Sanal kahramanlar bitti, gerçeği var artık

Abone ol

Geçişler 'tahrik' ile değil, 'teşvik' ile olur. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed S.A.V'in tebliğinde kullandığı tatlı dili ve güler yüzü....

ADNAN BERK OKAN (HABER – ANALİZ)

Org. İlker Başbuğ, “gelmiş geçmiş en entelektüel, en demokrat Genelkurmay Başkanı'dır” dersem lütfen inanın…

Öyle olmasa Türk medyasını “karpuz” gibi ortadan ikiye bölen tarafların ikisinin birden “öfkesine paratöner” olur mu?..

Bir Amerikan Atasözü şöyle der:

“Yapabilenler yapar, yapamayanlar öğretir”…

Sanki biz Türkiye gazetecileri için söylenmiş…

Yapamayanların tek yaptıkları “ahkâm kesmek”…

Ve bir de “karalamak, aşağılamak, yaftalamak”…

 

                                 ***

 

İlker Başbuğ, “öğreten” değil, “yapan”…

Hilmi Özkök de “Demokrattı” ama “entelektüel” boyutu hemen hiç yoktu…

Demokratlığını da genellikle “kapalı kapılar ardında” sergiliyordu…

Neymiş?..

“Altındaki genç subaylar tahrik olmasınlar”mış…

Peki ya soyadında "Büyük" sıfatını hiç hak etmeyen Paşa!..

Ne olduğunu sorsanız halen kendi bile cevap veremeyecektir…

Bu girişten sonra Başbuğ’u neden bu kadar (başka bir sıfat da kullanabilirdim) "övdüğümü" anlatayım...

 

                                 ***

 

Subayların ve hatta genelkurmay başkanlarının da sivil mahkemelerde yargılanmasına imkân veren yasal düzenlemeler yapılırken, Meclise destek verdi…

“Tabii verecekti; ne yani!” diyenler olabilir…

1.) Bunu söyleyenler elbette haklılar da ama kendisinden önceki “sanal kahramanların çıkışları" hatırlandığında Başbuğ'un demokratik ve sivil otoriteye saygılı bu tavrı mutlaka takdir edilecektir...

2.) Yanlış olan ise “Tabii verecekti; ne yani!” babalanmasıdır çünkü geçişler “tahrik” ile değil, “teşvik” ile olur…

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed S.A.V’in tebliğinde kullandığı tatlı dili ve güler yüzü lütfen unutmayınız…

 

                                 ***

 

İlker Başbuğ, Fikret Bila’ya şöyle diyor:

“Aramaya engel olursak kamuoyunda yanlış anlaşılır. Sanki bir şeyleri örtüyör, gizliyor, saklıyormuşuz gibi bir izlenim doğar. Tereddüt yaratmaya gerek yok. Bir şey saklamıyoruz, kapıları açın. İleriye dönük olarak hukuki haklarımızı da kullanın”.

 

                                 ***

 

Bu açıklık, TSK’nın yaptığı (şimdiye kadar) "en akılcı" ve "en demokratik" açıklıktır...

“Korku, kuşku; şüpheli kalplerin burgusudur” demişti şu an adını hatırlayamadığım bir bilge kişi…

Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ’un “Bir şey saklamıyoruz, kapıları açın” demesi, gizli, yasalara aykırı bir şey yapmadıklarının karinesidir…

En azından kendi döneminden emindir Başbuğ…

Ve…

Kendisinden önceki dönemin ayıplarının ortaya dökülmesini istediği için ise “en demokrattır”

 

Günün Önemli Haberleri