Salih Müslim'den Genelkurmay'a terör tepkisi
Abone olPYD lideri Salih Müslim, Genelkurmay Başkanlığı'nın kendilerini terörist olarak göstermesine sert çıktı!
PYD lideri Salih Müslim, Hürriyet gazetesinden Cansu
Çamlıbel'e konuştu. Geçen haftalarda Ankara'yı da ziyaret eden
Salih Müslim, Genelkurmay'ın kendilerini terörist olarak
göstermesine tepki gösterdi.
Cansu Çamlıbel'in "Genelkurmay Başkanlığı sizin Türkiye
ziyaretinizin hemen ertesinde PYD’den ‘bölücü terör örgütü' olarak
bahsetti" demesine üzerine Salih Müslim, "Onu
anlayamadık. Birisi kendi evini koruyor. Kendi topraklarında kendi
evinin içinde savaşıyor saldırganlara karşı. Sen kalkıp bunu nasıl
IŞİD ile aynı kefeye koyuyorsun? Ayıptır ya!"
Cansu Çamlıbel'in PYD lideri Salih Müslim'le yaptığı söyleşinin
ilgili kısmı şöyle:
ONLAR ESAD'LA KEBAP, LAHMACUN
YERKEN...
Ankara sizin net bir şekilde Esad rejimiyle aranıza mesafe
koymanızı istiyor. Rejim ile ilişkinizi nasıl
tanımlarsınız?
2004’ten beri biz zaten bu rejimle mücadele içindeyiz. Siz kalkıp
Halep’te, Şam’da, Ankara’da kol kola gezerken, beraber lahmacun
kebap yerken biz istihbarat bodrumlarında işkenceye maruz
kalıyorduk. Şimdi kalkıp bize ‘Rejime şöyle yap, böyle yap’
diyorlar. Bizim bir siyasetimiz var. Bunları püskürttük,
yerlerimizden kovduk. İlla ki gidip Şam’da onlarla savaşmamızı,
sizin yerinize asker olmamızı mı istiyorsunuz? Bunu yapmıyoruz.
Kürtlerin tarih boyunca yaptığı başkalarının askeri olma sanatını
biz bıraktık kardeşim.
REJİMİN BANA YAPTIĞI İŞKENCEYE EŞEK BİLE
DAYANAMAZDI
Rejim sizi de, eşinizi de tutukladı 2000’lerde değil
mi?
Tamam. Yani bu kadar şehidimiz oldu işkence altında. Hâlâ ‘Sen
rejime şöyle yap, böyle yap’ demek ayıptır. Kirletmek için,
karalamak için söylüyorlar. Buna karşı kendimizi savunacak değiliz.
Benim gördüğüm işkenceye maruz kalsaydı -haşa sizin yanınızda
söylemek istemem ama- bir eşek bile dayanamaz ölürdü. Bugün bir
politika yürütüyoruz. Ama Esad’la ilişkimiz yok.
- Yürüttüğünüz o politika çatışmasızlık hali mi, bir nevi
centilmenlik anlaşması mı?
Zaten çatıştık ve yerlerimizden kovduk. Biz zaten rejimle savaşarak
onları Kürt bölgelerinden çıkarttık. Onlar da (Ankara’yı
kastediyor) bunu iyi biliyor. İlla gidip Şam’da mı savaşmamızı
istiyorlar? Kardeşim, ben senin için gidip rejimle savaşmayacağım.
Kürtlerin kurduğu Halk Savunma Birlikleri (YPG) tek bir kurşun
sıkmamıştır kendi yerleri dışında. Başka yerlerde, başkası için
savaşmayız.
IŞİD’İ REJİM KURDU ŞİMDİ HERKESİN
KULLANDIĞI TAŞERON
IŞİD sonunda hakikaten bir ‘İslam Devleti’ kurup
Ortadoğu’nun kalıcı bir aktörü mü olacak? Bu size gerçekçi geliyor
mu?
