Sarandan Yıldırıma zehir cevap
Abone olSadettin Saran öyle bir açıklama yaptı ki Yıldırım'ın cevabı merak konusu oldu. İşte Saran'ın zehir zemberek açıklaması;
Sadettin Saran, bugün kendisiyle ilgili Fenerbahçe
Kulübü'nden yapılan açıklamalara yazılı olarak cevap
verdi.
Saran'ın açıklamaları şöyle:
"Sayın Aziz Yıldırım'ın ucuz karalama kampanyasının son halkası
olan, demogoji, iftira, çarpıtma ve duygu sömürüsü yüklü
açıklamasını üzüntüyle okudum.
Aziz Bey yine yaptığı en iyi şeyi yapmakta ve iktidarını
kaybedeceği korkusuyla, koltuğuna talip olan bir Fenerbahçeli'yi
taraftar nezdinde karalamaya çalışmaktadır.
MAHKEME HAKSIZ BULDU, DUYGU SÖMÜRÜSÜ YAPIYOR…
Sayın Aziz Yıldırım'ın açıklamasının en basit izahı, kendi seçtiği
hakem de dahil olmak üzere oybirliğiyle haksız bulunduğu bir
davada, Fenerbahçe'yi kişisel hırslarıyla getirdiği durumdan
döndürmek için camianın duygularını sömürerek kamuoyu yaratmaya
çalışmaktır.
Tekrar söylüyorum: Aziz bey bana haksızlık yaptığını kabul etsin,
alacağımın ciddi bir bölümünden vazgeçmeye hazırım. Ama sakın benim
Fenerbahçeliliğimi sorgulama cüretini kendinde bulmasın. Hele
Galatasaray'ı kullanarak beni iftiralarla vurabileceğini hiç
düşünmesin.
FENERBAHÇE'YE GALATASARAY'A VERDİĞİMİN İKİ KATINI
VERDİM…
O dönemde Galatasaray'ın yayın hakları için yaptığım teklifin iki
katını Fenerbahçe'ye teklif ettiğimi en iyi sayın Aziz Yıldırım
bilmektedir. Üstelik ülkemizdeki ekonomik krizin en şiddetli
zamanında ve Digiturk, Doğan Grubu gibi kurumların tekliflerinin de
çok üzerine çıkarak…
Fenerbahçe'ye karşı olan yükümlülüklerimi kuruşu kuruşuna, süratle
tırmanan döviz kurlarına bakmadan günlük kur üzerinden, günü gününe
ödeyerek…
AZİZ BEY' İN TİCARET KONUSUNDA Kİ BASİRETİ TARTIŞILIR,
ONUNLA TİCARET TARTIŞMAK YORUCU…
Aslında, 11 yılda 800 milyon dolar harcayan ve buna karşılık
icraatı ortada olan Aziz Bey'le, ticaret tartışmak yorucu ve son
derece gereksiz.
Ancak mevcut sözleşmenin gereklerini yerine getirmemiş olmanın ve
bunun mahkeme nezdinde yarattığı sonuçlarının paniğiyle atılan
iftiralara cevap vermek de bir o derece kaçınılmaz.
Biz bu anlaşmayı 2000 yılında yaptık. Aziz bey özellikle istedi. O
zaman daha yönetici dahi olmamıştım. Aziz bey beni yönetime de
sözleşme yapıldıktan sonra ısrarla davet etti. Hal böyleyken Aziz
Bey'in rızasıyla yapılmış olan bir sözleşme için "kulüp aldatıldı"
demek komik; bu tarz sözleşmelerde kulüplerin elinin her zaman daha
güçlü olduğunu bilenler için ise tek kelimeyle trajikomiktir.
BEN FENERBAHÇE'YE AZİZ BEY GİBİ MAL SATMADIM, KULÜBÜN BİR
DEĞERİNİ DÜNYAYA PAZARLADIM…
Ben Fenerbahçe'ye Aziz Bey gibi mal satmadım. Ben Aziz bey'in
aksine, Fenerbahçe'nin bir değerini satın aldım ve dünyaya
pazarladım.
