Savaş Ay bu sefer kendisini övdü
Abone olKöşesinde meslektaşlarına cömert davranarak övgüler düzen Savaş Ay, bu kez kendisine 'aferin' dedi. Ay, 'valla billa iyi ettim' diyerek programını methetti...
Gazete ve ekranların usta ismi Savaş Ay, şimdiye kadar köşesinde
yüzlerce meslektaşına cömert davranarak onları onore etti ve
yüreklendirdi. Ay bu kez kendisine koskoca bir çekerek, 'valla
billa iyi ettim' dedi:
- Takımı'nın önceki gece yayınlanan bölümü 00.30' da yayına girip
02.00'de bitmesine karşın çok yüksek izlenme oranı ve payı alarak
3. oldu. Sabah saat 02.00'de başlayıp kuşluk vakitlerine kadar
devam eden Sokak Arası ise o saatler için mucize bir izlenmeyle
rekor kırıp 11. sıraya yerleşti.
Kimleri geçtik?
Yüz binlerce dolarlık dizileri, on binlerce dolarlık yapımları açık
ara geride bırakıp, örneğin Cennet Mahallesi, Anadolu Ateşi
Uğurlama, Kınalı Kar, Ekmek Teknesi, Eyvah Çocuklar Büyüdü, Ana
Haber Bültenleri, Acun Firarda, Zaga, En Son Babalar Duyar, Hayat
Bilgisi, Ağa Kızı yayınları çook gerilerden izledi A Takımı'nı.
Alışkanlık oldu
Geçtiğimiz hafta da buna benzer bir durum olmuş yine ilk üçe
girmeyi başarmıştı programımız. Bir yayıncı için bundan daha
mutluluk verici, kıvanç verici, gönül okşayıcı bir şey olabilir
mi?.. Ama öyle değil işin aslı. Şimdi kurgulayarak düşünerek
yazsam, ölçtü biçti, yazdı denebilir. O zaman gelin hissiyatımı
canlı yayının sonunda tamamen spontan, tamamen yürekten sarf
ettiğim sözlerle paylaşalım. Bir anlığına önceki gecenin sonuna
dönelim.
Sevinemedim dersem!..
"Sayın Seyirciler; aslında geçtiğimiz hafta da sayın konuklarımın
'Çok beğendik' dediği program müthiş bir reyting başarısı yakaladı.
Gecenin geç saatlerine kadar sürmesine rağmen çok yüksek bir puan
aldı ve hayatımda ilk defa yüksek reytingli bir programa belki de
sevinemedim. Çünkü burada tabii, ailelerin sübjektif, içtenlikle
söyledikleri çok iyi bir program yaptınız...
Ama iyi program tanımı şöyle olmalı Türkiye'de. Aslında Türkiye
kabuk değiştiriyor. Türkiye çağdaş medeni ölçüler içindeki her
türlü ülkenin geldiği sosyal seviyeyi, siyasi seviyeyi, ekonomik
seviyeyi yakalamak için uğraş veriyor.
Haydi kızlar okula
Büyük Atatürk'ün gösterdiği, işaret ettiği yolda, yüzünü batıya
dönmüş ama kendi köklerinden de kopmadan, muasır medeniyetler
seviyesine ulaşmaya çalışıyor. Bunun önceki gün çok önemli bir
virajını döndük hep birlikte. İnşallah Allah tamamına erdirsin
derler. Bunları konuşmak, Türkiye'deki işsizliği konuşmak,
Türkiye'deki gelir dağılımını, adaletsizliği konuşmak, Türkiye'de
Milli Eğitim'i konuşmak ... Neden hâlâ bu devirde "Haydi Kızlar
Okula" kampanyası yapmak zorundayız devlet millet el ele. Bunları
konuşmak, spordaki çirkinleşmeyi konuşmak, holiganizmi
konuşmak..
Sokaktaki çocuklar
Yerel yönetimlerde aksayan yönleri konuşmak, depremlerde yıkılan
evleri konuşmak, sokaklardaki annesiz babasız ya da annebabalı
oldukları halde sanki o kaldırımların birer doğal mimari
uzantısıymış gibi bitiveren çocukları konuşmak.
Bütün bunları konuşmak isterdim ama ey sevgili seyirci! 12 yıldır
bütün bunları konuştuğumuz programlarda siz bizi izlemediniz
ki!
Hoşnut muyum?
Ben Semra Hanım'ı, Sinem'i, o evin içindeki olup bitenleri, bir
başka programdan apartılmış görüntülerin üstüne biraz da kendim
ekledim. Hani dalga yükseliyor da sörf tahtasını yerleştirmiş gibi
onunla ilgili program yapmaktan içtenlikle hoşnut değilim. Ama siz
bunu sevdiniz. Peki acaba 12 yıldır ilk kez söylüyorum. Bir kere de
hiç kendi içinizden, kendi yüreğinizden 'Peki niye biz bunu
istiyoruz? Biz bunları istediğimiz sürece ayakta kalmak zorunda
olan bu televizyoncular bize başka nasıl ne verebilir' diye
düşündünüz mü?..
Nice ki canınız sağ!
Düşündüyseniz de sağolun, düşünmeseniz de sağolun. Ama ben hep size
doğruları söylemeye çalıştım. Şu an içinde bulunduğumuz durumla
ilgili yine doğruları söylemeye çalıştım.
Yine yeni yeniden
A Takımı yine, reyting peşinde değil, sessiz çoğunluğun sesi olmaya
devam edecek. Bundan sonraki haftalarda da. Yine ülkenin gerçek
gündemine dönecek, yine haberciliğini yapacak. Belki alınan
karneler bizi tatmin etmeyecek ama A Takımı' na emek veren herkes
ve bizim bugüne gelmemizi sağlayan her türlü seyircimiz bizden
hoşnut kalacak...
Ata'nın babası ve uyuşturucu
İşte içimden gelen de geçen de tüm saflığıyla buydu ve bunu konu
ettim kapanışta. İyi mi ettim kötü mü ettim diye sonradan çok
düşündüm de, "valla billa iyi ettim" dedim son karar olaraktan. Bu
arada o hay huy içinde bile haberciliğimizi konuşturup kendilerine
toz kondurmayan Semra Hanım'ın eski eşi Hamit Türk'ün Almanya'da
bir uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla mahkemeye çıkarılıp 5 sene
hüküm giydiği ve cezasını çeşitli Alman hapishanelerinde yatarak
tamamladığı havadisini de bizzat kendi yüzüne karşı sordum.
"İftiraydı o"
"Evet yattım. Tam beş yıl yattım. Suçlu değildim, bir iftiranın,
kötü bir arkadaşın kurbanı oldum" sözünü duyurdum ağzından. Bunun
da yorumu sizin sayın okurlar.
Sevgiler, saygılar aydınlık yarınlar...
Yazı: Savaş Ay
Kaynak: