Survivor 2018'in şampiyonu Adem Kılıççı, Posta'ya verdiği röportajda tüm soruları içtenlikle yanıtladı. İşte Adem Kılıççı'nın açıklamaları. Geçen yıl kıl payı kaçırmıştınız, Bu yıl ipi göğüsleyip şampiyon oldunuz... Mücadelemin sonunda güzel bir ödül kazandım. Bunun onurunu, gururunu yaşıyorum. Başarmak güzel, hele bu en zoru ise daha güzel. Sizi en çok ne zorladı? İkinci defa Ada’ya gitmek. Daha 6 ay önce aynı şartlarda yaşarken, tekrar bir dilim pizza için, bir poğaça için yarışmak zordu. Böyle olunca dünyadaki yoksulları daha iyi anlıyorsun. Ada’da ilk başta psikolojik olarak kötü etkilendim. Zaman zaman kendime kızdım, ağlamak istedim ama sonuçta bir amacın varsa, seni bir şekilde motive ediyor. O yüzden çektiklerin de çok zoruna gitmiyor. Sadece dayan, sabret diyorsun. Bu yıl iddialıydım. Birinci olacağım diye kendimi kurgulayarak gitmiştim. Geçen yılla bu yılın farkı neydi? Hatalarımı görebilme fırsatım oldu. Deneyip yanıldığım için bazı konularda özeleştiri yaptım ve nelere daha dikkat etmem gerektiğini anladım. Sonuçta daha tecrübeliydim ve aynı hataları yapmamam gerekiyordu. Neydi hatalarınız? Performansla alakalı eksiklerimi buldum, onların üzerine gittim. Biraz daha sakin olmayı tercih ettim, doğrucu Davut misali yanlış gördüğüm her şeye, herkese diklenmektense, kendi dünyamı yaratmam gerektiğini düşündüm. Kamera önü ile arkası farklı mıydı, rol yapanlar var mıydı ya da herkes göründüğü gibi miydi? Kamera arkasında illaki bir şeyler oluyordu. Bazı yarışmacılar, birinin açığını gördüğünde onu uyarmak yerine kameralar önünde deşifre etme ihtiyacı duyuyordu. Ama ben hep doğal olmaktan yana oldum. Belki de kendim olduğum için sevildim. EN BÜYÜK HAYALİM ANNEMİN YEMEKLERİYDİ Bu mücadele size en çok ne öğretti? Sabretmeyi, dayanmayı. Zorluk çektikçe insan daha çok hayal kuruyor. Ada’da en büyük hayaliniz neydi? Tabii ki şampiyon olmak ve annemin yemeklerini yemekti. Çok mu iştahlısınız? Evet, yemek yemeyi çok severim ve idmanlı olduğum zamanlarda daha çok iştahlı olurum. Antrenman yapmadığımda iştahım kaçar, fazla yemem. Ada koşulları epey zor görünüyor. Uyumak, hijyen, her şey problem galiba? Zor bir ortam. Aç kalıyorsunuz ama açlıktan da ölmüyorsunuz. Erzağın oluyor, hindistan cevizi kırıyorsun. Sadece istediğin şeyleri yiyemiyorsun. Orada en değer verdiğim şey, özgürlük oldu. Değerini çok iyi anlıyosun. Düşünsenize, tepenizde sürekli biri var ve devamlı bir şeyler “Yasak” diyor. Peki, ringde olmak mı, Ada’da olmak mı daha zor? Ringde olmak daha kolay. Çünkü Ada’da birçok kişiyle berabersin. Ringde şartlar eşit. Bir hakem oluyor, kurallar belli. Ama Ada’da kural yok. Kendi kuralını kendin yaratıyorsun. Herhangi bir tartışmada nereden, ne geleceğini bilmiyorsun. Bazen bel altı gelir, bazen senin bir açığını yakalayıp oradan vurmaya çalışır. Ringde vurman gereken yerler belli. Kaybeden kazananı tebrik ediyor. SABRİYE’NİN GÖNLÜNDEKİ ASLAN BEN DEĞİLMİŞİM Şampiyonluğunuzu tebrik etmeyenler olmuş. Mesela Sabriye... Bana sadece “Sabriye aradı mı?” diye sordular, ben de “Hayır, aramadı” dedim. Nedenini bilmiyorum. Herhangi bir tartışmamız olmadı. Arkadaşlığınız bitti mi, çok yakındınız? Bitti mi bitmedi mi bilmiyorum ama şu anda görüşmüyoruz. Her insanın gönlünde bir aslan yatar. Sabriye’nin gönlündeki aslan ben değilmişim demek ki. Önemli olan milletin gönlündeki aslan olmak. Halk seçiyor sonuçta. Geçen sene Sabriye ile yakın, Sema ile uzaktınız. Bu sene Sema ile yakındınız. Etrafımızdaki gruplaşma, insanları psikolojik olarak tercih yapmaya itiyor. O zaman da doğal olarak birinden uzaklaşıyorsun, o kişiyi tanıma fırsatı bulamıyorsun. Bu sene birbirimizi tanıma fırsatı bulduk. Arada ikinci, üçüncü kişiler yoktu. Aslında geçen sene Sema ile tartışma yaşamadık, yakınlık kuramadık sadece. O duvarı aşamadık. SEMA BENİM KARDEŞİM Serhat sizin Sema ile aşk yaşadığınızı iddia etti. Ne diyeceksiniz? Sema benim kardeşim. O bir anne. İddialar kesinlikle asılsız. Bu iftirayı atan kişi hakkında hukuki yollara başvuracağım. TURABİ ÖZÜNDE İYİ BİR İNSAN Peki, Turabi nasıl biri? Özünde iyi bir insan. Dışarıdaki Turabi ile Ada’daki Turabi farklı. Psikolojik olarak kendini yarışmaya fazla kaptırdığı için biraz daha disiplinli ve kuralcı davranıyor. Hırsı ve kazanma arzusu onu iletişimden ve sosyallikten uzaklaştırıyor. Parkurlarda sizi en çok hangi yarışmacı zorladı? Turabi, Hilmicem ve Anıl. Anıl’la yarışmayı çok seviyordum. Onunla yarışırken heyecanlanıyordum. Oradayken Türkiye’de olup biteni merak ediyor muydunuz? Tabii ki. Soruyorduk ama cevap alamıyorduk. İnsan kafayı kırıyor, merak edilmez mi hiç? Eve dönünce Türkiye’yi bıraktığınız gibi buldunuz mu? Değişen çok şey var. Ada’ya geldiğimizde dolar 3.5 liraydı. Kıbrıs’ta öğrendik ki 5’e yükselmiş. Bilseydik gitmeden dolar alırdık (gülüyor). Çok şey kaçırmışız. CİNSELLİK SURVIVOR İÇİN LÜKS Kız arkadaşınızla ilişkiniz devam ediyor mu? Özel ilişkilerim hakkında konuşmuyorum. Özel hayatımı yansıttığım zaman beni seven genç kız kitlem farklı tepkiler verebiliyor. Beraber olduğunuz kişiyi taciz edebiliyorlar. Kötü sözler söylenebiliyor. Yaşadım bunu. Ada’dayken özel ilgi hissettiğiniz birileri oluyor mu? Hiç. Bir müddet sonra ben bende olmuyorum. Sadece karnını doyurmayı, dinlenmeyi, uyumayı, kazanmayı düşünüyorsun. Orada duygusal ihtiyaçların olmuyor. Cinsellik? Aklın midende ve şampiyonlukta, üstelik perişansın. Cinsellik, Survivor için biraz lüks. Aylarca yıkanmıyorsunuz, kokmuyor muydunuz? Deniz imdada yetişiyor. Tuzlu su temizliyor. Zaten herkes aynı durumda olduğu için... Saçlara, sakallara çok kum giriyor. Ama beni en çok rahatsız eden şey, ödül kazanıp yemek yerken bıyığımın kopup ağzıma girmesiydi. Kameralar kapandığında yemek vermiyorlar mı size gerçekten? Oyun kazanırsan yemek veriyorlar. Onun dışında vermiyorlar. Mümkün değil. Sorduğunuz sorulara cevap vermeyenler yemek verir mi? 13 kilo verdim Ada’da. Döndüğünüzde uyum sorunu yaşadınız mı? Çok. Uyku, yeme içme, gürültü, hepsi farklı. Trafiğin, araçların gürültüsü tuhaf geliyor. Zihnim çok yorgun. Ve inanılmaz bir ilgi var. Sürekli fotoğraf istiyorlar, kimseyi de kıramıyorum. YETENEKLİ ÇOCUKLARI ÜLKEYE KAZANDIRMAK İSTİYORUM Kazandığınız parayla ne yapacaksınız? Yarısını hayır kurumuna bağışlıyoruz. Diğer yarısıyla spor salonu açmak istiyorum. 20 yıl spor yaptım. Yetenekli bulduğum çocukları ülke sporuna kazandırmak istiyorum. Ben spor yaparken imkan bulamadım. O çocuklara rahat bir çalışma ortamı yaratmak istiyorum. Bir de olimpiyatlarda madalya alırlarsa, kendim almış gibi olurum. Çünkü kariyerimde tek eksik o. En azından yarım kalan o hikayeyi yetiştirdiğim çocuklarla tamamlayabilme şansım olur. Hindistan cevizi, pirinç, deniz. Bu üç şeyi duyunca ne hissediyorsunuz? Pirinç, deniz neyse de, bu saatten sonra asla hindistan cevizi yemem. ÖDÜLÜMÜ ALPER BAYCIN’A İTHAF ETTİM Survivor kameramanı Alper Baycın’ın ölümü hepimizi üzdü... Siz neler hissettiniz? Alper’i Survivor’dan önce tanıyordum. Haberi duyunca çok üzüldüm. Bizi yaraladı. Ailesinin yaşadığı acıyı tahmin bile edemiyorum. Biz orada hayallerimiz için mücadele ediyoruz. O da ekmek parası için. İşten çıkıp eve giderken gasp ediliyor. Çok üzücü bir olay. Ödülümü de ona ithaf ettim.