Sare Davutoğlu'ndan ilk siyasi açıklama geldi
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu Kobani olaylarını değerlendirdi, okulların yakılmasını eleştirdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare
Davutoğlu ilk kez siyasi gündeme ilişkin değerlendirmelerde
bulundu. Davutoğlu'nun gündeminde Kobani olayları sırasında
okulların ve öğrenci yurtlarının yakılması
vardı.
Davutoğlu şiddet olaylarıyla ilgili olarak, "Bir anne, bir
hekim, bu ülkenin bir vatandaşı olarak beni yüreğimden yaralayan
bir hadise ise maalesef son dönemde yaşanan olaylarda
çocuklarımızın şiddete maruz, aracı ve muhatap
kılınmasıdır" dedi.
Toplumsal Gelişim, Eğitim ve Dayanışma Derneği (TOGEM-DER) ile Avrupa Eğitim Vakfı ortaklığında gerçekleştirilecek "Temiz Sınıf, Sağlıklı Gelecek" projesinin açılışı Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'nun katılımıyla yapıldı. Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki açılış toplantısına Sare Davutoğlu'nun yanı sıra İstanbul Valisi Vasip Şahin'in eşi Şeyma Şahin, TOGEM-DER Başkanı Saadet Gülbaran, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler de katıldı
"SON 12 YILDA TARİHİ ADIMLAR
ATILDI"
Sare Davutoğlu, saat 10.00 sıralarında başlayacağı açıklanan
toplantıya yaklaşık 1 saat geç geldi. Davutoğlu, toplantıya geç
katılmasıyla ilgili olarak katılımcılardan özür dileyerek
konuşmasına başladı. TOGEM-DER tarafından kısa zamanda Türkiye'de
başarılı sosyal sorumluluk projelerinin hayata geçirildiğini ifade
eden Davutoğlu, 'Temiz Sınıf, Sağlıklı Gelecek'
projesinin başarılı olacağına olan inancını dile getirdi. Sare
Davutoğlu, "Yapılan bilimsel çalışmalarda bir çocuğun
gelişiminde 0-6 yaş yaş döneminin en önemli dönem olduğunu ortaya
koyuyor. Bu dönem öğrenmenin en yoğun olduğu, kültürel normların
geliştiği, temel alışkanlıkların da edinildiği bir dönemdir. Bur
gerçeği dikkate alan hükümetimiz sahiplenmesiyle okul öncesi eğitim
alanında son 12 yılda tarihi adımlar atıldı. 2002 yılında 289 bin
çocuk okul öncesi eğitimden faydalanırken, bugün 1 milyon 100 bin
çocuğumuz okul öncesi eğitime dahil oldu. Bu rakamlar özel
çalışmalarla belki çok daha yüksek olacak. İnşallah bu konuda
çalışmalar yapan diğer kuruluşlarımızın da gayretiyle okul öncesi
eğitimden istifade edemeyen çocuğumuzun kalmayacağına
inanıyorum" dedi.
"PEK ÇOK STANDARDIN BAŞINDA FİZİKİ
KOŞULLAR GELMEKTE"
Okul öncesindeki artışın niceliksel olmanın yanı sıra eğitimdeki
kalitenin de artırılması gerektiğine değinen Sare Davutoğlu,
"Mevzuat içinde ortak kalite standartları olarak tespit
edilen fiziki koşullar, çocuk yaş grupları ve sınıfların mevcudu,
eğitim ve bakım personelinin yeterliliği, çalışma koşulları,
mesleki eğitim, yönetim programları, aile katılımı ve denetim gibi
pek çok standardın başında fiziki koşullar gelmekte. Çocuklarımıza
hijyenik, sağlıklı ortamlarda eğitim öğretim imkanının sağlanması
ise fiziki koşullar içerisinde belki de en fazla itina göstermemiz
gereken alanı oluşturuyor" diye konuştu.
"SON DÖNEMDE YAŞANAN OLAYLARDA BENİ
YÜREĞİMDEN YARALAYAN HADİSE..."
Sare Davutoğlu, konuşmasında Türkiye'de yaşanan güzelliklere ve
gelişmelere rağmen 'yürekleri yakan olaylar' da yaşandığını dile
getirdi. "Bir anne, bir hekim, bu ülkenin bir vatandaşı
olarak beni yüreğimden yaralayan bir hadise ise maalesef son
dönemde yaşanan olaylarda çocuklarımızın şiddete maruz, aracı ve
muhatap kılınmasıdır" diyen Davutoğlu şöyle devam
etti:
"Özellikle okullarımızın ve öğrenci yurtlarının molotoflu
saldırılara maruz kalması son derece üzücü. Projenin sürdürüleceği
iki ilimizde de bunun örneklerini maalesef yaşadık. İstanbul'da
alevler içinde kalan okul binalarını, Siirt'te yine bir anaokulunda
küle dönmüş oyuncakları gördüğümde, eminim sizler de öyle
hissetmişsinizdir, tarifsiz bir acı yaşadım. Çocuk masumiyetine,
çocukların güvenliğine kastedenlere, inşallah, Allah fırsat
vermesin diyorum. Hamdolsun ki bu istisnai negatif fotoğraf
kareleri, milletimizin muazzam dayanışma ruhunu lekelemeye ve
zedelemeye yetmeyecektir. Bu ülke, bu millet, bütün çocuklarını
anne şevkatiyle bağrına basmaya devam edecektir. Ben de şahsen
inşallah gücüm, takatim, imkanlarım nispetinde bütün mesaimi, bu
ülkenin aydınlık yüzlü çocuklarının yetişmesine hasredeceğim.
Bizler, aydınlık yarınlarımızın umudu olan çocuklarımız için yeni
okullar, sınıflar, yurtlar yapmaya hep birlikte devam edeceğiz.
Toplumsal dayanışmamızı en üst düzeye çıkartmak, Allah'ın en büyük
armağanı olan çocuklarımızın gözlerindeki ışığı çoğaltmak, onları
en sağlıklı koşullarda geleceğe hazırlamak için hep birlikte
çalışacağız."