Saldırı İran rejimini nasıl etkiler?
Abone olBBC Diplomasi Muhabiri Jonathan Marcus, İsrail'in olası saldırısının İran rejimi ve iç kamuoyunda yaratacağı etkileri mercek altına aldı.
İsrail'in İran'a olası saldırısının akıllara getirdiği sorulardan biri de, İsrail saldırısı ve muhtemel İran misillemesinin bölge ve İran için etkilerinin ne olacağı?
Çok sayıda kişi İsrail'in olası saldırısının yaratacağı can kayıpları ve yaralanmalara işaret edecektir, özellikle de operasyonun uluslararası hukuka aykırı olacağı dikkate alındığında.
Hangi hedeflerin saldırıya uğrayacağı, hangi sıklıkla
vurulacakları ve zamanlaması bilinmediği için potansiyel ölü ve
yaralı sayısı konusunda tahmin yapılamıyor.
Uzmanlar, Buşehr gibi faaliyetteki bir nükleer reaktörün askeri bir programla ilgisi olmadığını vurulmasını yüksek bir ihtimal olarak görmüyor, radyasyon sızıntısının da sivil kayıpları arttıracağına ilişkin kaygı da var. Ama çatışma sırasında bir savaş uçağı düşebilir, bombalar ya da silahlar hedef şaşabilir.
Bunlara ek olarak İranlıların da tepkisinin ne olacağı önemli?
Olası saldırı İran halkından nasıl karşılık bulur? Tahran'ın nükleer programı ve İslami rejim üzerindeki etkileri ne olur?
Şimdilik, İran'ın nükleer silah programı konusunda ısrarcı olduğuna ilişkin bir karar alınıp alınmadığı belirsiz.
Ama Obama'nın İran politikasına ilişkin bir kitabı yayınlanan Tirita Parsi, İsrail saldırısının İran'ın pozisyonu ciddi şekilde değiştirmesine neden olacağını savunuyor.
''Eğer İran saldırıya uğrarsa nükleer caydırıcılığı edinme azminin bir kaç kat atacağını düşünmeyen hiç bir uzmana rastlamadım'' görüşünü dile getiren Parsi, şöyle devam ediyor:
''ABD'nin değerlendirmesi, İsrail'in saldırısı ardından İranlıların programı daha da gizli kapaklı yapacaklarını, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi anlaşmasından ayrılacaklarını ya da ayrılma tehdidinde bulunacaklarını, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun ülkeden atıp, hızla bombayı elde etmeye girişecekleri yönünde. Üst düzey bir Amerikalı askeri yetkilinin söylediği gibi İran'a saldırmak, İran'ın nükleer silah üretmesini garanti altına almak anlamına gelecektir.''
İran-Amerikan Ulusal Konseyi'nin başkanı da olan Parsi, olası İsrail saldırısının İran içinde de siyasi etkileri olacağı görüşünde.
İran rejimine yönelik öfkenin derinleştiğini, 2009 seçimlerinden sonra yaşanan insan hakları ihlallerine ilişkin yaraların da hâlâ kanamakta olduğunu kaydeden Parsi, rejimin de halkla arasındaki gerilimi yumuşatmayı ya da ayrışmayı gideremediğini kaydediyor.
Parsi şöyle devam ediyor:
''Ama İran'a yönelik bir saldırı, özellikle de çok büyük sivil ölümlere neden olacak bir bombardıman, ülkede birbiriyle kavga halindeki grupları dış düşmana karşı birleştirecektir. 1980'de Saddam Hüseyin'in İran'ı işgali sırasında da böyle oldu. Saldırı, Ayetullah Humeyni'nin iktidarını pekiştirmesine yaradı, milliyetçi ve devrimci hevesleri canlandırdı, iç iktidar mücadelelerinin askıya alınmasını sağladı. İran rejimi Saddam'ın saldırısına rağmen değil, sayesinde ayakta kaldı'' dedi.
Bu zaman zaman İran'da rejim değişikliğinden söz eden Batılı ve İsrailli karar vericilerin akıllarının başlarına gelmesini sağlayan bir değerlendirme olabilir.
Bir başka gerçek de, İsrail'in bakış açısından başarılı olarak görülse bile olası saldırı nükleer programı ancak bir kaç yıl geciktirecekti. Saldırı İran'ın nükleer silah edinme arzusunu teyit edebilir, İran halkının rejim çevresinde kenetlenmesini sağlayabilir. Bölgesel sonuçları da, Körfez ve İsrail'in sınırlarında olası bir çatışmayı tetikleme riski.
Diplomasi
Obama yönetiminin İsrail'i en azından şimdilik bir saldırıdan vazgeçmeye çalıştığı görüntüsüne şaşırmamak gerek.
Çok sayıda uzman, yaptırımlara fırsat tanınması gerektiğini, şimdi bile Tahran'la diplomatik bir kanal kurulabileceği görüşünde.
Trita Parsi, ''Diplomasinin henüz tükenmediği'' belirtirken, ''Yakın geçmişin diplomatik çabalarının az sayıda ve kısa ömürlü'' olduğuna dikkat çekiyor.
''Washington ile Tahran arasında bir çözümü sağlayacak ilerleme sağlayabilmek için sürekli müzakerenin siyasi zemini gerekiyor'' diyor Parsi ve ''gerçek müzakerelerden çok, karşılıklı tehditler ve ultimatomların'' gündemde olmasından yakınıyor.
Kerim Sadjadpour da yeni bir diplomatik hamlenin denenmeye değer olabileceği görüşünde. Ama alınacak sonuçların da sınırlı olabileceğinin farkında.
''Kendi varlığının meşruiyetini sağlamak için düşman olarak sizin varolmanıza muhtaç olan bir rejime yakınlaşmaya nasıl varabilirsiniz? Gerçekçi olmak gerekirse Tahran'la diyalog, en iyi ihtimalle ayrıştığımız noktaları kontrol altında tutmaya yardımcı olacaktır, ama sorunları çözmeyecektir.''