Günümüzde sanal medyanın yaygınlaşması ile eskiden
“değeri” olan birçok şey de maalesef değersizleşti.
Değersizleştirilen değerlerimizden bir tanesi de
“İtibar”...
Sanal medyada şaklabanlık yapıp peşine üç beş takipçi takanlar
hemen kendilerine “itibar” gömleği biçiyorlar.
İtibarlarının ölçeği de takipçi sayısı.
Ne kadar çok takipçin varsa ve ne kadar fazla etkileşim
alıyorsan o kadar itibarlısın... Peh, peh, peh...
Oysa ki ardına sığındıkları itibar ölçeğini bir sıyırsan ortaya
ne cahillikler çıkacak. Bir okul bitirememiş, bir diploma sahibi
olamamış, bir baltaya sap olamamış insanlar sırf birilerini
eğlendirdiği için hemen “itibar metreye” müracaat
ediyorlar.
Oysa bilmiyorlar ki sanal medyadaki itibar da
sanaldır. Bir karşılığı yoktur.
Övündüğünüz takipçilerinizin ihtiyacınız olduğunda ortalıkta
görünmediğini gördüğünüzde iş işten çoktan geçmiştir.
Sanal medyada sözüm ona "itibar suikastçıları"
tarafından çıkarılan "krizler" ya da "linç girişimi" neticesinde
"sanal ölümler" bile var!
Komik tarafı ise sanal krizlere gerçek (reel) dünyada çözümler
aranıyor!
“Sen benim twitter’da kaç takipçim var biliyor
musun?”la başlayan cümleler aslında bu cümleyi kuran
insanın ne kadar itibar yoksunu olduğunun da en büyük delili.
Sıra sıra olduğunu sandığınız takipçilerinizin sırra kadem
bastığını gördüğünüzde yapacak bir şey yoktur artık.
Eskiden itibar “kürk” ile ölçülürmüş.
“Ye kürküm ye” diye meşhur bir sözümüz var. Bugün
artık itibar için kürk gerekmiyor. Hatta hiçbir şey gerekmiyor.
Ne kadar kürksüzsen o kadar itibarlısın. Ne kadar açılıp
saçılırsan o kadar takipçin var. Yani itibar günümüzde
“ahlaksızlıkla” ölçülür oldu.
Bir de ağzını yaya yaya küfredenler yok mu?
Onlar ayrı bir dünya, onlara laf söylemeye bile gerek yok ama ya
onların takipçilerine ne demeli?
Yahu seviye bu kadar mı düşük olur?
İnsan küfre bu kadar mı düşkün olur?
“Ayna karşısındakini” gösterir misali takip ettiğiniz
kişide kendinizi mi görüyorsunuz yoksa?
Hele bir de yediğini içtiğini arsızca paylaşanlar yok mu? Tam
bir gösteriş budalaları.
Sorsan itibarlı insanlardır. Ne de olsa takipçi sayıları oldukça
fazla.
Eskiler “Edep Ya Hu” demişler ya... Hah, tam da
bu tipler için söylemişler.
Hadi cahilini anladık, ya aynı furyaya katılmış sözüm ona
okumuşlara ne demeli?
İtibarın takipçi sayısında değil gönülde olmasını bilmesi
gerekenlerin “Sen benim itibarımı beş paralık ettin.
Ben o kadar takipçiyi toplayıncaya kadar neler çektim biliyor
musun?” demeleri yok mu?
İşte onlar daha bir garabet...
Velhasıl kelam, sanal medyada bir sanal itibar furyası almış
başını gidiyor. Adeta bir sidik yarışı...
Neymiş efendim “benim takipçi sayım senden daha
fazla...” Yahu senin yedi ceddin takipçin olsa ne yazar...
Takipçisinin fazlalığı ile daha engin itibara sahip olduğunu
düşünen veya hayal eden koca koca hocalar var!
Hatta bu durumu o kadar ileriye götürenler var ki sosyal medya
aracılığıyla, sanal iletişimlerle duruş belirliyor ve dahi gençliği
sanal dünyadan hizaya sokarak adam ediyor!
Bir çift sözüm de takipçilere...
Takip ettiğiniz kişinin kürksüzlüğüne, edep bilmezliğine itibar
etmeyin.
Herkese hak ettiği kadar değer verin.
Sonra bir gün gelip sidik yarışında boğulursanız hiç boşuna
şikâyet etmeyin...
Ne de olsa bu densizleri siz şişirdiniz...
Lütfen sanal medya da olsa itibarı hak edene
verelim...
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser