Sarıer, Çukurova'yı savundu!
Abone olHürriyet yazarı Fatih Altaylı'nın "Çukurova Dosyası"nı açmasına, ilk tepki Sabah yazarı İlker Sarıer'den geldi. Sarıer'in suçlamaları oldukça ağır...
İlker Sarıer'e göre, Peki Sarıer'i bu düşünceye sevkeden neden
neydi?
Bu soruya verilecek tek cevap var: Fatih Altaylı..
Sizler okuyabildiniz mi bilmiyoruz; Fatih Altaylı tatil dönüşünden
hemen sonra, "Çukurova Dosyası"nı açtı ve birkaç gündür, köşesinde
bu konuya değiniyor. Altaylı'ya ekonomi yazarlarından da tepki
geldi elbet.. Ancak hiçbir yazı, İlker Sarıer'inkinden ağır
değildi.
İlker Sarıer'i dinliyoruz:
-"Türkiye'de hesapsız kitapsız yaratılmış
yatırımlar mezarlığı, para yutmaya devam ediyor. Devlet, 200
katrilyon lira tutarında 4 bin projeye devam ediyor. 86 katrilyon
lira ödenmiş, 114 katrilyon lira da ödenecek!"
Bu rakamları, Odalar Birliği'nin aylık yayın organında, Başkan
Rifat Hisarcıklıoğlu açıkladı.
Vatandaş bunları ezberinde tutamadığı için de, gazetelerde yazı
yazdığını zanneden zevat-ı muhterem, istediği stratejiyi rahatlıkla
sürdürmeye devam ediyor, yetim hakkı maskesiyle...
Medyada geçmişte birçoğunun yaptığı gibi, "boşver yahu,
birbirlerini yesinler, bana ne, ben kendi dümenime bakarım" diye
düşünmediğim için yazıyorum aşağıdaki yazıyı...
Çünkü kullanılan maskeler bizim mesleğimizi çürütüyor, kirletiyor.
O yüzden de bizi çok ilgilendiriyor.
Neyin "tetikçilik", neyin "hak aramak" olduğunu tefrik edemeyen çok
sayıda gazeteci embesil de, seyretmeye devam ediyor bu
tartışmaları... Güya "gazeteler-üstü" duruyorlar ama bir kısmı
"batırılmaya çalışılan gazetelerden" maaş alırken, öteki kısmı da
"batırmaya çalışan" gazetelerden maaş alıyor, kimse bilmiyormuş
gibi...
"Haksızlıkları seyretmek" ne zamandan beri "gazeteler-üstü durmak"
oldu orası da ayrı!..
Gelsin viskiler abi ya, karıştırma şimdi!..
Niye bağırmıyorsunuz?
El konulan özel bankalardan, hakim hissedarların kullandıkları
kredilerin toplam tutarı, 10-12 milyar dolar civarındaydı. Bunun
içinde, cebe indirilmiş para da vardı, yatırıma yönelmiş para da
vardı.
Patron tetikçileri, bu "ayrımı" hiç yapmadılar. Bununla kalmayıp,
el konulan bankalarda, daha sonraki dönemde karanlığa gömülen
milyar dolarların hesabını da, özel kişilerin üzerine yıkmaya
kalkıştılar.
Halbuki, el konulan özel bankalar tam bir karadeliğe
dönüştürülmüştü.
Şu doğruydu, bu yanlıştı, şu bilmem neydi, demiyorum.
Bir gazetecilik-yazarlık faciasına dikkat çekmeye çalışıyorum.
Ankara hükümetleri, 4 bin yatırıma girişmiş, 98 katrilyon lirayı
batırmış!..
Yani, 60 milyan dolar gümlemiş!..
Daha gümleyecek, 80 milyar dolar da sırada bekliyor.
Varsa yoksa Çukurova
Ankara'nın batırdığı milyar dolarları görmezden gelirken, "her şeyi
hakkaniyetle eleştiriyormuş" dümenine yatmış yazarcıklar,
patronlarının sektörel rekabetine pek münasip düşen çizgilerini
sürdürmeye devam ediyorlar.
Şimdilerde varsa yoksa Çukurova!..
Varsa yoksa Karamehmet!.. Tamam, Çukurova'nın borçlarını, ödeme
planlarını yazmak yasak değil...
Ama Ankara'nın batırdığı milyar dolarları yazmak da yasak
değil!..
Geçmişte niye hep Uzan'dı? Niye şimdi devamlı Çukurova?
Ben "plan"ı size tercüme edeyim:
Uzanlar bitirildi. Hesapta şimdi sıra Çukurova'da...
Tetikçiler, silkelemeye devam ediyorlar.
"Kirli rekabete" basını alet ediyorlar.
g-stringi tartışın!
Bunların anlı şanlı yayın konseyleri, ancak g-string giymiş kadın
muhabirlerin "donunu" tartışabilir.
Tetikçilerin yarattığı, haksızlık, sardırganlık, politik aşna
fişnalar, yalanlar, uydurmalar ve kepazeliklere seyirci kalan basın
esnafını da kendi vicdanlarıyla başbaşa bırakıyorum. Onlara da
yakışsa yakışsa "g-string giymek bu mesleğe uyar mıydı uymaz mıydı"
konusunu tartışmak yakışır işte!..
Yazı: İlker Sarıer
Kaynak: