.
Yazı: Armağan Çağlayan
Kaynak: Sabah