BEN FENERBAHÇE'Yİ MAHKEMEYE VERMEDİM, DAVAYI AZİZ BEY
AÇTI…
Başkan adayı olunca, bana ve sözleşmeye olan bakış değişti. Aziz
bey "sözleşme sona erdi" diye mahkemeye gitti. Mahkeme heyeti, Aziz
Bey'in seçtiği hakem de dahil olmak üzere oybirliğiyle bizi haklı
buldu.
Zaten Aziz Bey de haksız olduğunu biliyordu. Amacı beni camiaya
"Fenerbahçe'yle mahkemelik olan adam", olarak göstermekti. Bunun
için Fenerbahçe'nin menfaatlerini hiçe saydı. Uzlaşma
tekliflerimizi uzun bir süre reddetti. Ancak mahkeme sonucunun
lehimize sonuçlanacağını anlayınca masaya oturdu. Kendi kişisel
iktidar hırsı uğruna Fenerbahçe Kulübü'nü kullandı. Biz 8 milyondan
4.400.000 dolara kadar düştük. Sayın Aziz Yıldırım ise söylediği
gibi 3 milyon dolar değil 2 milyon dolar teklif etti. Bu pazarlığın
şahiti de kendilerinin şahit gösterdiği Doğan Grubu'dur. Öngörü
kabiliyeti zayıf bir yönetici olduğunu bir kez daha gösteren sayın
Aziz Yıldırım geri adım atmadı. Biz de "madem öyle var olan dava
devam etsin" dedik.
Doğan Grubu şahittir ama neye…
Aziz Bey açtığı dava devam ederken gitti Doğan grubuyla 2007-2008
sezonu sonrası için anlaştı. Biz de buna dava açabilirdik. Ancak
zaten devam eden bir dava vardı. Fenerbahçe'nin çıkarlarını
düşünerek 2007/2008 sezonu sonrasındaki haklarımızdan feragat
etmeyi uygun bulduk. Aziz Bey'in açtığı davada kendimizi savunmakla
yetindik.
SAYIN AZİZ YILDIRIM'A AÇIK ÇAĞRI…
Aziz bey, resmi siteden şahsıma açık çağrı yapıyor. ben de
kendisine açık çağrıda bulunuyorum:
Sayın Aziz Yıldırım,
Bin bir teşekkürler ederek, o dönem de Galatasaray'a teklif
ettiğimin iki katına, tüm diğer tekliflerin çok üzerinde
taahhütlerle benimle sözleşme yaptınız.
Ben yükümlülüklerimin hepsini yerine getirdim. Başkan adayı oldum
diye parasını ödediğim locamı elimden aldınız. İftiralarla kulüpten
ihraç etmeye çalıştınız ki iddia ettiğiniz gibi yargıtay kararında
cezai boyuta ilişkin bir ibare de yok!
Siz yapmasanız bile ben yargıtay kararını Radyospor'un internet
sitesine koyduruyorum. Her konuda olduğu gibi bu konuda da
kamuoyunu yanıltıyorsunuz.
Aziz Bey,
Son kuruşuna kadar hak ettiğimiz sözleşmenin iptali için dava
açtınız. Kendi atadığınız hakem bile sizi haksız buldu. Şimdi
"Fenerbahçelilik bütün haklarından vazgeçmeyi gerektirir"
diyorsunuz. O zaman sizinle 2000 yılında neden sözleşme yaptık?
Sizden istediğim bana haksızlık yaptığınızı kabul etmeniz. Bugüne
kadar Fenerbahçe'yi çok zarara uğrattınız. Başkanlığınız boyunca
ilk defa kendinizi değil başkanı olduğunuz kulübünüzün menfaatini
düşünün.
Benimle kavga etmek için geçirdiğiniz zamanı Fenerbahçe'yi dünya
kulübü yapmak için harcasaydınız, belki kulüp bugün bambaşka bir
yerde olabilirdi.
Sadettin Saran"