Şangay İşbirliği Teşkilatına Türkiye’yi alın

Başbakan Erdoğan, "Şangay İşbirliği Teşkilatına gelin Türkiye’yi alın, bizi de AB sıkıntısından kurtarın" dedi.
Erdoğan ve Putin, Türkiye-Rusya 4. Üst Düzey İşbirliği Konseyi Toplantısı’nın ardından düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Putin’in Rusya-AB ilişkileri konusunda "Türkiye’nin tecrübelerinden faydalanmak isteriz" demesi üzerine Erdoğan, "50 yıllık tecrübe kolay değil. Ben Sayın Başkanı’n bu tespitine karşılık, başka bir tespitle diyorum ki, Şangay İşbirliği Teşkilatına gelin Türkiye’yi alın. Bizi de bu sıkıntıdan kurtarın" ifadesini kullandı. Erdoğan, "Bunun yanında Avrasya’daki ülkelerle de serbest ticaret anlaşmasına varız. Dediğim gibi Şangay İşbirliği Teşkilatı’nı önemsiyoruz" şeklinde konuştu.

"ÖZGÜRLÜĞÜN TADINI BİLENLERDENİM"
Rus mahkemesi tarafından dün kefaletle serbest bırakılan Greenpeace üyesi Gizem Akhan’ın durumuyla ilgili olarak ikili görüşmede Putin’le konuyu ele aldığını söyleyen Erdoğan, "Sayın Başkan’la konuyu görüştük. Bana göre kefaletle zaten bırakılmış olması önemlidir. Yargı süreci devam etmektedir. Ama demir parmaklıkların arkasından çıkmak, çok çok önemlidir. Özgürlüğün tadını bilenlerdenim" şeklinde konuştu.
Putin ise, "Rusya Federasyonu yönetiminin, bu sürece herhangi bir müdahalesi sözkonusu değildir. Fakat yargı prosedürleri de var. Ve bu işin hukuki tarafına karışmamız söz konusu olmaz. Bu konuda kimsenin durumunu kötüleştirme yönünde bir arzumuz yoktur" dedi.
Greenpeace’in, Türkiye’deki nükleer enerji santrali projelerine karşı eylem yapacağı imasında da bulunan Putin’in, "Onlar yakın zamanda Türkiye’de devam eden projeler için de çalışacaklar" ifadesini kullandı.

"SURİYE’DE OLAN 150 BİN İNSANA VE YIKILAN, YAKILAN ÜLKEYE OLMUŞTUR"
Başbakan Erdoğan, Suriye’deki gelişmelere ilişkin bir soru üzerine, "Suriye konusunda St. Petersburg’dan dünyaya tekrar seslenmek istiyorum. Konuşmamda da ifade ettiğim gibi kimyasal silahlarla Suriye’de 1,500 kişi öldü. Konvansiyonel silahlarla 150 bin kişi öldü. Bana göre, sonucu ölüm olan her işlem, her atılan adım suçdur. Uçaklarla, helikopterlerle, tanklarla, toplarla sivil halk öldürülmüştür. Suriye’de rejim bunun birinci derecede sorumlusudur. Karşıda, aşırıcı gruplar, onlar da bu işin sorumlusudur. Aşırı grupların elinde olsa olsa, uzun menzilli, kısa menzilli, bu tür silahlar vardır. Fakat rejim hiçbir ayırım yapmaksızın bütün şehirleri, bütün camileri, mabedlerin hepsini yer ile yeksan etmiştir, yakmıştır, yıkmıştır" dedi. Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"Ve bunlar konvansiyonel silahlarla olmuştur. Ve Lahey Adalet Divanı’nda yargılanması gereken bir sürecin adımlarıdır. BM Güvenlik Konseyi bu işin aslında yakın takipçisi olması gerekir. Ne yazık ki BM Güvenlik Konseyi de bu konuda hemfikir olamamıştır. Ne olduysa şu ana kadar, 150 bin insana olmuştur. Ve yanan, yıkılan Suriye’ye olmuştur. Şu anda 600 bin Suriyeli ülkemizde yaşamaktadır. 1 milyon Lübnan’da, 500 bin civarında Ürdün’de yaşamaktadır. Bu insanlar durup dururken ülkemize kaçmıyorlar. Ölümden kaçıyorlar. Kendi evlerini, kendi o rahat ortamlarını bırakarak kaçıyorlar. Onun için sınır komşusu olarak 910 kilometre ile Türkiye, öbür tarafta Lübnan, öbür tarafta Ürdün, öbür tarafta Irak, burada tabi büyük sıkıntılar çekmekteyiz.

GEÇEN ZAMAN SURİYE REJİMİNE YARAMAKTADIR"
Cenevre 2 konusuna gelince, başından itibaren biz Cenevre 2’yi destekledik. Fakat üzülerek şunu söyleyeyim ki, ilk toplantıdan ne yazıkki bir netice alınamadı. Yine destekliyoruz, temenni ederiz ki netice alalım. Kaybadecek vakit yok. Tüm kaybolan vakitler sadece Suriye’deki rejime zaman kazandırmaktadır. Son olarak diyorum ki, Suriye halkının önünü açalım, bırakalım kendi iradeleri ile kendi yöneticilerini seçsinler.
Putin de, Erdoğan’ın görüşlerine katıldığını belirterek konferansın en yakın sürede düzenlenmesini istediklerini kaydetti. Putin, Görüşmeler öncesinde Suriye muhalefetinin Rusya’da bir araya gelmesini teklif ettiklerini dile getirdi.
(İHA)