Sağlık iletişimi konusunda çalışmaları olan bir akademisyen
olarak söyleyeceğim sözlerimi…
Dünya panik halinde, koronavirüs olarak bilinen ve tıbbi adı
Kovid-19 olan virüs tüm dünyayı kasıp kavuruyor.
Büyük bir salgın nedeniyle, ülkeler birbirlerine sınırlarını
kapatıyor, birbirlerine kapatmakla kalmıyor şehirlerden şehirlere
seyahate bile kısıt koyuyor.
Amerika’da her doğal, sosyal ve toplumsal olayda insanların gıda
maddelerini stoklamak gibi bir alışkanlıkları var. Şimdi buna
sağlık ve temizlik maddeleri de eklendi…
Ama bu sadece Amerika ile sınırlı kalmadı, dünyanın hemen her
ülkesine ve kentine sıçradı.
Dünyanın pek çok ülkesinde ve şehrinde marketlerde gıda, sağlık
ve temizlik maddelerine büyük bir hücum var, raflar boşalmış
vaziyette.
Dedikodu, yalan haber, gerçek dışı bilgilendirmeler bu tür
dönemlere bazen kasıtlı olarak, bazen de iyi niyetlerle
çoğaltılabilir.
İnsanlar ne yazık ki çağımızda pek çok virüse karşı kendilerini
korumaya alabiliyorlarsa da sosyal ağlar üzerinden yayılan gereksiz
veya yalan enformasyona karşı korunaklı değiller.
Kimsenin kaynağı belirsiz haberlerle hareket etmemesi, yetki
sahibi kişilerce, uzmanlarca söylenmedikçe asla bu tür haberleri
yaymaması elzemdir.
Sosyal medya üzerinden şaka niyetiyle atılan bir 'haber' bile
bir süre sonra ilk kaynağını bile inanıp inanmama tereddüdüne
düşürecek şekilde geri dönmektedir.
Bu tür durumlarda en etkili olan tedbir uzmanlara kulak vermek
ve yönetimlerce alınan tedbirleri uygulamaktır.
Panik her türlü sıkıntılı anda en büyük zafiyet alanını açar.
Panikten uzak, soğukkanlı bir şekilde hareket etmek ise sıkıntılara
karşı alınan tedbirleri mümkün kılar.
Sağlık konusu başka alanlardaki krizlere benzemez. Çok
önemlidir, bu konuda yapılan uyarılar mutlaka dikkate
alınmalıdır.
Şu ana kadar Sağlık Bakanlığının çok iyi bir kriz yönetimi
sergilediği muhakkak.
Hiç duraksamaksızın gerekli tedbirleri aldılar. Riskli ülkelere
sınırları kapattılar, uçuşları durdurdular, oralardan gelenler için
özel karantina merkezleri açtılar ve stokçuluğa ve fırsatçılığa
karşı kamuoyunu bilgilendirdiler.
Son açıklamalar bir gerçeğe istinat ediyor; dünya üzerindeki
mobilite bu hastalığın sonsuza kadar ülkemize uğramasına imkan
vermez, bir şekilde bizim ülkemizde de çıkabilir. Önlemenin yolu
ise kişisel hijyene ve tedbirlere önem vermekten geçiyor.
"El yıkamak önemli" diyorlar, yıkayalım. Kalabalıklardan bir
süre uzak kalmak öneriliyor, uyalım. Selamlaşma tarzımızı temassız
hale getirmemiz üzerinde duruluyor, getirelim.
Yeter ki, kendimizi koruyalım.
Maske takma ile ilgili olarak uzmanlara kulak verelim, hastalığı
olmayanların takmasına gerek yok, korumuyor.
Dolayısıyla maske üzerinden spekülasyon yapmak isteyenlere de,
sağlık malzemelerini stoklayarak veya fahiş fiyatlara satarak
köşeyi dönmek isteyen fırsatçılara da kapı aralamayalım.
Ülkemizi virüs üzerinden vurmak isteyen, ekonomimizi baltalamak
isteyen, ağzımızın tadını kaçırmak isteyen o kadar odak var ki,
bunların yalan ve kara propaganda dolu algı operasyonlarına da
kendimizi alet etmeyelim.
Virüs zaten şimdiden dünya ekonomisini de bir hayli daralttı ve
pek çok ülke açısından esas bu yönüyle büyük bir yıkım doğurdu.
Etkisinden ucuz kurtulmanın yolu, sorumlu davranış içinde
olmaktır.