Sarıgül'den çarpıcı İmralı açıklaması
Abone olŞişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ''Başbakan olsam ben de Öcalanla görüşürdüm'' dedi!
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması beklenen Mustafa Sarıgül "Başbakan olsam ben de Öcalan'la görüşürdüm. Ayrıca görüşülen Öcalan değil, Kürt halkıdır" dedi.
Radikal gazetesinden Ezgi Başaran'a konuşan Sarıgül çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte o röportaj:
Son birkaç haftadır hem CHP’nin hem de Şişli Belediye Başkanı Sarıgül’e yakın isimlerin anketler yaptırdığını biliyoruz. Soru belli: CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adayı kim olsun? Hem parti içinden hem de teşkilattan birkaç çatlak ses dışında ortak bir cevap çıkıyor: Mustafa Sarıgül.
SARIGÜL DIŞINDAN KİMSE TOPBAŞ'A RAKİP OLAMIYOR
Hatta “İstanbul’u ancak Sarıgül’le alırız” cümlesinin bir adım ötesine de geçiliyor ve “İstanbul’u alırsak AKP’nin de ‘çöküşünün’ başlangıcı olur” hayalleri kuruluyor. Prof. Fuat Keyman –ki bu böyle yazılar yazması âdeti değildir- dün Milliyet’teki köşesinde “Sarıgül dışında hiçbir CHP adayı, Topbaş’a rakip olamıyor. CHP’nin, Sarıgül’süz İstanbul’u kazanması mümkün değil. CHP’nin doğru risk yönetimi yapması ve hızlı karar vermesi lazım” demişti.
Bu hissiyat, Sarıgül’le kavgalı olduğunu bildiğimiz Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ve yine büyükşehire adaylık için adı geçen Gürsel Tekin dışında hem partide hem de parti tabanında benimsenmiş gibi görünüyor.
''BEN DE BAŞBAKAN OLSAM ÖCALAN'LA GÖRÜŞÜRDÜM''
Sarıgülle Nişantaşı’nda buluştuğumuzda biraz bunları konuşalım, hepimizin bildiğini alenileştirsin, evet İstanbul için adayım desin istemiştim. Aramızdaki sohbet bir köşe kapmacaya, dolayısıyla sizler için bir pazar eğlencesine dönüştü diyebilirim. Önce söze İmralı süreciyle başladık. CHP’nin dün yapılan parti meclisini ikiye hatta üçe bölen “CHP bu sürecin neresinde durmalı” sorusunun cevabı Sarıgül için gayet netti: “Ben de başbakan olsaydım Öcalan’la görüşürdüm. Çünkü her şey konuşularak çözülür. Ayrıca Öcalan’la görüşme meselesine de şöyle bakmak lazım: Görüşülen taraf Öcalan değil, Kürt halkıdır. Bunu Türkiye’nin batısına da net olarak anlatmak gerek.
Ben olsam en çok şehit verdiğimiz şehirlerde de sivil toplum kuruluşlarıyla örgütlenerek kamuoyunu hazırlardım. Bu sürecin hayal kırıklığı yaratmaması lazım. Hükümet daha önce Kürt açılımı ve Alevi açılımı diyerek de çeşitli girişimlerde bulundu ama sonunu getiremedi. Çünkü altyapısı yoktu. Umarım bu kez yine aynı şeyi yaşamayız.”
''TÜRK DEĞİL TÜRKİYELİ''
CHP’nin bir kaynar kazanı da anayasadaki vatandaşlık kavramı. Süheyl Batum’un CHP’yi temsilen Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na dahil olmasından sonra, mutabık kalınan vatandaşlık tanımında uzlaşılamadı. Sarıgül şöyle diyor: “Anayasadaki Türk kavramı yerine Türkiyeli kavramının konmasını doğru buluyorum. Vatandaşlık tanımının böyle yapılması, sadece Kürtler için değil, Ermeni, Yahudi, Rum, Laz vatandaşlarımız için de uygun olandır.”
''ADAYIM DA DEMEDİ DEĞİLİM DE''
Sohbetimizin köşe kapmaca bölümü bundan sonra başlıyor. Diyorum ki, “Pek güzel çare sizsiniz. Peki bu çare olmayı Şişli’den mi yapacaksınız, İstanbul’a aday değil misiniz?” “Acele etmeyelim” diyor. “Ha değilsiniz yani aday filan”… “Öyle bir şey demedim” diyor. “Öyleyse adaysınız diyelim”. “Bak şimdi sana bir soru. Sen Teşvikiye’de oturuyorsun değil mi?” Allah Allah? Evet ama tam Beşiktaş ve Şişli sınırında ve Beşiktaş seçmeniyim.” “İyi o zaman sana şunu diyeyim. Bundan sonraki seçimde sınırı genişleteceğim, sen de bana oy verebileceksin.” Allah razı olsun Sayın Sarıgül.
Demek ki, benim gibi Şişli’de oturmayanlar için seçim sathı mailini İstanbul’a doğru yayacak. Tam ben böyle düşünürken… Aha! Mahali yayma konusunda akıl karıştırıcı dev bir adım atıyor, bombanın pimini çekip masaya bırakıyor: “Herkes başkanlık meselesini konuşuyor, değil mi? Peki başkanlık sistemi gelirse Recep Tayyip Erdoğan’ın başkan olacağı ne malum?” Ya kim olacak? “Anlamadım! Ne demek yani! Elbette onun karşısına çıkacak bir babayiğit mevcuttur. Kesinlikle mevcuttur.”