Salih Müslim'den Türkiye'ye tehdit gibi 'savaş' mesajı
Abone olPYD Eş Başkanı Salih Müslim, Türkiye’nin Suriye politikasına ilişkin tehdit gibi bir mesaj verdi, "DAİŞ’le nasıl savaştıysak onlarla da savaşırız" dedi.
PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, 'Türkiye'nin Suriye'de
Sünni bir devletle komşu olma hayali bulunduğunu ve bu isteğin
Kobani'de Kürtler tarafından engellendiğini' ileri sürdü. Müslim,
bu nedenle Cerablus'a yöneldiğini iddia ettiği Türkiye'yi, buradaki
Türkmen gruplara destek vermekle eleştirerek, " Türkiye’ye bağlı
bir güç orada bulunursa işgal sayarız, DAİŞ’le nasıl savaştıysak
onlarla da savaşırız!" dedi.
Müslim, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik politikası için çok sert
bir çıkış yaptı. Özgür Gündem'e konuşan Müslim, Türkiye’nin
'Suriye sınırında güvenli bölge kurma' isteğine ilişkin "Türkiye
sınırda DAİŞ’siz bölge isteniyorsa bizim tüm bölgelerimiz de
DAİŞ’siz bölgelerdir. Ama eğer gayeleri Kürtsüz yani
Kürtlerden de kurtarılmış bölgeyse o başka bir mesele. Kürtler bu
bölgenin köklü halklarından biridir ve kimse onu buradan da
çıkaramaz' dedi.
MÜSLİM ORDADA DİYEREK CERABLUS'U MU
KASTEDİYOR?
Müslim'in "orada" ifadesiyle tam olarak hangi bölgeyi
kastettiğini bilinmiyor, ancak metinden Celabrus çıkarımı
yapılabilmesine rağmen Özgür Gündem gazetesi birinci sayfasında
söyleşiyi özetlerken kastedilen bölgenin Rojava olduğu yorumunda
bulundu. 4 Temmuz 2015'te Hürriyet’ten Uğur Ergan'a konuşan Salih
Müslim "daha önce yaptığı bir açıklamada Şimdilik Cerablus
niyetimiz yok, Türkiye girerse direniriz" açıklaması yapmıştı.
İşte Müslim'in o açıklamaları:
"TEK ÇARE OLARAK TÜRKMENLER KALIYOR"
Türkiye Suriye’de oluşturulacak bir Sünni devleti ile sınır komşu
olmak istiyordu. Ama biz bunu engelledik. Bu planları tutmayınca bu
kez Cereblus ve Ezaz alanına yoğunlaşmış ve o bölgeyi almak
istiyor. İlk olarak bunu Kobanê üzerinden istedi, sonra Girê Spî ve
Serêkaniyê’ye yöneldi, onların hepsi gitti. Şu an kalan tek yer
Cerablus’tur ve bu son kozu oynuyor. Eğer bu son kozunu da
kaybederse o zaman tüm politikaları iflas etmiş olur. Türkiye’nin
yarattığı DAİŞ ve El-Nusra terör listesinde bir tek Ahrar-uş Şam
kaldı. O da yakında terör listesine girecek. Onun için tek çare
olarak Türkmenler kalıyor ve şu an onlara yönelmiş durumda.