Hilafet bilmem ne kuruyorlarmış. 1500 sene içinde insanın düşüncesi
değişmiştir. Şimdi kalkıp o yaşantıyı kimse kabul etmez. Onun için
gerçekleşecek bir ideoloji ya da strateji değil. Bunları sadece
kandırıp, bazı yerlere sürmek için kullanıyorlar.
Kim var arkasında ya da kim kullanıyor IŞİD’i?
Başta rejim kurdu ve rejim hâlâ bazı gruplarını kullanıyor. Esad,
Suriye devrimi başlar başlamaz kendi hapishanelerindeki tutukları
salıverdi. Düşünün ki bunlar şimdi nerededir?
Türkiye’de de hükümet baştan beri ‘IŞİD’i Esad destekliyor’
dedi. Bu noktada hemfikirsiniz o halde.
Tamam. Biz de söylüyoruz. Hâlâ da parmağı var.
Batı’dan da mı destek alıyorlar bugün?
Herkesin desteği var. IŞİD olmadan önce ÖSO diye bir nesne vardı.
Onun içindekiler de bunlardı. Biz ÖSO’nun içinde kimlerin olduğunu,
ne düşündüklerini görüyorduk. Türkiye üstünü kapatıyordu.
Amerikalılar ‘Esad’ı kim yıkarsa yıksın’ diyordu. E kardeşim şimdi
yılan senin düşmanını sokarsa sen kalkıp o yılana tapacak mısın?
Yılan yılandır. Peki hepimiz ‘Esad yıkılsın’ diyoruz. Ama daha
fenası mı gelsin? Bunlar kalkıp insan kesiyor.
Hükümet tezkereyi Esad’la da mücadele için çıkardığını
gizlemedi. Ama bir adım öteye gidip ‘PYD ile mücadele de bunun
parçası’ diye yorumlayanlar var. Sizde de böyle bir izlenim var
mı?
PYD’yi ayırmak ne demek? Kardeşim sınır çizilmiş, köy ikiye
bölünmüş, aileler bölünmüş. Yarımız burada, yarımız orada. Bizim
dostluktan başka yolumuz yok. Türkiye’de Kürtlerin payı vardır.
Türkiye sadece Erdoğan’ın ülkesi değildir. Bizim akrabalarımız var
orada. ‘Ben sana yardım ediyorum’ demesinler. Akrabalarım bana
yardım ediyor. Bize yardıma gelmek isteyenlerin sınırdan geçmesine
izin vermiyorlar bugün. Biz stratejik düşünüyoruz. İster istemez
beraber yaşayacağız. Ama sen beni köle gibi yaşatmak istiyorsun.
Ben köle olmayacağım. Özgürce beraber yaşayabiliriz.
Türk tarafının güvenli bölge isteği için ilk başta ‘İşgal
sayarız’ dediniz. Neden?
Türkiye’den tek taraflı olursa işgal sayarız dedik. Çünkü
Türkiye’nin başka bir gündemi var. Oraları kendi kafasına göre
düzeltmek istiyor. Demografik olarak değiştirme vesaire.
Sizin topraklarınıza Türk nüfusu getireceğini mi
düşünüyorsunuz?
Artık Türkleri mi, Arapları mı, Pakistanlıları mı... Çin’deki Uygur
Türklerini mi getirir? (Gülüyor)
Uluslararası güçlerin öncülüğünde bir güvenli bölge
oluşturulacak olursa ona ne dersiniz?
O zaman kendi topraklarımızda uluslararası bir anlaşmaya göre
yaşarız. Tamam ona diyeceğimiz bir şey olmaz.
TÜRKİYE HERHALDE IŞİD'E KOMŞU OLMAK
İSTİYOR
Geçen haftaki Türkiye görüşmeleriniz sırasında Ankara
yardım için size ne şartlar öne sürdü?
Şart falan konulmamıştır. Rejimle bir ilişkimiz olmadığını da,
Türkiye’ye düşman olmadığımızı da biliyorlar. Bunlar sadece medya
için söylenen laflardır.
