Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank: Kendi aşımızı geliştirmekte kararlıyız
Abone olSanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, BioNTech firmasıyla Türkiye'de ortak üretim konusunun görüşüleceğini belirterek, "Kendi aşımızı geliştirmekte kararlıyız. Uğur Hoca, Türkiye ile ilgili güzel cümleler kurdu. Gerçekten burada ortak bir Ar-Ge merkezi kurmak istiyor" dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa
Varank, BioNTech firmasıyla yeni tip koronavirüs
(Kovid-19) aşısını geliştiren Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur
Şahin ile Türkiye'de ortak üretim yapma konusunda
görüşeceklerini bildirdi.
TÜBİTAK, ilgili bakanlar ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile istişare ederek 31 Ocak'ta ilk koronavirüs toplantısını yaptıklarını belirten Varank, Türkiye olarak nasıl bir katkı verebileceklerinin görüşüldüğünü söyledi.
Varank, bilim insanlarının aşı konusunda tereddütleri olduğuna işaret ederek, "Aşı süreçleri dünyada çok uzun sürüyor. Hızlıca bir şey yapabilir miyiz, Türkiye'deki kapasite yeterli mi? 'Aşı geliştirsek bile üretebileceğimiz tesis yok.' diyen hocalarımız oldu." ifadelerini kullandı.
Mart ayında hocaları toplayarak, "Bakın bir platform oluşturuyoruz TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu. Bütün bilim insanlarımızı davet ediyoruz. Bize uzun hedef koymayacaksınız, bir yılda netice alabileceğimiz hangi işleriniz var? Gelin beraber çalışalım. Ne istiyorsanız karşılayacağız, insan kaynağı için öğrencilere burs, makine, ürün, para, malzeme ihtiyacı hepsini karşılayacağız ama biz, sizden hızlıca netice istiyoruz." dediklerini anımsatan Varank, o gün bilim insanlarının Türkiye'deki potansiyelin farkında olmadığını gördüklerini anlattı.
"Bilim insanlarımızın kapasitesi geride
değil"
Varank, ilk olarak 8 aşı, 6 ilaç geliştirme olmak üzere 14 projenin
geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Daha sonra 17 projeye çıktı. Sadece TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu olarak 8 aşı, 9 ilaç geliştirme projesini desteklemeye başladık. Yurt dışından ekosistemle irtibata geçtik. Türkiye'deki altyapıları ziyaret etmeye başladık ve gördük ki Türkiye özel sektör marifetiyle aşı ve ilaç sektörüne büyük yatırımlar yapmış. Bu alanlarda üretim olmadığı için bu altyapılar atıl bekliyor. Muhalefet, 'Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü'nü kapatmasaydınız işler yürürdü.' diye eleştiriyor. Enstitüyü biz kapatmadık. En son aşı üretimini 1998'de yapmış. O tarihten itibaren aşı üretmeyle ilgili faaliyeti olmamış. Dünyada aşı işleri o kadar hızlı gelişmiş ki biz o altyapıyı güncelleme fırsatı yakalayamamışız. Maddi, insan kaynağı sıkıntısı olabilir. Türkiye'de bir aşı üretme kapasitesi zaten yok olmuş. Bunun AK Parti ile ilişkisi yok. Hocalarımızı topladık, birebir takip edeceğiz, ediyoruz da. Üç gün önce gece hocalarımızla toplantı yaptık. Sürekli iletişim halindeyiz. Gördük ki bilim insanlarımızın kapasitesi olarak yurt dışındaki insanlardan daha geride değiliz. Atıl haldeki kapasiteler devreye girdiğinde Türkiye’de bu potansiyel var. Sadece bu platform altında değil başka hocaların da çalışmaları var."
"Ocakta faz çalışmalarına geçilecek"
Hocalardan 3'ünün faz 1 yani insan çalışması yapacak aşamaya
geldiğinin bilgisini veren Varank, bu ürünlerin üretileceği
tesislerde 3 özel sektör firmasının Sağlık Bakanlığından dünya
standartlarında üretim yapabilecekleri sertifikalarını aldığını
bildirdi.
