Gülben Ergen’in ‘Çocuklar gülsün diye’ kampanyası
kapsamında Erzurum’a gittik.
Orada gerçekleşen anaokulu açılışından çok fazla notlar
çıkarttığımı söyleyebilirim.
Öncelikle çocuklar tepkisiz, susturulmuş
gibi...
Soru soruyorsunuz cevap alamıyorsunuz. Sadece tebessüm ediyorlar
cevap vermek yerine. Tepkisizler...
Bizimle beraber gelen drama öğretmenleri hadi çılgın olun
bakalım dediğinde, çocuklar öylece duruyor birşey
yapmıyor...
Gelen oyuncakların çoğuyla ilk defa karşılaşıyorlar.
Şehirli akranlarıyla aralarındaki fark oldukça büyük.
Eğitimdeki fırsat eşitsizliğini okul öncesi çocuklarında
bariz bir şekilde görebiliyoruz.
Bu anlamda bu kampanya gerçekten önemli.
Ülkemizdeki tüm çocuklar hayata başlarken en azından eğitim
alanında eşit başlamalı. Bu kampanya bu yaramızı
iyileştirmek adına bir adım...
Gelelim Gülben Ergen’e...
Sanatçı olmak aynı zamanda tehlikelidir bence. Çünkü ego öyle bir
şişer ki, alır sizi hiç farkında olmadan acayip yerlere sürükler.
Ancak ayaklarınız sağlam basarsa ve egonuza yenilmezseniz,
şükran duygunuzu yansıtabilirsiniz.
Bana göre Gülben Ergen’in yaptığı da bu
Bu kampanya ile o şükran sunuyor.
Fiili olarak...
Birçok sanatçı arkadaşının yapmadığını yaparak.
Egosuna yüz vermeden...
Bu çok önemli. Sanatçılar egolarından beslenmeyip(ki zor
gerçekten), hayatın amacını sorgulamaya başladıklarında gelinecek
nokta bugün Gülben Ergen’in geldiği noktadır.
Keşke hepsi işin bir yerinden tutsa ve farklı alanlarda kampanya
öncüleri olsalar...
O zaman ülkemizin geldiği durumu düşünebiliyor musunuz?
Bir tanesinin getirdiği ses buyken, onlarca yüzlercesinin
getirdiği ses ne olur?
Ve tabi birlik olma duygusu da cabası...
Erzurum Köprüköy’de atılan adımlar büyüyebilir. Yeter ki
içimizdeki şükran duygusu kaybolmamış olsun...