Sarıgül'den CHP tabanına mesajlar
Abone olMustafa Sarıgül, CHP'de her kademede görev yaptığını belirtiyor ve genel başkanlık için hazır olduğunu söylüyor. Sarıgül, CHP Kurultayı için ise sert ifadelerde bulunuyor.
CHP'de son seçimlerde alınan başarısız sonuç, parti içi
muhalefeti harekete geçirdi. Güç olmasına rağmen muhalefet
Olağanüstü Kurultay için imza toplarken, Deniz Baykal karşı atak
başlatarak 3 Temmuz'da kurultay kararı verip, güvenoyu almayı
hedefliyor. Deniz Baykal'ın Hikmet Çetin, Murat Karayalçın ve Altan
Öymen gibi eski genel başkanları ve çok yakın arkadaşlarını
listelere almayarak uğruna feda ettiği Kemal Derviş bile, muhalefet
kanadında yer almaya başladı. Henüz seçimli kurultay olmamasına
rağmen, genel başkan için Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül,
Nurettin Sözen, Prof. Dr. Hurşit Güneş, Celal Doğan ve Ertuğrul
Günay isimleri kulislerde dolaşmaya başladı. Ancak CHP'nin tüzüğüne
göre, Olağanüstü Kurultay için 650 imza gerekli. Bu sayıyı bulmak
pek kolay değil. Bütün bunlara rağmen, sonucu önceden belli 3
Temmuz Kurultayı sorunları çözecek gibi görünmüyor. Parti
seçimlerde oy kaybederken, tek başına Şişli'de oyların yüzde
67'sini alan Sarıgül'ün ismi, genel başkanlık için ön plana çıkmaya
başladı. Sarıgül CHP'deki bu duruma nasıl bakıyor, genel başkanlığa
aday olacak mı? Takvim, bu soruları sordu Sarıgül'e: * CHP,
kurultay kararı aldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Yapılacak
kurultay CHP'de çok alışılagelmiş bir kurultay şekli değil. Basına
ve diğer üyelere, yurttaşlara kapalı bir kurultay yapılıyor. Genel
Başkan, gündemi dar tutulmuş, sadece yapılacak görüşmeler sonrası
güven oylamasına gidilecek bir kurultay istiyor. * Sayın Baykal'ın
girişimi doğru bir yaklaşım değil mi? Kendisine güvenmeyen bir
lider güven oylamasına gider mi? Öncelikle, CHP uzun süredir
yeterli kamuoyu desteği alamamaktadır. CHP'lilerin de bundan mutlu
olmadığı açıktır. CHP, uzun süredir bu durumda olmasına rağmen,
karşılıklı suçlamaları bir tarafa bırakarak, ciddi, teknik,
bilimsel bir toplum analizi yapamamış, ihtiyaç duyulan politikaları
üretememiştir. Oysa CHP Kurultayları, siyaset üreten, toplumsal
sorunlarımıza somut çözümler öneren, bu arada kendisini yenilemeye
ve demokratikleştirmeye, ünkü düzenden zarar gören her kesimle
bütünleşmeye yönelen siyasi kararların alındığı kurultaylar
olmalıdır. CHP bu ülkede, sadece üye olanların ya da oy verenlerin
değil, herkesin partisidir. CHP, kurultay topladığı zaman ülkede
herkes dikkat kesilmelidir. O kurultayda hangi kararların
alınacağına; işçinin, işadamının, işsizin, öğrencinin, kadının
erkeğin, herkesin kulak vereceği kurultaylar olmalıdır. CHP eğer
seçimli kurultay yapıyorsa, bu seçim sadece genel başkan seçimi
değil, Türkiye'nin başbakanının seçimi olmalıdır. CHP
Kurultayları'nda artık genel başkan değil, başbakan seçilmelidir. *
Kurultaya katılıp tüm bu görüşlerinizi orada söylemeyi düşünüyor
musunuz? Hayır. İşte esas anlatmak istediğim bu. Bu kurultay, sanki
"Kabahat kimde?" kurultayı gibi yapılıyor. Böyle bir kurultay doğru
değil, benim böyle bir kurultayda olmam mümkün değil. Ayrıca, ben
söylemek istediklerimi, topluma açık olmayan dar alanlarda değil,
geniş toplumsal alanlarda, toplumun her kesimiyle buluşarak
söylüyorum. Mesajlarımı iletmekte bir sıkıntım yok, ben onları
anlıyorum, onlar da beni anlıyor. Siyasi projelerimi toplumun
içinde oluşturuyorum, o projeler için destek alıyorum. Günü
geldiğinde de uygulayacağız. * Son günlerde sizin adınız,
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı için en çok anılan isim
oldu. Bu konuda bize ne söyleyeceksiniz? Bunu her sorana,
içtenlikle belirtiyorum. Mustafa Sarıgül'ün, makam hırsı, şan,
şöhret hırsı yok. Mustafa Sarıgül'ün, hizmet etme hırsı var.
Mustafa Sarıgül, içinden çıktığı bu toplumu seviyor. Koltuk,
sandalye seçimi yapmıyoruz. 1974 yılından bu yana siyasetin
içindeyim. Cumhuriyet Halk Partisi Şişli Gençlik Kolu
Başkanlığı'ndan başlayarak, parti içi ve dışında her kademede görev
yaptım. Her görevi başarıyla sürdürdüm. Sürdürmeye de devam
ediyorum. Görev, demokrasilerin olduğu yerde, başkaları tarafından
ihsan edilmez. Görevi halk verir. Halkımız verirse, her görevi
yaparız. Kendime çok zaman ayıramıyorum. Ancak bazen kendimle baş
başa kalmaya, dinlenmeye ihtiyacım oluyor. Spor yapmayı seviyorum.
Hayatımın en yoğun olduğu dönemlerde bile, sporu ihmal etmemeye
çalışıyorum... Sabahları çok erken kalkarım. Haftanın 3 günü saat
06.30'da dışarı çıkarım. Belediyeye gelmeden önce mutlaka
mahallelere uğrarım, sokakları dolaşırım. Kepengini açan esnafla
sohbet ederim. Bu, benim için hem spor oluyor hem de keyif...