Şansal Büyüka'dan müthiş itiraflar!
Abone olŞansal Büyüka Fenerbahçe-Trabzonspor maçın sonrası ismini vermediği futbolcunun kendisine yaptığı açıklamaları gündeme getirdi.
"Abi dedi alnıma çamur sıçradı şurama dedi, Alex geldi şakağımdaki o çamuru sildi, inanamadım o an." İşte bu sözler Trabzonsporlu bir futbolcuya ait.
Futbol dahisi Alex, her hareketiyle gönülleri fethediyor. Brezilyalı yıldız Fenerbahçe-Trabzon maçında kavga etmesini bekleyenlere büyük bir ders vermiş.
Lig TV Yönetim Kurulu Başkanvekili Şansal Büyüka, ligin ateşini katıldığı bir televizyon programında yorumladı... Büyüka'nın ilk yarı ve 2011 yılı ile ilgili çarpıcı değerlendirmelerinden bazı satır başları.
-Ben 38 yıllık gazeteciyim. Yarısını yazılı basın sayın, yarısını televizyonculuk sayın. Yani, artık son km taşlarını döşüyoruz mesleğe... Bu kadar kötü bir süreç hayatımda görmedim. Ama şunu çok net söylemeliyim, son 5 yılda özellikle Türk futbolu her geçen gün biraz daha böyle hoyrat hale geldi. Birbirini kırdığın, birbirinin alın terine saygı duymadığın, anlayışla karşılamadığın, hoşgörü göstermediğin, benim olsun da nasıl olursa olsun anlayışının çok egemen olduğu bir 5 sene.
-Son 7-8 sene ama son 5 senede bunu feci şekilde yaşadık, 'Ben kazanayım, nasıl kazanırsam kazanayım' sürecini. Kimde oldu? Kulüp başkanlarında oldu, yöneticilerde oldu, hocalarda oldu, futbolcularda oldu, seyircilerde de oldu...
TARAFLI YAZARLIK DEVRİ
-Medyada taraflı yazarlık bizi bu noktaya çok getirdi. Öyle ki taraftarlar artık gerçeği değil, sadece duymak istediklerini, okumak istediklerini ister oldular ve gerçeği bile kabul edemez noktaya geldiler, tepki koymaya başladı. Bu gerçeği kabul edemeyenler sınıfına kulüp başkanlarını, yöneticileri, teknik adamları da katıyorum. Gerçeği bile kabul edemiyorlar. Öyle taraftarlık duyguları öne çıktı ki, ben kazanayım da nasıl kazanırsam kazanayım anlayışı o kadar egemen oldu ki, o kadar sonuca bağlı yaşamaya başladık ki, bütün bunlar geliyorum dedi dedi dedi dedi...
RADARA MI YAKALANDIK!
-Bir yerde lastik mi patladı dersin, radara mı yakalandık dersin, ne dersen de felaket bağıra bağıra geldi, yakamıza yapıştı. Ancak şurada ayrımı çok iyi yapmamız lazım, özellikle söylemek durumundayım, futbolu öldürmeye çalışanlar varsa, hukuk hangi ceza gerekiyorsa, mutlaka ve mutlaka vermeli.
-Futbolu öldürmeye çalışanlar varsa, ki var oldukları da görülüyor, bu iddialar var en azından, ama hukuki süreç tamamlanmadan insani olarak gene hukuki olarak insanları infaz edemezsin suçlu kabul edemezsin. Ancak maalesef görüyoruz ki biz bu işi sadece futbolla ilgili değil, şu son 3-4 senede her alanda bu süreçte yargısız infaz yapmayı alışkanlık haline getirdik.
-Sonuçta futbolu öldürmeye, kirletmeye çalışanlar varsa, ki oldukları iddiası çok ciddi ortada, ona hukuk karar verecek, Futbol Federasyonu idari açıdan karar verecek. Bunlar mutlaka futboldan temizlenmeli, gereken cezalar verilmeli. Ama futbolu öldürmeyelim. Biz futbolda, futbolu öldürmeye çalışanlara kızıp, futbolu öldürürsek bundan hiçbir şey kazanamayız.
UNUTULMAZ BİR DERBİYDİ
-Şimdi ne deniyordu, bunu da söylemek durumundayım... Eee, bu ortamda G.Saray-F.Bahçe maçı nasıl oynanacak? Son yılların bana göre en dostane, en centilmen, en olağanüstü G.Saray-F.Bahçe maçı geçti yani, olağanüstüydü maç... Fatih Terim ile Aykut Hoca orada yarım saat oturuyor, konuşuyor dertleşiyor, 90 dakika maça bakıyorsunuz yere düşen Fenerli, G.Saraylı futbolcular birbirini kaldırıyor.
GÖNÜLLERİ FETHETMEDİ Mİ?
-Daha da önemlisi, ya dediler ki F.Bahçe-Trabzon maçı herhalde bir orduyla polis ordusuyla filan oynanır. Ne oldu maçta? Çıt yok... Düşünün Trabzonlu bir oyuncu oyundan atılıyor, F.Bahçeli bir oyuncu kendi seyircisi önünde neredeyse yalvaracak, 'atma bana bir şey yapmadı' diyor. Geçen gün, Trabzonsporlu bir oyuncuyla konuşuyorum maçtan sonra, adını vermiyorum, 'Abi dedi alnıma çamur sıçradı şurama dedi, Alex geldi şakağımdaki o çamuru sildi, inanamadım o an' dedi. Ben gittim yere düşen Semih'i kaldırdım, inan dedi saha içinde birbirimize o kadar içten davrandık ki dedi'...
Yani futbolu futbolculara bıraksak, ortada bir sorun yok.. Bakıyorum Aykut Hoca'yla Mehmet Özdilek sarmaş dolaş maça çıkıyorlar. Eee Fatih Hoca ile Aykut Hoca.
İNŞALLAH BİR DAHA OLMAZ
-G.Saraylı'ya sorsam, 'F.Bahçe'yi yenelim şampiyon olmayayım' der, F.Bahçeli'ye sorsan 'G.Saray'ı yeneyim şampiyon olmamayım' der. Bu kadar derin rekabetin, taraftarlık duygularının olduğu bir yerde, hocalar maçı bırakıyorlar, maçtan yarım saat önce kafa kafaya sohbet ediyor, biz birbirimizi yiyoruz.
-Bırakalım bu işi futbolculara, teknik adamlara kardeşim, orada hır gür yok... Orada bir çekememezlik yok... Orada sadece sahada başlayıp sahada biten bir rekabet var. Onu da beceremiyoruz açıkçası, o bakımdan bütün bunları üst üste koyduğumda Allah bir daha hiçbirimize bu 2011 gibi bir yılı, böyle sezonu yaşatmasın...