Siz ne talep ettiniz?
‘Kobani’nin düşmemesi için elinizden ne geliyorsa yapın’ dedik.
Onlar da ‘Yapacağız’ dediler.
Kamışlı’dan bir yardım koridoru mu istediniz?
‘Yardım edin insanlarımız girsin, buraları savunsun’ dedik. Onlar
da söz verdiler, ‘Yaparız’ dediler. Tank mank hiçbir şey
istemiyoruz. Sade insanlarımız geçsin. Şimdiye kadar olmadı ve öyle
görünüyor ki olmayacak.
Türkiye gerçekten de söz verdiyse neden açmadı
koridoru?
İşte püf noktası burada. Bu da bir plana ortak olduklarını
gösteriyor. IŞİD’e komşu olmak istiyorlar herhalde. Başka bir
anlamı yok.
IŞİD ile Türk hükümetinin arka planda temas içinde olduğunu mu
düşünüyorsunuz?
Biz buna inanmak istemiyoruz ama oradaki insanlarımız fotoğrafları
gösteriyorlar. İMC televizyonu canlı yayında IŞİD’cilerin nasıl
sınırı geçip Kobani’ye gittiğini gösterdi. Kimse müdahale etmedi.
Türk askerleri de, bayrağı da orada duruyor.
Türk hükümetinin Esad rejimiyle bir derdi olduğunu
biliyoruz. Suriyeli Kürtlerle de mi bir derdi var
sizce?
E olmasaydı bunları yapmazdı.
Türkiye’de bir barış süreci yürütürken, Öcalan ile felsefi
olarak benzer bir yolda gittiğini söyleyen sizlerle niye derdi
olsun?
Valla biz de bunu anlayamadık.
Türkiye’deki görüşmeleriniz sırasında bunu sordunuz
mu?
Sorduk. ‘Yok, hepiniz birsiniz’ dedi. Ama söylenenle yapılan aynı
değildir, mesele burada. Türkiye’deki Kürt benim akrabamdır. Sosyal
olarak da, düşünce olarak da yakınız.
Buradaki tek korku Suriye Kürtlerinin özerklik ilan etmesi
mi o halde?
Değil. Daha önce de, ilan etmeden önce de bu düşmanlık vardı.
Irak Kürtlerinin lideri Mesut Barzani yaz aylarında
bağımsızlığı referanduma götürme sözü verdi. Ankara buna sert tepki
vermedi. Irak’ta bağımsız bir Kürdistan yer yerinden oynatmıyorsa,
Suriye’de sizin kantonlar neden oynatsın?
Ancak şöyle diyebiliriz. Orada bir petrol ilişkisi var. Niye suskun
kaldılar, artık perdenin arkasında ne ilişkisi var bilemiyoruz.
Belki bizim de milyon dolarlarımız veya petrolümüz olsaydı belki
başka davranırlardı.
Barzani bu denklemin neresinde duruyor?
Barzani’nin Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olması hakkıdır. Ama
Türkiye’nin politikası onun elini de zora sokuyor, çok sıkışık bir
durumda. Bütün Kürt halkı bitap olmuşken onun hâlâ bu ilişkileri bu
şekilde sürdürmesi kendisine zarar verir. Bu politikalar böyle
devam ederse Barzani de yıkılır. Kürt halkı bu gidişatı kabul
etmez. İncitiyor yani.
HİÇBİR ÜLKEYE GİRİŞ ENGELİM YOK SCHENGEN
VİZESİ İLE ÇIKIYORUM
Genelkurmay Başkanlığı sizin Türkiye ziyaretinizin hemen
ertesinde PYD’den ‘bölücü terör örgütü’ olarak
bahsetti.
Onu anlayamadık. Birisi kendi evini koruyor. Kendi topraklarında
kendi evinin içinde savaşıyor saldırganlara karşı. Sen kalkıp bunu
nasıl IŞİD ile aynı kefeye koyuyorsun? Ayıptır ya!
