Sarıkamışta O GECE
Abone olTürk askeri Sarıkamış Harekatı'nda dünyada eşine az rastlanan dram yaşadı.
Türk askeri Sarıkamış Harekatı'nda şartların tüm olumsuzluğu
karşısında sergilediği üstün cesaret, sabır ve metanetle düşmanının
bile takdirini kazanırken, dünyada eşine az rastlanan bir dram
yaşadı.
Karlı dağlar ve aşırı soğuğa karşı tarihte eşine rastlanmayan bir
mücadele ortaya koyan on binlerce Türk askeri, çetin doğa
koşullarına ve tüm yokluklara karşın ''emre itaate'' asla baş
kaldırmadı. Allahuekber Dağları'nı aşarken çoğu kurşun atamadan,
düşmanla göğüs göğüse vuruşamadan şehit oldu. Kar altında soğuğa
direnemeyen güçsüz vücutları mor renge bürünerek ''kardelen''ler
gibi karlara gömüldü.
Rus harp tarihçisi N. Korsun, ''Türk taarruz planının çok cüretli
olduğunu, Rusların ciddi bir tehlikeye maruz kaldığını, başta
General Mieschlayewsk ve General Bergmann'ın korkuya düştüklerini,
kıtalara umumi çekiliş emri verdiklerini'', ''Sarıkamış
Operasyonu'' adlı kitabında yer verirken, bazı komutanların
anılarında Türk askerinin nasıl bir yoklukla karşı karşıya olduğu
anlatılıyor.
29. FIRKA KOMUTANI MİRALAY ARİF BEY
Yazar Ziya Nur Aksun'un ''Enver Paşa ve Sarıkamış Harekatı'' adlı
eserinde ise 29. Fırka Kumandanı Miralay Arif Bey'in ordunun
durumunu şöyle anlattığı belirtiliyor:
''Gıdasızlıktan vücudun harareti kaybolmakta ve donma vakaları
artmaktaydı. Hayatta kalanların yüz, el ve ayakları donarak
hayaletler gibi, serseri dolaşmaktaydı. Hayvanlar ise çam
yapraklarını yemediklerinden karı eşeleyerek bulabildikleri ot
saplarını, bazen de birbirlerinin semerlerini, kuyruklarını ve
yelelerini kemirmekteydiler. Muhabere meydanının hiç bir yerinden
akarsu yoktur. Su ihtiyacı, karları ısıtılarak ve çay yapılarak
giderilebiliyor veyahut ağızda kar eritiliyordu. Karavanalarda
ısıtılarak eritilen kar suyunu ise hayvanlar bile
içmiyordu...''
KÖPRÜLÜLÜ ŞERİF
Sami Önal tarafından yayına hazırlanan Emekli Kurmay Yarbay
Köprülülü Şerif'in (İlden) ''1. Dünya Savaşı Başlangıcında 3. Ordu
Sarıkamış Kuşatma Manevrası ve Meydan Savaşı'' adlı eserinde,
Sarıkamış Harekatı ile ilgili önemli bilgiler bulunmakta.
Köprülülü Şerif'in esirinin son kısmındaki şu ifadeler dikkat
çekiyor: ''Tarihlere ant olsun ki Türk Ordusu bilgisiz ve deli
komutanının hırsıyla yüksek dağlar üstünde kara kışın tepisiyle
yüzyıllarının düşmanının güllesi ve kurşunuyla uğraşa cenkleşe
ulusal bağımsızlık uğruna tümüyle mahvoldu da bir eri sırt
çevirmedi. Sarıkamış'ta hiç panik olmamıştır.''
ENVER PAŞA'YA GÖNDERİLER RAPOR
Türk askerinin durumuna ilişkin 9. Kolordu Komutanı'nın Enver
Paşa'ya gönderdiği bir raporda ise ''İleri harekattan 2 gün evvel
21 bin muharip ve sair kuvvetiyle 28 bin olan mevcudu olduğunu,
Bardız'a 18 binle girdiklerini, bugün ise ancak 10 gün vakit bulsa
10 bine yükselebileceklerini, neferlerin zaaf-ı bedenle müsab,
hayvanatın bitap olduğunu, 40 cebel topundan ancak 20'sinin
işleyebildiğini ve 16 mitralyözden istifade edebildikleri'' ifade
edilerek, ''Kolordunun kaabiliyet-i taaruziyesi kalmadığı
maruzdur'' deniliyor.
Fırka Kumandanı Miralay Abdulkerim Bey ise raporunda, ''Havalar
böyle giderse birlikler donarak eriyecekler. Allah orduyu İslamı
her türlü afetten muhafaza buyursun'' temennisinde bulunması
dikkati çekiyor.
SANCAKLARI KURTARAN ERLER
Alptekin Müderrisoğlu ise ''Sarıkamış Dramı'' adlı eserinde,
harekatın son dönemlerinde Enver Paşa'nın ''Alay sancakları
Erzurum'a gönderilecek'' emrinin nasıl yerine getirildiğini yer
veriyor. Üç alay sancağının getirilmesi işi yaralı ve aynı zamanda
hasta olan tabur komutanlarından Yüzbaşı Fazlı ve yaralı koluyla
savaşamayan Teğmen Tevfik'e verildiğini anlatarak, bu subayların
yanlarına, Erzurum'un Hasankale ilçesi Maslahat köyünden er Aslan
ile Narman ilçesinden er Kahraman'ın görevlendirildiklerini ve
erlerin sanki bu görev için isimlerine göre seçildiklerine işaret
ediyor.
AYAKTA DONAN ASKERLER
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü öğretim
üyesi Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz, harekat sırasında çetin kış
şartları nedeniyle birçok askerin ayakta donarak şehit olduğunu
belirterek, ''O günlerden gelen anılara göre, Handere köyü
yakınlarında Çambar Dağı'nda yaralı iki asker diğer askerlerden
kopmuş kendi başlarına kalmışlardır. Yapacak bir şeyleri kalmayınca
köye inmeye karar verirler. Hemen önlerinde bir askerin olduğunu
fark eder ve ona doğru giderler ki bu asker ayakta öyle kaskatı
donmuş haldedir'' diye konuştu.
ŞEHİT ERİN CEBİNDEN ÇIKAN ŞİİR
Solmaz, Sarıkamış Yağbasan köyünde şehitlerin defninde görev yapan
''Beşir Şahin'' adlı kişinin bir askerin cebinde bulduğu ve
ezberlediği şiirin o günlerin zorluklarının anlatıldığını kaydetti.
Şehit erin cebinden çıkan şiirin bir bölümü şöyle:
''Sen Türkleri öz bilirdin,
Düşmanlara geçit verdin,
Geçsin fakat, sen geçirdin,
Koca balkan (orman), yüce balkan
Kan içinde yaka çalkan''