Sarı zarfçı polis çıktı
Abone olAtabey operasyonu yapılırken gazetecilere belge dolu sarı zarf dağıtan şahsın polis olduğu belirlendi.
Sabah yazarı Muharrem Sarıkaya Atabey operasyonunda gazetecilere
belge ve bilgi dağıtan şahsın polis olduğunu yazdı. Yazar ile
ilgili Emniyet teşkilatının yaptığı çalışmayı köşesinde
aktardı.
Yazı: Muharrem Sarıkaya
Kaynak:
-Genel Yayın Yönetmenimiz Fatih Altaylı, etkin bir kaynağa
dayanarak, "Atabey Operasyonu" na ilişkin hafta sonu önemli bir
haberi köşe yazısından aktardı.
Buna göre, Emniyet'in "Atabey Operasyonu" nu başlattığı
dakikalarda, bazı gazetecileri Genelkurmay Başkanlığı önüne
çağırarak ele geçirilecek silah ve mühimmat listesini veren
kişinin, güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri bulunmuştu.
Genelkurmay ile hiçbir bağlantısı olmadığı belirlenen bu kişi,
operasyonu yapan emniyet ve savcının dahi elinde olmayan bilgi ve
belgeleri, sarı zarf içinde bazı gazetelere servis yaparken,
çevredeki güvenlik kameralarına yakalanmıştı.
Altaylı, önemli kaynağına dayanarak, bu kişinin Genelkurmay'ın
kameralarına yansıyan görüntülerinin Emniyet'e ulaştırıldığını
bildirdi.
Hatta, bu kişinin "en fazla 25 yaşında, kısa kollu tişört giymiş,
atletik yapılı, uzun boylu bir erkek" olduğu bilgisini de
kaynağının aktarımı ile yazısına taşıdı.
"Bizde yok..."
Peki, Emniyet'e ulaşan görüntülerin incelemesi sonucunda ne çıktı?
Soruyu İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya yönelttik.
Aksu, kendisine bu konuda herhangi bir bilgi ve veri gelmediğini
belirterek söze başladı.
"Belki görüntüler doğrudan Emniyet Genel Müdürümüze iletilmiş
olabilir. Kendisine sormam lazım" demekle yetindi.
Aksu'dan gelecek yanıtı beklemeden, sorumuzu Emniyet Genel Müdürü
Gökhan Aydıner'e aktardık.
Genel Müdür Aydıner'in yanıtı da Bakan Aksu'dan farklı olmadı:
"Sayın Altaylı'yı okuyunca arkadaşlara da sordum, bize ulaşmış
herhangi bir kayıt veya görüntü yok..."
Genel Müdür Aydıner, hoş sohbet, babacan, insancıl; ancak bir o
kadar da kuralcı, ketum tavrı ile "yargıya intikal etmiş konu
hakkında" daha fazla konuşmak istemedi.
Araştırmam gösterdi ki, görüntüler sadece Emniyet Genel Müdürlüğü
makamına değil, Emniyet İstihbarat ve Ankara Emniyeti'ne de
yok.
"İçimizdeki kama..."
Ancak, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet de boş durmamış.
Onlar da bu kişinin kim olabileceği konusunda kolları sıvayıp
"derin çalışma" yapmış.
Önemli bilgi ve veriye de ulaşılmış.
Tepe noktalardaki kanaat, Genelkurmay Başkanlığı önünde
gazetecilere servis yapan kişinin "Emniyet içinden biri" olduğu
yönünde.
Hatta, "Ankara'da görevli bir polis olduğuna" dönük de katı bir
inanç var.
Emniyet'in tepe noktasında, bu kişi ve kişilerden "içimizdeki kama"
olarak söz ediliyor.
Genelkurmay önünde servis yapan kişiye "kama" denmesinin nedenini
etkin isim şöyle açıklıyor:
"Amacı belli; Başbakan Erdoğan ve danışmanı Cüneyd Zapsu'ya
askerlerin suikast düzenleyeceği kanaatini kamuoyunda yaratmak.
Böylece Genelkurmay'la hükümetin, hatta Emniyet'in arasını açmak,
soğukluk yaratmak. Ama oyunu tutmadı."
Bu kişinin "polis" olduğuna dönük kanının nedeni ise operasyon
öncesinde yaşanan gelişmeler...
Anlaşılıyor ki Emniyet, kendisine gelen bir ihbar mesajını alır
almaz Eryaman baskınını gerçekleştirmemiş.
Bir süre istihbarat çalışması yapmış, birkaç evde "izleme ve teknik
takipte" bulunmuş.
Operasyon öncesi bazı veriler ve belgeler de bu sırada elde
edilmiş.
Dolayısıyla, gazetecilere daha operasyon başladığı dakikalarda sarı
zarfla dağıtılanlar, bu izleme ve teknik istihbarat çalışmasında
elde edilen belgelerden oluşuyor.
Peki kim bu kişi veya kişiler? Görüntüsü olsa da, olmasa da
Emniyet
"içindeki kamanın sapını", başka yerlere batmadan yakalamış.
Kamayı içinden çıkarıp atmaya, hatta bir daha zarar vermemesi için
sapını ezip, ucunu burmaya kararlı.