Sarıgül Şişli'yi bırakmıyor
Abone olYapılacak yerel seçimlerde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi için ismi geçsede Mustafa Sarıgül, Şişli'yi istiyor.
Mynet Özel'in bu haftaki konuğu Şişli Belediye Başkanı Mustafa
Sarıgül. Sarıgül'le Şişli'deki 4.5 yıllık çalışma dönemini, Mart
ayında yapılacak yerel seçimleri ve CHP'yi konuştuk. Öncelikle 4.5
yıllık başkanlık döneminizin değerlendirmesini yapar mısınız?
Mustafa Sarıgül: Şişli'de, iyiden, doğrudan ve çağdaş demokrasiden
yana çok önemli projeler uyguladık. Kentsel dönüşüm projelerine
önem verdik. Eğitime önem verdik. Tüm devlet okullarını, özel okul
ayarına getirdik. Bütün okulların bilgisayar ve fen
laboratuarlarını yaptık. Okullarımızı öğretmenler odasına kadar
planladık. Okullarımızın fiziki durumunu geliştirdik. Ekonomik
gelir durumu zayıf olan bölgelerde, sağlık merkezleri açtık ve o
sağlık merkezlerimizle birlikte günde 3 bin vatandaşın muayenesini
yapıyoruz. Bunun yanında çevreye de önem verdik, spora önem verdik,
inanç ve kültür merkezlerimize son derece önem verdik. Hiçbir
siyasi parti gözetmeksizin bugüne kadar 4.5 yıldır çalmadığımız
kapı, sıkmadığımız el kalmadı. Ve yoğun bir çalışma temposu içinde
ilk günkü heyecanı hep taşıyarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu
farklı bir belediyecilik anlayışı mı? Mustafa Sarıgül: Bu son
derece farklı belediyecilik. Biz farklı bir belediye olmasak, dünya
tarihinde ilk defa bir Cumhurbaşkanı bizi ziyaret etmezdi. 29
Ekim'de biz dünyanının en büyük bayrağını açtık. Biz hep farklı
olmaya çalışıyoruz. Farklı olmak için de çok koşuyoruz, çok
üretiyoruz ve çok çalışıyoruz. Akıllıyız ve aklımızı kullanıyoruz.
Daha akıllıyız, bütün dostlarımızın aklından yararlanıyoruz.
Araştırma ve geliştirme gruplarımız var. Bir bir ekibiz, bir
takımız ve iyi bir takım olmaya özen gösteriyoruz. Takımda
yorulanlar var, takımda tembellik yapanlar var. Yorulanlar ve
tembellik yapanları da duygusal davranmadan hemen yakın bir zamanda
dinlenmeye alıp, tekrar bir moral takviyesi yapıp, en kısa
zamanları onları yeniden takıma katmaya özen gösteriyoruz. İhanetçi
değiliz, vefasız değiliz. Ama biz de çalışmak ve başarmak
zorundayız. Şişli halkının bana vermiş olduğu yetkiyi, haktan
hukuktan ve adalet duygusundan ayrılmadan bütün yurttaşlarımla
birlikte eşit bir şekilde kullanmaya özen gösteriyorum. 28
mahallede, binin üzerinde cadde ve sokakta koşuyoruz, çoşuyoruz ve
çoşturuyoruz. Başarılı olmak için inanıyoruz ve inandığımız işi
yapıyoruz. Başarılı olmak için iddiamız var, inancımız var.
Şişli'de çağdaş düşünenler, demokratik düşünenler, aydınlık
Türkiye'nin yarınını düşünenler elele omuz omuza ve gönül gönüle
çalışmalarımıza devam ediyoruz. 4.5 yılın sonunda yapamadıklarınız
var mı? Mustafa Sarıgül: Otoparklarda eksikliğimiz var.
Teşvikiye'de büyük bir otopark yapacağız. Nişantaşı'nda iki büyük
otopark yapılacak. Şişli merkezde 3 tane büyük otopark inşa
edilecek. Teşvikiye Camii'nin oradan yolu alıp aşağıya,
Kaykamamlığın yanına çıkaracağız. Tabi her projeyi 4.5 yıl gibi
kısa bir zamana sıkıştırmak mümkün değil. 4.5 yıl geldik, gördük ve
durum tespiti yaptık. İkinci 5 yılımızda da Şişli'yi Avrupa kenti
yapacağız. Şişli, Milano'yı, Paris'i, Roma'yı geçti. Bundan sonra
Şişli artık bir dünya kenti olacak. Peki Şişli için mi, yoksa
İstanbul için mi 5 yıl istiyorsunuz? Mustafa Sarıgül: Benim rütbe
heyecanım yok, hizmet heyecanım var. Ben gücümü bulunduğum
koltuktan almıyorum, gücümü kendi kişiliğimden alıyorum. Şişlili
yurttaşlarıma sözüm var. Aday olduğum zaman, 10 yıl onlardan yetki
istedim. Ben Şişlili yurttaşlarımı, yüzüstü bırakarak, asla ve asla
bir yere gitmem. Şişli'yi hiçbir zaman öksüz bırakmam. Şişli beni
ben Şişli'yi çok seviyorum. Benim iki tane evladım var. İki
evladımın benim için değeri ne ise, Şişli'nin de değeri aynıdır.
İsminiz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için de geçiyor.
CHP'den size bu yönde bir teklif gelirse nasıl karşılarsınız?
Mustafa Sarıgül: Bu konuyu genel başkanımız ve il başkanımızla
konuştuk. Ben bir dönem daha Şişli'de kalacağım. Yurttaşlarımın
göstermiş olduğu ilgiye çok teşekkür ediyorum. Ama Büyükşehir
Belediye Başkan adayımız kim olursa, ben Büyükşehir Belediye Başkan
adayıymışım gibi canla başla çalışmaya devam edeceğim. Ben sözüyle,
özüyle bir olan bir adamım. Sözünden dönenleri hiçbir zaman sevmem.
Birlikte yola çıktıklarımı da yolda karşılaştıklarıma değişmem. Bu
sözlerle neyi işaret ettiğinizi açar mısınız? Mustafa Sarıgül: Bunu
genel bir kural olarak söylüyorum. 30 yıllık bir emeğim var. Bu 30
yılda benim çizgim hep sosyal demokrat ve bu çizgi hep düz bir
çizgi oldu. Sosyal demokrat kulvarda başarılı olmak zorundayız.
Sosyal demokrasiyi başarıya götürmek zorundayız. Bunu başarıya
götürmek için de iki gücüm var halk ve hak. Sosyal demokrasiyi daha
aktif hale getirmek için ne yapılması gerekiyor? Mustafa Sarıgül:
Mustafa Sarıgül'ü izlemek lazım. Ben bir sosyal demokrat partinin
belediye başkanıyım. Ben burada başarısızsam yurttaşlarımız ne
yapsın. Sosyal demokrasi adına görev alanların çalışmaları,
koşmaları, üretmeleri lazım. Çok çalışmak lazım. Sabah saat
06.00'da kalkması lazım. Gece 01.00-02.00'ye kadar çalışması lazım.
Aptalca koşmak değil, verimli, güzel, iyi koşmak lazım. Önemli
projeler üretmek lazım. Sizin ürettiğiniz projeler sadece sizi
ilgilendirmemeli, size oy vermeyenleri de ilgilendirmeli. Ben
sadece bana ulaşanların belediye başkanı değilim, bana
ulaşamayanların da hak ve hukukunu korumakla mükellefim. Şişli
Belediyesi'nde adamı olanın işi yapılmaz. Hak edenin işi yapılır.
Zaman akıp gidiyor, değişimlere ayak uydurmamız lazım. Peki CHP,
sizin yapabildiğiniz değişimi gerçekleştirebiliyor mu? Mustafa
Sarıgül: CHP köklü bir parti. Parti bu değişimlere ayak
uydurabiliyor. Sosyal demokraside çıkar yok, menfaat yok, banka
hortumlama yok. Sosyal demokraside dürüst, başarılı çalışma var.
