Sarmusak'tan bomba aczmendi iddiası
Abone ol28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu belgelerini sızdırdıkları gerekçesiyle yargılanan Kadir Sarmusak'tan bomba açıklamalar
Batı Çalışma Grubu belgelerini Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı’ndan Emniyet İstihbarat’a sızdırdığı gerekçesiyle
yargılanan “Köstebek Davası”nın ünlü ismi Kadir Sarmusak, Sarmusak,
Aczmendilerin yüzde 40'ının asker kökenli olduğunu da
savundu.
28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu belgelerini sızdırdıkları
gerekçesiyle yargılanan Bülent Orakoğlu ve Kadir Sarmusak birlikte
yargılanmıştı.
İŞKENCE GÖRDÜM
Çiller’in bir konuşmasında “Şerefli Onbaşı” dediği Mehmet Kadir
Sarmusak, “28 Şubat sürecinde en çok mağdur olan benim. İşkence
gördüm. 11 günüm kayıp benim, ölebilirdim. Müdahil olacağım”
dedi.
Vatan gazetesinin haberine göre, Askeri Mahkeme’de yargılanan ve
dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir tarafından işkence
gördüğünü söyleyen Sarmusak bu davadan beraat etti. Şimdi ise
İstanbul’da kariyerine polis olarak devam ediyor.
HAKKIMDA SAHTE BELGE DÜZENLEDİKLERİNİ İSPAT
ETTİM
“Henüz bir dava açılmadı ancak 28 Şubat sürecinde en çok mağdur
olan kişi benim" diyen Kadir Sarmusak: "Hakkında sahte belge
düzenlenen kişi benim. Ben yargılandığım davada, beni mahkum
ettirmek için Çevik Bir’in hakim albay ile birlikte sahte belge
düzenlediğini ispatlamış bir kişiyim. Bu soruşturmanın ortaya
çıkışı aslında o davayla ilgilidir. Savcılık bizden ne talep edecek
ne olacak biz de bekliyoruz. Yani her an çağrı gelebilir bize.
Çağrı gelmezse de bir dava açıldığında gidip müdahil olacağım”
şeklinde konuştu.
Dönemin Başbakan yardımcısı Tansu Çiller'in "Şerefli Onbaşı" dediği
Kadir Sarmusak o dönem yaşadıklarını şöyle anlattı:
'ERGENEKON'UN MERKEZİ'
“Şu anda konuşulanlar gerçeklerin yüzde 10’unu içeriyor. Esas
gerçekler ortaya çıktığında bu ciddi sansasyonel etki yapar. Bugün
Ergenekon adı altında servis edilen tüm çalışmanın esas kökeni 28
Şubat’tır. Bundan önceki yapılan tüm müdahaleler yapılanlar
yanlıştır. Şu anda merkeze gidiyorlar. Eğer 28 Şubat’a
dokunamazsanız Ergenekon’u ortaya çıkartamazsınız. Çünkü Ergenekon
mantığı 28 Şubat’ta şekillendi.”
‘HER ŞEYİ İKİ ALBAY PLANLADI’
“Yakalama kararı çıkarılan Albay E.Ş. esas operasyonun merkezidir.
Yakalanmadı o, yurt dışına çıkmış olabilir. Esas bomba Binbaşı M.A.
yakalandığı zaman ortaya çıkacak. Şimdi neden yakalama kararlarında
o yok bilmiyorum. Bu işi iki binbaşı planladı: M.A. ile L.E...
Zaten L. E. Ergenekon’dan içeride. Albay M.A.’nın ismi de çok temiz
değil. O daha önce çok büyük bir kantin soygunu yaptı.”
‘ACZMENDİLERİN ÇOĞU ASKERDİ’
“Şu anda Iceberg’in görünen yüzünü açıyorlar. Soruşturma
ilerledikçe hepsinin hakkında yakalama kararı çıkartılacağına ben
eminim. Eğer konuşursak çok şeyin aydınlığa çıkacağına eminim. Ben
bu zamana kadar hiç konuşmadım. 15 yıl geçti! Siz askeri sorgunun
ne demek olduğunu biliyor musunuz? 11 günüm kayıp benim. Nerede
olduğum belli değil. Hiçbir kaydım tutulmadı. Beni öldürmeyi de
düşündüler. Ama adamlar o kadar emin şekilde pazarlık ettik ki,
eğer ben ölseydim bugün saklı kaldı dediğiniz birçok şey piyasada
olacaktı. Aczmendilerin durumu neden sorgulanmıyor. O dönem
Aczmendilerin yüzde 40’ı asker kökenliydi. Bunlar fotoğraflarla
tespit edilmişti. O başörtü eyleminde halkı galeyana getirmek
isteyenlerin 20’sinin rütbeli asker olduğu tespit edildi. Hanefi
Avcı cezaevine girdiği gün bu askerlerin ismini açklayacağını
söylemişti. Ertesi gün serbest kaldı.”
‘PAŞALAR BORSADAN ÇIKTI’
“Ben sizin bazı belgelere ulaşmanıza yardımcı olabilirim. Borsa
hesapları vardı bazı komutanların. Sincan’da tanklar yürümeden önce
bu hesaplardan nasıl çıktıklarına, meclisin içindeki insanlardan
nasıl bilgi akışı sağladıklarına ulaşmanızı sağlayabilirim.
İnşallah sonu aydınlık olur. Ama Türkiye’de ben aydınım diyerek
Türkiye’yi karanlığa gömen birçok kişi kendi karanlıklarında
boğulacak.”
‘BENİ DEMİREL İHBAR ETTİ’
“Beni ihbar eden Sayın Demirel’dir. TSK kuvvetleri içinde faaliyet
gösterdiğimi ihbar edip, beni yakalatan, onca çileyi çekmeme, 4 ay
hapis yatmama, onca işkence görmeme asıl sebep kişi Demirel’dir.
Biz o dönem bu belgelerin yasa dışı olduğunu kabul edemedik. Neden,
çünkü eğer kabul ederseniz siz suçu kabul etmiş oluyorsunuz. Yani
oradan belge çıkartmayı kabul etmiş oluyorsunuz. Halbuki çıkan
belgelerin nereden nasıl çıktığı hala daha keşfedilmiş değil.”