"TÜRKİYE BUNLARI NEREDEN GETİRMİŞ"
Mevcut durumda Türkmenlerden Sultan Murat Tugayı, Muhammed Fatih Tugayı oluşturulmuş. 40-50 Türkmen’in bu tugaylarda olduğunu biliyoruz, peki diğer 600 kişi nereli ve kimdir? Türkiye bunları neden getirmiş nereden takviye etmiş. Tabii biz bunun cevabını biliyoruz, bunun için de açıkça ifade ettik, eğer Türkiye bizimle bir savaşa girmek istemiyorsa bunları çeksin, dedik. Türkiye’ye bağlı bir gücün orada bulunmasını işgal sayarız. Nasıl ki işgalci güçlere ve DAİŞ’a karşı savaştıysak onlara karşı da öyle savaşacağız. Türkmen toprakları denilen yerlerde Kürt köyleri de var. Tamam Türkmenler de var ama onlar Türklerle beraber değiller zaten bunlar bizimle beraber cephe tutmuş insanlardır. Çoğu Türkiye ile birlikte değil onların bu kirli planlarını kabul etmiyor. Onun için Türkiye’nin bir an önce bu kirli politikalarına son vermesi gerek. Yok, eğer Türkiye bu kirli politikasında ısrar ederse o zaman işgalci konuma düşer ve olacaklardan biz sorumlu olmayız. Tabii sadece biz değil Araplar, Türkmenler ve Rojava’daki diğer güçler bunu kabul etmez.
"GAYELERİ KÜRTSÜZ BÖLGEYSE O BAŞKA MESELE"
Şimdiye kadar Türkiye’nin müdahale etmeyeceğine dönük sözler var.
DAİŞ’siz bölge isteniyorsa bizim tüm bölgelerimiz de DAİŞ’siz
bölgelerdir. Kurtarılmış bölge isteniyorsa bizim bölgelerimiz zaten
kurtarılmış bölgelerdir. Ama eğer gayeleri Kürtsüz yani Kürtlerden
de kurtarılmış bölgeyse o başka bir mesele. Kürtler bu bölgenin
köklü halklarından biridir ve kimse onu buradan da çıkaramaz. Sınır
güvenliğinden bahsediliyor. Şu an mevcut durumda en iyi sınırı
koruyacak ve güvenliğini sağlayacak güç biziz. Şimdiye kadar bizim
denetimimizde bulunan sınırda Türkiye tarafına sıkılmış tek bir
mermi bile yoktur. Ama sınır DAİŞ’e teslim edilirse onun ne
yapacağı belli değildir. Bunun için şu an Rojava politikasından
dolayı Türkiye büyük bir bataklığın içine düşmüş bulunmakta.
Dileriz ki daha fazla zaman kaybetmeden bu bataklıktan kurtulur ve
bizimle diyaloga girer. Biz Türkiye’nin işine karışmayız ama
onların da Suriye’nin işine karışmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Farklı zaman ve mekanlarda da dile getirdik. Biz her zaman iyi
komşuluk ve dostluk istiyoruz. Ama bizimde onurumuz ve Suriye’deki
oluşumlara verdiğimiz sözlerimiz vardır. Bunun için Türkiye elini
Suriye’nin iç sorunlarından çekerse çok iyi olur.
PYD VE AMERİKA İLİŞKİSİ NE DÜZEYDE?
Koalisyon konusunda ise ister istemez biz Amerika ile aynı cephede gözüktük. Onlar havadan biz de karadan vurduk. Zaten şu an karada bizden başka savaşacak kimse de yok. Havadan yapılan saldırıların bir etkisi olabilir ama sonuç alıcı olmaz. Sonuç alıcı olması için kara gücüne kesinlikle ihtiyaç var. Pratikte gösterdi ki bu yardım en etkili yardımdır. Bu şekilde en etkili mücadeleyi DAİŞ’e karşı geliştirdik ve başardık. Tabii bunun böyle devam etmesini de istiyoruz. Biz daha önce de bunu dillendirdik. Biz düşmanımızı tanıyor ve ona göre mücadele ediyoruz. DAİŞ, halklar için de ciddi bir tehlike. Herkesin DAİŞ’e karşı mücadele etmesi gerek. Biz ta ki, DAİŞ’i ve onun yan kolu olan diğer irili ufaklı tüm örgütleri bitirene kadar mücadelemize devam edeceğiz. Büyük devletlerin çıkarları farklıdır. Amerika ve Rusya bizim gibi açıktan bu mücadeleyi yürütmeyebilir, sonuçta onların çıkarları farklıdır. Oyun peşinde değiliz. Umarım büyük güçler de aynı ciddiyetle yaklaşır ve DAİŞ’i daha erken bitirebiliriz.