Saros büyük depremin tetikçisi
Abone olÇanakkale'nin Saros körfezindeki deprem korkuttu? Peki bu büyük bir depremin habercisi mi?
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mimarlık
Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr.
Tolga Bekler'e göre Gelibolu ve Biga Yarımadalarının aktif ve büyük
deprem üretme potansiyeline sahip faylar
barındırıyor.
Bekler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu sabaha karşı meydana
gelen depremin Saros ile Gaziköy arasında oluştuğunu belirterek,
saat 04:51'de yaşanan 5.3 büyüklüğündeki depremin orta büyüklükte
bir deprem olduğunu söyledi.
Çanakkale şehir merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta olan
depremin, betonarme yapılarda hasar yapıcı etkisinin bulunmadığını
ifade eden Bekler, depremin, Kuzey Anadolu Fayı olarak bilinen
yanal atımlı fay zonunun Saros Körfezi'ndeki uzanımında ve Saroz
ile Gaziköy fayında meydana geldiğini kaydetti.
FAY KIRILIRSA 7.1 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM
OLUR
Bekler, bu fayın literatürde bilinen uzunluğunun 50 kilometre
olduğunu, bu uzunluktaki bir kırıkta beklenen depremin büyüklüğünün
en fazla 7.1 olacağına dikkat çekti.
BÜYÜK DEPREM POTANSİYELİ VAR
Çanakkale ve yakın çevresi için yapılan deprem risk analizi konulu
yüksek lisans tez çalışmasında, bu bölge ve Biga Yarımadasının
incelediğini vurgulayan Bekler, ''Gerek Gelibolu ve gerekse Biga
Yarımadaları aktif ve büyük deprem üretme potansiyeline sahip
faylar barındırmaktadır'' dedi.
1953 YILINDA 7.2 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM OLMUŞ
Bölgede 1953 yılında Yenice'de meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki
depremin ardından önemli ve ciddi hasar yapan deprem olmadığını
anımsatan Bekler, şöyle konuştu:
''1-3 Kasım 2010 tarihleri arasında Çan-Etili arasında büyüklüğü
2.5 ile 3.0 olan 30'a yakın deprem olması bölgenin sismik
aktivitesini anlamak için önemlidir. Yapılan çalışmalarda yüksek
risk bölgeleri belirlenmiş, bölgemiz de bu açıdan risk bölgesi
içindedir. Risk çalışmalarından bu bölgelerin hasar yapıcı büyük
deprem oluşumu dönüş periyotunun, 60 ile 109 yıl arası olduğu
hesaplanmıştır.
Öte yandan Çanakkale'nin yerleşim alanının yapı stokunun genelde
alüvyon olarak bildiğimiz gevşek birimler üstüne olduğu gerçeği, bu
yapıların ne denli risk altında olduğunun göstergesidir. Çanakkale
merkezi ve yakın çevresinin zemin durumu jeofizik mühendisliği
bölümü yürütücülüğündeki Bilimsel Araştırma Projeleri kapsamında
incelenmiştir. Çanakkale ve çevresinin zemin ve yer hareketleri
için daha kapsamlı bir çalışma yapılması, gelecekte şehrin
gelişimi, sanayi merkezlerinin belirlenmesi, imar alanları ve
önemli mühendislik yapıların projelendirilmesi aşamasında son
derece önemlidir.''