Şaron aleyhine ifade verecekti birkaç gün sonra öldürüldü
Abone olLübnan'da Filistinli mültecilerin yaşadığı Sabra ve Şatilla kamplarında İsrail ordusunun gözetiminde Lübnanlı Hristiyan Falanjist milislerin saldırısında üç binden fazla Filistinlinin katledilmesinin üzerinden 35 yıl geçti.
Falanjist Lübnan Güçleri’nin liderlerinden Eli Hubeyka,
Şaron aleyhinde şahitlik yapacağını ilan etmesinden birkaç gün
sonra Beyrut’ta aracına konulan bombanın patlaması sonucu
öldü.
Ülkede iç savaşın (1975 - 1990) devam ettiği sırada, Ketaib
Partisi lideri Beşir Cemayel'in devlet başkanı seçilmesinden kısa
süre sonra suikast sonucu öldürülmesini gerekçe gösteren Hristiyan
Falanjist milislerin kampa yönelik başlattığı saldırı 3 gün boyunca
devam etti.
Çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuklardan oluşan Filistinli mülteciler,
milislerin kullandığı ağır silah ve bombaların yanı sıra balta ve
kesici aletlerle vahşice katledildi.
Kampın etrafı İsrail ordusu tarafından sarılarak mültecilerin
kaçması engellendi, çok sayıda kadın öldürülmeden önce tecavüze
uğrarken kamp sokakları cesetlerle doldu. Daha sonra kamptaki
cesetler toplu mezarlara gömüldü.
Katliamın ardından Birleşmiş Milletler 16 Aralık 1982'de
yaşananları kınayarak "bunun bir soykırım olduğunu" ilan etti.
Ancak geçen 35 yıl içerisinde katliama dair hiçbir yargılama ve
ceza işlemi gerçekleşmedi.
KATLİAMA GİDEN SÜREÇ
İsrail'in 14 Mayıs 1948'de tarihi Filistin topraklarında
bağımsızlığını ilan etmesi nedeniyle topraklarından ayrılmak
zorunda bırakılan Filistinlilerin bir bölümü, Lübnan’a sığındı.
Siyasi çatışmaların ve fikir ayrılıklarının yoğun olarak yaşandığı
Lübnan’a 400 bin civarında Filistinli mültecinin gelmesi, ülkedeki
dengelerin değişmesine ve toplumsal yapının daha karmaşık bir hal
almasına neden oldu.
İÇ SAVAŞIN FİTİLİ ATEŞLENİYOR
Beyrut'taki Aziz Maruni Kilisesi önünde 13 Nisan 1975'te Filistinli
mültecileri Tel ez-Zater Kampı'na taşıyan otobüse, Hristiyan
Falanjist milisler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda kadınlar
ve çocukların da aralarında bulunduğu 27 Filistinlinin hayatını
kaybetmesi sonucu ülke genelinde çatışmalar başladı. Ülkede,
siyasi-mezhepsel ayrışma ve tarafların silahlanmasının sonucu
olaylar 15 yıllık kanlı bir iç savaşa dönüştü.
İsrail, 1978'de ülkenin güneyini işgal ederek iç savaşa dahil oldu
ve 1982'de başkent Beyrut’a kadar gelerek Hristiyan Falanjist
milislere askeri destek verdi.
Filistin Kurtuluş Örgütü, 18 Ağustos’ta kabul edilen ateşkes
çerçevesinde Beyrut’taki kamplarda yaşayan Filistinli sivillerin
güvenliğine dair İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD)
teminat aldı.
3 GÜN SÜREN KATLİAMDA 3 BİN KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ
Hristiyan Ketaib Partisi lideri Beşir Cemayel'in devlet başkanı
seçilmesinden kısa süre sonra suikast sonucu öldürülmesini gerekçe
gösteren Hristiyan Falanjist milisler İsrail ordusunun gözetiminde,
16 Eylül 1982 Sabra ve Şatilla mülteci kamplarına saldırı
başlattı.
İsrail'in eski Savunma Bakanı Ariel Şaron’un yönettiği saldırı 3
gün sürdü ve 3 binden fazla savunmasız Filistinli mülteci
katledildi.
İsrail'in, katliamı araştırmak üzere kurmak zorunda kaldığı
komisyon, Şubat 1983’te yayımladığı raporda, Şaron’u, katliamın
sorumluları arasında gösterdi.
Lübnan’daki farklı din, mezhep ve siyasi görüşleri karşı karşıya
getiren iç savaş, 1989 yılında Suudi Arabistan'ın Taif şehrinde,
"Taif Antlaşması'nın" imzalanmasıyla sona erdi. Yaklaşık 15 yıl
süren iç savaşta 150 binden fazla insan hayatını kaybederken, yüz
binlerce kişi yaralandı, bir milyondan fazlası da ülkesini terk
etmek zorunda kaldı.
BELÇİKA'YI SUSTURDULAR
Sabra ve Şatila Katliamından sağ kurtulan 23 kişi, 2001’de İsrail
başbakanı olan Şaron aleyhinde insanlık suçu işlediği gerekçesiyle,
18 Haziran 2001'de Belçika’da dava açtı.
ABD ve İsrail’in baskıları nedeniyle Belçika, bu davanın açılmasına
imkan veren yasayı değiştirmek zorunda kaldı ve 15 Mayıs 2002’de
dava yetkisizlik nedeniyle düştü.
ŞARON ALEYHİNE İFADE VERMEYİ KABUL EDEN KİŞİ
ÖLDÜRÜLDÜ
Dava düşmeden önce katliamın başrolündeki Falanjist Lübnan
Güçleri’nin liderlerinden Eli Hubeyka, Şaron aleyhinde şahitlik
yapacağını ilan etmesinden birkaç gün sonra Beyrut’ta aracına
konulan bombanın patlaması sonucu öldü.
Hamas, 15 Eylül 2017’de, Sabra ve Şatilla katliamının 35'inci yılı
münasebetiyle Filistin halkına karşı işlenen katliamın Lahey'deki
Uluslararası Ceza Mahkemesine taşınması ve failleri hakkında
sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi için harekete geçme
çağrısı yaptı.