Şampiyonada pankart skandalı
Abone olGeçtiğimiz hafta sonu İstanbul'un evsahipliği yaptığı Dünya Salon Atletizm Şampiyonası'nda bir pankartın ve onun yaratıcısının başına gelenler.
Eski bir atlet olan 50 yaşındaki Levent Yükseler, Ataköy
Atletizm Salonu'nda düzenlenen Dünya Salon Atletizm Şampiyonası'na
hazırlattığı bir pankartla gitti.
Pankartta, "Che comandante de los hermanos / buena suerte a los atletos cubanos / amigos de turquia" yani "Kumandan Che'nin kardeşleri Kübalı sporculara başarılar dileriz. Türkiyeli devrimciler" yazıyordu.
Polisin iki gün 'peşinde koştuğu' ve asılmasına izin vermediği pankartın başına gelenler inanılmaz...
Eski atlet Levent Yükseler yaşadıkların NTV'ye anlattı.
Türkiye'de pankart-polis kelimelerinin yan yana gelişi,
şiddet-gözaltı-yargılama şeklinde sonuçlanır ancak Levent
Yükseler'in zaman zaman gülümseyerek zaman zaman da kızgınlıkla
anlattığı olay farklı.
Söz Yükseler'de:
"Atletizme olan ilgimin getirdiği refleksle şampiyonaya gittim. Günlerden cumartesi yani organizasyonun ikinci günü. Kübalı sporcularla dayanışmak için bir pankart hazırlattım ve ne yazdığını biliyorsunuz.
Yurt dışından gelen seyircilerin oturduğu ve bayrakların asılı olduğu yere pankartı astım. Aradan geçen 1 saatin sonunda polis geldi, pankartın yanındaki kişilere ne yazdığını ve kimin astığını sordu; belli ki tercümede epeyce zorlanıldı. Polis etrafa baktı ve yanındakiler beni gösterdi.
Çağırdılar ve pankartta ne yazdığını sordular. Tercümeyi yaptım, 'Che, Che Guavara mı ?' diye sordu, 'evet' dedim ve kaldırmam gerektiğini söyledi. 'Bu pankartın nesine şikayet geldi' sorumun karşılığında, karşı tarafta protokol tribünün de olduğu bölge işaret edilerek 'bana kaldırmam söylendi' dendi. Pankartı kaldırdım...
İKİNCİ GÜN
Pankartı eve götürdüm ve belki uluslararası bir organizasyonda biraz fazla siyasi mesaj vermiş olabilirim düşüncesiyle imza kısmındaki 'Türkiyeli devrimciler' kısmını 'Türkiyeli dostlar' olarak değiştirdim, tekrar salonun yolunu tuttum.
Bu kez aradan daha kısa bir zaman geçti ve yine polis pankartı astığım yere gelerek kaldırmamı söyledi. Özel güvenlikten rahatlıkla geçirdiğim pankart bir türlü polis engelini aşamıyordu. Pankartta yazanı yeniden tercüme ettim ve yanıt yine 'kaldırman gerekiyor' şeklinde oldu.
Hissettiğim 'siyasi mesaj kaygımı' polise de aktardım, değişikliği söyledim ancak polis memuru emir aldığını kaldırmam gerektiğinde ısrarcı oldu.
ÇEVREDEKİLERDEN DESTEK
Polisle konuşmamız oldukça uzun ve kapsamlı geçti. Sosyalizmi, Che'nin kim olduğunu, Türkiye için Mustafa Kemal ne ise Küba için de Che'nin o olduğunu anlatırken, çevredeki insanlardan da destek almaya başladım. (o sırada polis memurundan 'O zaman Mustafa Kemal'in arkadaşları yazsaydın' önerisi geldiğini de söylemeliyim)
Polis memuru 'bana kalsa.... ama amirler öyle istiyor' deyince, amirle konuşma aşamasına geçtik. Polisin elindeki telefondan karşı taraftaki amire pankartı kaldırmak istemediğimi ilettim. Amir ısrarlıydı ama 'niçin kaldırmak istiyorsunuz?' sorusuna yanıt vermiyordu. Hatta oldukça keyfi bir uygulama olduğu yönünde cevaplar alıyordum.
'Che kısmı rahatsız ediyorsa onu kaldıralım' önerim de kabul edilmedi. 'O zaman sizin tavrınız Kübalı sporcularla dayanışamazsınıza geliyor' dedim ve telefon kapandı. Polis memurunun, 'evinin balkonuna as' demesi gerginliği gülümsemeye bıraksa da ben pankartı kaldırmamakta ısrar ettim ve polis devereye girerek söktü. Belirtmeliyim ki oldukça sıkı bağlamıştım ve epey bir uğraştılar. Salondan ayrılırken pankartımı orada bırakmadım, aldım.
Olay, özellikle de 'niye?' sorusunun cevabını alamadığım için içimde yara oldu ve soluğu Küba elçiliğinde aldım. Oradaki yetkiliye olayı anlattım ve bana bunu yazılı olarak vermem durumunda ilgileneceklerini söylediler. Ayrıca belirtmeliyim ki bu yıl, Türkiye ile Küba'nın diplomatik iliişki kurmasının 60. yılı..."
DAYANIŞAMAZSIN KARDEŞİM!
Bunlar pankartın başına gelenlerin Levent Yükseler'in ağzından aktarımı. 'Sizce pankart neden istenmedi?'ye Yükseler'in yorumu da var:
"Aklımdan birkaç şey geçiyor... Sol söyleme karşı bir tepki olabilir. Olmasın, prim toplamasın duruşu... Che ya da ilk günkü 'Türkiyeli devrimciler' kısmı polisin dikkatini çekti diye düşünüyorum. Ben sürekli 'Sizi rahatsız eden Küba mı, sosyalizm mi?' diye sordum ama yanıt gelmedi. Pankartta yapabileceğim değişiklik teklifleri de karşılık bulmadı. Yaşananlar karşsında gerildim, sinirlendim, güldüm... Çıkardığım sonuç 'Kübalı sporcularla dayanışamazsın kardeşim, Che de varsa hiç' oldu..."