Sanatçılara ulan eleştirisi
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Sanatçılar, Sayın Başbakan bize ’Ulan’ diyemezsiniz demedi. Sizin sanatçılığınız su götürür bu saatten sonr...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Sanatçılar, Sayın Başbakan bize
’Ulan’ diyemezsiniz demedi. Sizin sanatçılığınız su götürür bu
saatten sonra. Üstelik bunlar Gezi’ye katılmayanlar, Erdoğan’ın
yanında olanlar, önünde diz çökenler. Bir Başbakanın önünde diz
çökene dünyanın hiçbir yerinde sanatçı denmez" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında
yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Eğer halka gidersek,
sorunlarını dinlersek emin olun bu halk bizi baş tacı yapacak.
Neden? Kul hakkı yemiyor, yolsuzluk yapmıyor, yalan söylemiyor,
akrabaları içeri yerleştirmiyor, yandaşlara ihale vermiyor, temiz
siyaset yapmak istiyoruz. Halkın her kuruşuna saygı göstermek
istiyoruz." Hafta sonu Osmaniye’ye yaptığı ziyareti hatırlatan
Kılıçdaroğlu, çiftçinin, üreticinin, emeklinin mevcut düzenden
memnun olmadığını ve sorunların çözümü için adresin CHP olduğu
ifade etti.
Uygarlığın temel ölçütünün bir toplumun öğretmene verdiği değerle
ölçüldüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Öğretmenlerin derdi, sorunları var. demokratik bir ülkede insanlar
yürüyüş yapar. Pankartlar vardır, bir şekilde dertlerini dile
getirirler. 24 Kasım’da da öğretmenler sokağa çıktılar,
sorunlarını, iktidarın ilgisizliğini anlatacaklar. Tandoğan’dan
Kızılay’a yürüyecekler, TOMA’lar, biber gazı sıkılıyor. Şiddet
uygulandı öğretmenlere, 24 Kasım Türkiye’nin ayıplı bir tarihidir.
Demeç veriyor, Hz. Ali demiş ki, ’Bana bir harf öğretenin kırk yıl
kölesi olurum’ Sen ne yapıyorsun. Bırak bir harf öğretmeyi, seni
adam etmeye çalıştılar. Sen ne yaptın, güvenlik güçlerini seferber
ettin. Öğretmeni köle yapmaya çalışıyorsun. CHP olduğu sürece
öğretmenin kılına kimse dokunamayacak. Öğretmene sahip çıkmak bizim
geleneğimizde, töremizde, ahlakımızda, geçmişimizde vardır. Siz
bunların tümünü bir köşeye atıp öğretmene şiddet
uyguluyorsunuz."
Ataması yapılmayan binlerce öğretmenin olduğunu belirten
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu öğretmenler bu
çocuklara hayatlarını veriyor o çocukları yetiştirmek için ülkeye
en büyük katkıyı yapıyorlar ama siz acımasızca dövüyorsunuz."
Öğretmenin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyleyen
Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin yüzde 89.2’sinin borçlu olduğunu ifade
etti. OECD ülkeleri arasında en çok öğretmeni çalışan ülkenin
Türkiye olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Emin olun kefenin cebi olsa bunlar dolar doldurur. Bütün öğretmen
kardeşlerime sesleniyorum, sizi baştacı yapacak olan, sorunlarınızı
çözecek olan, saygı duyan parti CHP’dir. Eğitime, öğrenime inanan
parti CHP’dir."
Kılıçdaroğlu, Mısır’da darbe olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu:
"Darbe olduğunda ilk eleştirenlerden biri benim. Parti meclisinde
yaptığım konuşmada, ’Tahrir meydanında demokrasi isteyen
Mısırlıların sesi kısılmıştır’ demiştim. Mısırlı daha fazla
özgürlük ve demokrasi istiyordu ama darbe oldu."
Türkiye’nin Mısır politikasının iflas ettiğini söyleyen
Kılıçdaroğlu, Türk halkıyla Mısır halkının kardeş olduğu mesajını
verdiklerini dile getirdi.
CHP’nin Mısır’ı kucakladığını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin
Mısır büyükelçisinin ’istenmeyen adam’ ilan edildiğini ifade
etti.
Başbakan Erdoğan’ın rabia işareti yapmasını eleştiren Kılıçdaroğlu,
şu ifadeleri kullandı: "Sen Türkiye’desin. Millet perişan, kişiler
borç batağında. Bırakmışsın orayı Mısır’la uğraşıyorsun. Amigoluğu
bırak, elinizi göstereceksen ellerinle yüzünü kapatta ayıbın
gizlensin."
Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyetinin meşruluğunun uluslararası
alanda tartışılmasına yol açacağını belirterek şunları söyledi:
"Siz, Suriye’de silah sevkiyatı yapıyor, TIR’a yüklüyor, jandarma
kontrolünde gönderiyorsunuz oraya. Niye yapıyorsunuz bunu?
Müslümanı müslümana kırdırmak, dış politikada battığınız için.
Esad’ı devirecekti, iki haftası kalmıştı sözde. Büyükelçimiz
kovuluyor, Türkiye’yi Ortadoğu’nun şamaroğlanına çevirdiler.
Şamaroğlu olan Türkiye Cumhuriyeti değil, onun başındaki
adamdır."
Mısır’dan büyükelçimizin kovulduğunu anlatan Kılıçdaroğlu,
sözlerine şöyle devam etti: "Cenevre’de biraraya geliniyor, İran’la
müzakereler sonuçlandırılıyor. Büyük bir mutlulukla karşılıyorum
bunu. İran diplomasisini kutlamamız gerekiyor. Sonuçta bu bölge
önemli bir bölgedir. Bu bölgede kitle imha silahları olmamalıdır.
Bu bölgedeki bütün ülkelerin ortak kültürü vardır. 21. yüzyılda bu
bölgede tümümüzün ortak barışı seslendirmesi gerekiyor."
Eylül 1980’nin özellikle aydınların ağır bedel ödediği bir tarih
olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, o süreçte yaşananlara şöyle değindi:
"Bedel ödemeyen bir grup vardı. Adı o zaman AKP olmayan AKP
yandaşları. Onlara kimse dokunmadı ve onlar 11 yıldır iktidarda.
Hiçbiri 12 Eylül darbesinde en ufak bir bedel ödememişlerdir. AKP,
12 Eylül ürünüdür. Darbe hukukundan besleniyorlar çünkü 12 Eylül
ürünüler. Yüzde 10 seçim barajını kaldıramazsanız 12 Eylül’le
hesaplaşamazsınız, YÖK’ü kaldırmazsanız 12 Eylül’le
hesaplaşamazsınız."
ANAYASA ÇALIŞMALARI
Anayasa çalışmalarına ilişkin değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu,
"Birinci sınıf özgürlük ve demokrasi istiyoruz dedik, oturduk
masaya. Anayasa görüşülüyor, birinci ayını doldurmadan başkanlık
sistemini getireceğiz’ dediler. Baktılar, CHP hiç kızmıyor. Ben
bunu görüştürmem ve görüştüremedim. Baktı, CHP yine masadan
kalkmıyor. 48 madde üzerinde uzlaşıldı. Sonunda ne oldu, ’en iyisi
biz Cemil Çiçek aracılığıyla masadan tüyelim’ dediler. Bunlar
darbeci, demokrat değil, özgürlükçü değil. ’Ben başkan olayım,
hakimi, savcıyı ben tayin edeyim’ dediler. Sonunda baktı o da
olmuyor, masadan kalktı. Sivil, özgürlükçü, çağdaş bir anayasa
yapmak istiyorsanız adres CHP’dir" dedi.
"TBMM BAŞKANLIĞINDAN AYRIL"
Cemil Çiçek’in de bir formül bulduğunu belirten Kılıçdaroğlu,
"Meclis Başkanı olarak bu benim görevim değil’ diyor. Eğer
ayrılacaksan TBMM Başkanlığından ayrıl ben de seni kutlayacağım"
diye konuştu. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın ’anayasa
çalışmalarıyla ilgili’ sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Sen
AKP’nin seni kandırdığını yeni mi anladın? Emekliyi, narenciye
üreticisini, memuru, çiftçiyi kandırdı sen yeni farkına varıyorsun
bizi nikah masasına oturacaktın beni kandırdı’ diyorsun"
Kılıçdaroğlu, dinlenen kişiler konusuna da değinerek sözlerini
şöyle sürdürdü: "MİT Yasası’nın dinlenen kişinin kimliğinin açıkça
yazılması lazım. Normal işleyen demokraside bu rezalet hükümeti,
yargıcı, MİT Müsteşarını götürür. Onları emin olun bu halt
götürecek."
"YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR"
Ahmet Kaya tartışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle
tamamladı:
"Sanatçılar, Sayın Başbakan bize ’Ulan’ diyemezsiniz demedi. Sizin
sanatçılığınız su götürür bu saatten sonra. Üstelik bunlar Gezi’ye
katılmayanlar, Erdoğan’ın yanında olanlar, önünde diz çökenler. Bir
Başbakanın önünde diz çökene dünyanın hiçbir yerinde sanatçı
denmez. Sanatçı korkmaz, sanatçı rüzgara karşı yürüyen adamdır. Sen
bunu bilmiyorsan sen sanatçı olamazsın. Sana hakaret ediliyor,
tuvaletteymiş. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar."
(İHA)