Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Osmanlı döneminden bu yana at yetiştiriciliğinin önemli merkezlerinden biri olan ve adını Osmanlı’nın ilk harasını kuran 2’nci Mahmut’tan alan Osmangazi Üniversitesi Atçılık Meslek Yüksekokulu’na çat kapı ziyaret gerçekleştirdi. Bakan Varank, okul Müdürü Hakan Çalışkan’dan hem okul hem de okul bünyesinde faaliyetlerini yürüten Hipoterapi Uygulama ve Araştırma Merkezi hakkında bilgi aldı. Oldukça heyecanlandım: Gördüklerinden oldukça heyecanlandığını belirten Bakan Varank, hem meslek yüksekokulu hem de engellilere yönelik hipoterapiyle hizmet veren bir tedavi merkezi olduğunu söyledi. Tesisin Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti Projesi vasıtasıyla kurulduğunu belirten Varank "Engellilerimiz ve gazilerimiz buraya tedavi için geliyorlar ancak konaklama tesisi bulunmadığı için aynı gün ayrılmak durumunda kalıyorlar." dedi.Bakan, rehabilitasyon merkezinin kapasitesini artırmak ve engellilere özel bir tesis kurarak, alanı dünyaya açmak istediklerini söyledi. Varank, engelli ve gaziler için özel olarak yapılacak tesis sayesinde hem bu bireylerin tedavi süreçlerine destek olunacağını hem de bölgesel kalkınmaya katkı sağlanacağına dikkat çekti.Ziyarette renkli anlar: Ziyaret sırasında Varank’a, “Atların kulaklarından anlayabilirsiniz ne yapabileceğini. Kulaklarını arkaya yatırdığı zaman sinirlenir.” bilgisi verildi. Bir atı eliyle besleyen Varank, “Dişlerini inşallah yıkamışsındır.” esprisi yaptı. Varank’ın bu sözleri kahkahalara neden oldu. İşe yerleştirme oranı yüksek :Öte yandan iki yıllık meslek yüksekokulu olarak 2007’den bu yana faaliyet gösteren okulun ardından işe yerleştirme başarısı yüzde 90’lar civarında seyrediyor. Hem Türkiye Jokey Kulübü hem de Binicilik Federasyonu ile çalışan okula, her sene 40-45 kadar öğrenci alınıyor. 7 gün 24 saat esasına göre eğitim verilen okul, 90 dönümlük bir arazide faaliyetlerini yürütüyor. Okulda, 11 farklı cinsten 23 at da eğitim çalışmalarında öğrencilere eşlik ediyor.Mili ve yerli serumun da yeri: Yüksekokuldaki atlar, aynı zamanda bilimsel çalışmalarda da kullanılıyor. Akrep ve yılan zehirlenmelerine karşı üretilen antiserumlar, düşük dozlarda atlara enjekte ediliyor. Atlarda, zehre karşı oluşan, o zehri nötralize eden antikorlar oluşuyor. Bu antikorlar da atlardan plazma şeklinde alınıyor.Plazmalar ve içindeki değerli moleküller, okul dışındaki özel bir tesiste akrep ve yılan zehirlenmelerine karşı antiserumlara dönüştürülüyor. Burada yerli ve milli imkanlarla üretilen antiserumlar, yurt dışına satılarak, ithalatın da önüne geçiliyor.