Varank, bir hocanın da pilot üretimini tamamladığına dikketi çekerek, "Başvurusunu Sağlık Bakanlığına yaptı. Onay aldıktan sonra faz 1 insan çalışmalarına başlayacaklar. Hatta bunların yapılacağı merkezlerde yerler ayrıldı, gönüllülere ilişkin tespitler yapıldı. Ocak ayı içinde bu aşıların en az bir iki tanesinde faz çalışmalarına başlamak istiyoruz."
1998'de bu kabiliyetler ülkeden gittikten sonra bu alana yoğunlaşılmadığını dile getiren Varank, şöyle devam etti:
"Şu anda Türkiye'de dünyayla başa baş götürebileceğimiz bir kapasiteyi oluşturduk. Aşıda deneme, onay süreçleri nasıldır, bunları da öğrendik. Yurt dışından aşı alternatiflerini Sağlık Bakanlığımız çalışıyor. Şu anda en acil insanımız nasıl aşılanır, bunun çalışmasını yapıyor. Bunun yanında kendi yerli ve milli aşımızı piyasaya çıkarmak için de gayretlerimiz büyük bir hızla sürüyor. Açıkçası her toplantıda hocalarımızla gurur duyuyorum."
"Alternatifleri konuşacağız"
Varank, BioNTech'in kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin'in yaptığı
açıklamaya değinerek, şöyle konuştu:
"Hoca 'Son 15 yılda Türkiye'deki teknoloji yatırımları gelişti, TÜBİTAK ile görüşüyoruz.' dedi.
Doğru, biz mart ayından beri Uğur Hoca ile görüşüyoruz. Burada beraber iş yapmak için görüşüyoruz.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal hocamıza talimat verdim,
Almanya'ya gitmesi için. 'Beraber üretim yapabilir miyiz?' diye.
Türkiye iyi bir noktada. Kendi aşımızı geliştirmekte kararlıyız.
Salgınla beraber özellikle insanların aşılanmasıyla insan adayları
bulmakta zorlanıyorsunuz özellikle faz 3 aşamasında ama biz bu işe
çok ciddi şekilde devam ediyoruz. Çünkü bu salgının uzun yıllar
devam edeceğini görüyoruz. Bugün aşılanma takvimlerini ilan eden
ülkelere baktığınızda dünya nüfusunun az bir kısmının 2021'de
aşılanacağını görüyoruz. Belki yabancı ülkelerle iş birliği
yapabiliriz ama kendi aşımızın olmasını istiyoruz. Burada
kazandığımız kabiliyetlerin Türkiye’nin elini çok güçlendireceğinin
farkındayız."
Hasan Mandal'ın birçok kez Uğur Şahin ile görüştüğünü söyleyen Varank, şu ifadeleri kullandı:
"Birlikte araştırma merkezi açma fikri bu görüşmelerden doğdu. Biz şu anda şunu biliyoruz. Onların üretim kapasitelerinde bir kısıt var. 'Beraber bir üretim tesisi Türkiye'de kurabilir miyiz?' diye bizzat gidip görüşmesini istedim. Zoom toplantıları etkili olsa da yüz yüze görüşme daha farklı. Kısa sürede gidecek. Türkiye'de üretim yapabilir miyiz diye alternatifleri konuşacağız. Almanya açısından yasal engel yok. Fikri mülkiyetle ilgili kısıtlama var mı bilmiyorum. Bunları da tartışmak üzere gidiyor.
Uğur Hoca, Türkiye ile ilgili güzel cümleler kurdu. Gerçekten burada ortak bir Ar-Ge merkezi kurmak istiyor, özellikle kanser çalışmaları yapmak istiyor.
Bunu zaten bir yola soktuk. Ortak üretim konusunu Hasan Hoca görüşecek."