Salon çığlıklarla inledi
Abone olBöyle bir maç izlemiş miydiniz? Belki sizler de bu seyirciler arasındasınız.. Salon hınca hıç dolu. Çığlıklar birbirine karışıyor.
İNTERNETHABER- Kendilerinden geçenler ayılanlar bayılanlar.. Gözler televizyona odaklanmış vaziyette.. Farklı kültürlerin parçaları da olsalar ortak paydaları var. O da tuttukları takımları..
Yaşadıkları heyecan yüzlerine vuruyor. Kaşlar çatılıyor, yanaklar kızarıyor. Kalp atışları hızlanıyor. Gözler kimi zaman kısılıyor, kimi zaman irileşiyor. Korku dolu bakışlar bazen yerini umuda bırakıyor. Eller başlar arasında.. Çığlıklar birbirine karışıyor.
Yeri geliyor zıplıyor, yeri geliyor koltuklarına yığılıp kalıyorlar. Duygu patlaması tavan yapıyor. Gerginlik, sevinç, üzüntü, coşku, hayal kırıklığı, keder, bir arada. Duygu seli içinde kayboluyorlar. 90 dakika başka bir aleme yolculuğa çıkıyorlar.
Burası Beşiktaş Çarşı içindeki Mis Cafe.. Tarih 29 Mart 2008.. Siyah beyazlılara gönül verenler doluşup maçı izliyor. Görüntüler foto muhabiri Fatih Pınar'a ait. Fenerbahçe'ye karşı gol bekliyorlar takımları adına..
Herşey ne oluyorsa o anlarda oluyor. Hayatı bir an için unutup "büyülü" ve bir o kadar "tuhaf atmosfere" kaptırıyorlar. İçlerinde öğretmeni de var, doktoru da.. İşçisi de var, akademisyeni de..
Bastırılmış duygular o salonda patlıyor, kendilerinden geçiyorlar. Maçı izlerken yaşadıkları duygular ortak, tepki tonları farklı..
Bu kalabalık grup içinde bir anne ve oğlu dikkatimizi çekiyor. Kalabalığa o da karışmış.. 43 yaşındaki anne bedensel engelli oğluyla maçı izliyor.
Garibimize kaçıyor çünkü sokakta evde farklı ve olgun bir rolde.. Ama orada 180 derece değişiyor. Neredeyse en üzüleni en sevineni o. "Tutkulu taraftar" işte bu olmalı dedirtiyor bizlere..
Ahları vahlara karışıyor. Yerinde duramıyor. Yüz mimikleri görülmeye değer. değer. Ruh hali çok farklı. Duygu selinin akıntısında yüzüyor. Sadece o mu? Oğlu da kendini kaptırıyor bu heyecan sarmalına.
Maç bittiğinde ise hayat başa sarıyor. Herşey sil baştan. Sakin, sessiz, soğukkanlı bir kimliğe bürünüyor. Anne tekerlekli sandalyeli oğlu ile birlikte gecenin karınlığına karışıyor.
Yaşadıkları heyecan yüzlerine vuruyor. Kaşlar çatılıyor, yanaklar kızarıyor. Kalp atışları hızlanıyor. Gözler kimi zaman kısılıyor, kimi zaman irileşiyor. Korku dolu bakışlar bazen yerini umuda bırakıyor. Eller başlar arasında.. Çığlıklar birbirine karışıyor.
Yeri geliyor zıplıyor, yeri geliyor koltuklarına yığılıp kalıyorlar. Duygu patlaması tavan yapıyor. Gerginlik, sevinç, üzüntü, coşku, hayal kırıklığı, keder, bir arada. Duygu seli içinde kayboluyorlar. 90 dakika başka bir aleme yolculuğa çıkıyorlar.
Burası Beşiktaş Çarşı içindeki Mis Cafe.. Tarih 29 Mart 2008.. Siyah beyazlılara gönül verenler doluşup maçı izliyor. Görüntüler foto muhabiri Fatih Pınar'a ait. Fenerbahçe'ye karşı gol bekliyorlar takımları adına..
Herşey ne oluyorsa o anlarda oluyor. Hayatı bir an için unutup "büyülü" ve bir o kadar "tuhaf atmosfere" kaptırıyorlar. İçlerinde öğretmeni de var, doktoru da.. İşçisi de var, akademisyeni de..
Bastırılmış duygular o salonda patlıyor, kendilerinden geçiyorlar. Maçı izlerken yaşadıkları duygular ortak, tepki tonları farklı..
Bu kalabalık grup içinde bir anne ve oğlu dikkatimizi çekiyor. Kalabalığa o da karışmış.. 43 yaşındaki anne bedensel engelli oğluyla maçı izliyor.
Garibimize kaçıyor çünkü sokakta evde farklı ve olgun bir rolde.. Ama orada 180 derece değişiyor. Neredeyse en üzüleni en sevineni o. "Tutkulu taraftar" işte bu olmalı dedirtiyor bizlere..
Ahları vahlara karışıyor. Yerinde duramıyor. Yüz mimikleri görülmeye değer. değer. Ruh hali çok farklı. Duygu selinin akıntısında yüzüyor. Sadece o mu? Oğlu da kendini kaptırıyor bu heyecan sarmalına.
Maç bittiğinde ise hayat başa sarıyor. Herşey sil baştan. Sakin, sessiz, soğukkanlı bir kimliğe bürünüyor. Anne tekerlekli sandalyeli oğlu ile birlikte gecenin karınlığına karışıyor.