Ama Türkiye'de ne yazık ki, dürüst çalışanların önü de hep
kesilmeye çalışılıyor. Ve maalesef birçok noktada insanlar doğru
bildikleriyle olmayı tercih etmiyor da, yanlış ama güçlüyle
birlikte olmayı seçiyor. Biz mazlumun hakkını zalimlerden mutlaka
alacağız. Bizim bütün mücadelemiz, mazlumun hakkını, zalimlerden
almak. Biz tozda dumanda kalmayız, tozu dumana katarız. Bunun vakti
var, saati var, çalışması var. Şunu bilmenizi istiyorum. Anadolu'da
bir laf vardır. Herkes beklesin ve görsün: Ya herro, ya merro. Daha
biz herro ve merro durumuna gelmedik. Ama bir gün ona gelirsek,
şunu bilmenizi istiyorum, ben Türkiye Cumhuriyeti'nde sorumluluk
taşıyan birisi olarak Kurtuluş Savaşı ve Kuvaiye Milliye'den gelen
birisi olarak atalarımızın, dedelerimizin kanlarıyla yoğurulan bu
memlekette, Mehmetçiğin kafasına bir torba geçirmesini de
kesinlikle hazmedemiyorum. Bir gün vakti, saati gelirse, o torbanın
hesabını da inşallah Cumhuriyet Halk Partisi soracaktır. Solda
birlik konusunda da çalışmalar sürüyor. Özellikle yerel seçimler
öncesinde bu çalışmalar hız kazandı. Çalışmalar sonuç getirir mi?
Mustafa Sarıgül: Solda birlik için adres belli. Dar düşünmeye,
kısır düşünmeye, koltuk peşinde koşmaya gerek yok. Solun en büyük
partisini 3 Kasım'da vatandaşlarımız tescil etti. Solun en büyük
partisi Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Ülkesini, milletini,
bayrağını, ulusal birliğini sevenin gelip bu büyük çatı altında
çalışması lazım. Dağılmıştık, problemler vardı. Sıkıntılar vardı.
Herkes bir tarafta idi. Ama şimdi artık Cumhuriyet Halk Partisi
baba ocağı. Koşulsuz, şartsız, makamsız, mevkisiz, ülkeye hizmet
aşkıyla yanan herkesi bu çatı altında kendi öz eleştirisini yapmış
olarak bekliyoruz. Yerel seçimlerin sonuçlarını nasıl görüyorsunuz?
Özellikle de İstanbul'u? Mustafa Sarıgül: Bunu söylemek için çok
erken. Siyasette 24 saat çok önemlidir. Yarın sabah ne olacağı hiç
belli olmaz. Şu anda suni bir pompalanma, suni bir güç görünüyor.
Ama hastane kuyrukları bitmedi, işsizlik bitmedi, gecekondudaki
insanlar aç, susuz ve yoksul. Anadolu aç ve perişan. Sefalet
içinde. Her geçen gün Türkiye'de zenginle fakir arasındaki uçurum
açılıyor. Sosyal patlamalara doğru gidilebilir. Üretim yok. Benim
bu belediyede çektiğim en büyük sıkıntı işsizlik. Üniversite mezunu
gençler iş bulamıyor. Bugün, 150 milyon liraya çalışacak olan
gençler var. İş istiyorlar ama veremiyoruz. Bugün, erzak yardımı
için gelen giden kişinin haddi hesabı yok. Bunlar da Türkiye'nin
önemli üzüntüleri. Siyasal sorumluluk taşıyan insanlar olarak,
bizim görevimimiz, iftar çadırlarında fotoğraf çektirmek değil, o
çadırları yok etmektir. Benim için şahısların mutluluğu önemli
değil, toplumun mutluluğu önemli. Benim için bir bireyin mutlu
olması önemli değil, bütün halkın mutlu olması önemli. Ama biz bir
mücadele veriyoruz. Bizim verdiğimiz mücadele tahta kaşıktan, demir
kaşığa geçme mücadelesidir. Sadece şahısların tahta kaşıktan demir
kaşığa geçmesi önemli değil, bütün toplumun geçmesi önemli... Ben,
tahta kaşık kültürünü koruyarak, herkesin mutlu olmasını arzu
ediyorum. Peki seçim sonuçları için ne söyleceksiniz? Mustafa
Sarıgül: 1989 yılını hatırlayalım. Bir Dalan fırtınası vardı. Kimse
Bedrettin Dalan'ın seçimleri kaybetmeyeceğine inanırken, SHP olarak
seçimleri aldık. Siyasette herşey olabilir. Kaynak : Mynet / Özlem
Ulueren