PYD herhangi bir ülke ya da uluslararası kuruluşun terör
örgütleri listesinde mi?
Hayır, hiçbir zaman olmadık. Sadece Türkiye’de böyle
Genelkurmay’ınki gibi çatlak sesler çıkıyor.
Bir ülkeye giriş yasağınız ya da herhangi bir seyahat
engeliniz var mı?
Hayır efendim.
Geçtiğimiz günlerde Finlandiya’ya sığındığınız yönünde
haberler çıktı da açıklığa kavuşturmak için
soruyorum.
Pasaportu göstereyim bütün dünyadaki ülkelerin vizelerinden yer
yok. (Çıkarıp gösteriyor)
ANKARA’NINKİ BİZİ OYALAMAKTAN BAŞKA ŞEY
DEĞİL
Bugüne kadar Türkiye temaslarınızda hep bürokratlarla
görüştünüz. Sizce neden Türk siyasetçiler sizi kabul
etmiyor?
Bilmiyorum, herhalde o kadar cesaretleri yok. Ben herkesle görüşmek
isterim. Şimdiye kadar böyle bir işaret gelmedi. Ya işte
‘Bekliyoruz, hak veriyoruz’ falan diyorlar. Oyalamaktan başka bir
şey değil.
KOBANİ İÇİN KARA HAREKÂTINA İHTİYAÇ
YOK
Kobani için bir kara harekâtına ihtiyaç var mı, yok
mu?
Hayır efendim yoktur. Gerçekten dürüstçe yardım etmek istiyorlarsa
oradaki insanlarımıza anti-tankları verirlerse başka bir şey
yapmalarına gerek yoktur. Kara harekâtı işleri daha da bozar,
düzeltmez. Kime karşı yapacaklar kara harekâtını? IŞİD’e karşı mı
yapacaklar? IŞİD İstanbul’da. Kara harekâtından önce oradakileri
temizlesinler. Kara harekâtının demek ki başka amacı var. Yardım
gelirse biz Kobani’yi de tutarız, IŞİD’i de püskürtürüz.
Bütün bu söyledikleriniz şunun iması değil mi; Kobani’nin
düşmesi Ankara’nın işine gelecek.
Yanlış bir politikadır. Kim bu politikayı yürütüyorsa o düşünsün
bunu. Ama biz söylüyoruz, bu Türkiye halklarının çıkarına değildir.
Bazıları belki yanlışlıkla kendi çıkarını orada sanıyor olabilir.
Ama yanlıştır. Türkiye halkı barışı istiyor
görüyorsunuz. Hayalleri, iradesi kırılmış insanlar ne
yapabilir? Her şeyi yapabilir.
EŞİM VE ÇOCUKLARIM KOBANİ’DE
DİRENİYOR
IŞİD’le savaşırken bir evladınızı kaybettiniz. Bugün eşiniz
Ayşe Efendi ve diğer çocuklarınız Kobani’de direnmeye devam ediyor.
Aileniz için tedirgin olmuyor musunuz?
Tabii korkuyorum ama başka çaresi yok. Ne yapacaksın? Direneceksin
işte. Çocuklarımın hepsi orada, bütün aile. ‘Direneceğiz’
diyorlar.
Siz de Suriye’ye dönmeyi düşünüyor
musunuz?
Vallahi fırsat bulursak gideriz. Ben bir ay önce Kamışlı’daydım.
Şimdi elimden gelse gidip Kobani halkıyla birlikte direnirim. Ama
burada şimdi işim var. Diplomatik çalışma içindeyiz. Temaslarımı
bırakıp gidemiyorum. Benim partim, arkadaşlarım bırakmaz.
Bıraksalar ben şimdi Kobani’deydim.
Son bir haftadır dolaştığınız ülkeleri sayar
mısınız?
Türkiye, İsviçre sonra Fransa. Şimdi de Belçika’dayım işte.