Şakran Çocuk Cezaevinde skandal!
Abone olİzmir Barosu, çocuk cezaeviyle ilgili öyle bir rapor hazırladı ki okuyanların tüyleri ürperdi.
İzmir Barosu'nun hazırladığı Şakran Çocuk Cezaevi
raporu tüyler ürpertiyor! İddialara göre cezaevinde Mavi Oda olarak
adlandırılan bölümde kan izlerine rastlandı. Cinsel istismar
iddialarının yer aldığı, çocukların büyüklerinden dayak yediği de
iddia edilen raporda, gardiyanların ise çocuklara sistemli olarak
dayak attıkları belirtiliyor.
İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi sorumlu yönetim kurulu
üyesi avukat Nuriye Kadan, üye avukatlar Derya Durmaz, Birsen
Şimşek, Nilgün Coşkuner ve Emel Yeşildağ’ dan oluşan heyet, Şakran
Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda yaptığı incelemenin
ardından 23 sayfalık bir rapor hazırladı.
İzmir Ceza ve Tevkif Evlerinden sorumlu Cumhuriyet Başsavcı
Vekili Mehmet Fatih Öztürk, Şakran Cumhuriyet Savcısı Güneş Okur,
Cezaevi Müdürü ve bir ekip infaz koruma memuru eşliğinde 3 Mart'ta
cezaevinde incelemelerde bulunulduğu belirtilen raporda, cezaevinin
koridor aralarında güvenlik nedeniyle demir kapıların kilitli
tutulduğu, iç ve dış alanların güvenlik kameralarıyla izlendiği
kaydedildi.
Çocukların bulunduğu ünitelerden zaman zaman yükselen sesler
ve kapı tekmeleme seslerinin duyulduğu kaydedilen raporda, bu
durumun cezaevi müdürü tarafından çocukların top oynadıkları ve
topu kapıya vurdukları şeklinde açıklandığı ifade edildi.
MAVİ ODA İZLENİMLERİ
Heyetin talebi üzerine “mavi oda/süngerli oda” olarak adlandırılan yan yana iki “hücre”den oluşan odaların gezildiği, odanın taban, tavan ve duvarların strafor benzeri bir maddeyle kaplandığı, odada hiçbir eşyanın bulunmadığı, sadece köşede küçük bir alaturka tuvalet olduğu görüldüğü belirtilen raporda şu ifadelere yer verildi:
“Cezaevi müdürünce sorun çıkaran çocukların sakinleşmesi için burada en fazla 3 saat kadar bekletilmesi için kullanıldığı belirtilen bu odanın bazı yerlerinde kurumuş kan lekeleri, duvar ve tavanlarında kazınma şeklinde yazılmış isim, harf, rumuz ve sözler olduğu görülmüştür. Kan lekelerinin ve bu yazıların nasıl yazıldığı sorulduğunda, 'burada kalan çocukların tuvalet taşına çarpmak suretiyle kendilerine zarar verdikleri, yaralandıkları, tuvalet taşından kopardıkları parçalarla da duvar ve yerlere kazımak suretiyle yazı yazdıkları' beyan edilmiştir. Mavi odanın yanında tek kişilik düzenlenen çok dar ve küçük tecrit odalarında ise herhangi bir çocuğun tutulmadığı beyan edilmiştir.”
"ÇOCUKLAR KAN İÇİNDE KALIYOR"
Görüşme yapılan çocukların hepsinin “mavi oda”yı bildiği,
fakat hiç götürülmediklerini belirttikleri, mavi odada kamera
olduğundan çocukların utandıkları için tuvaletlerini bile
yapamadıklarını duyduklarını, mavi odaya üzerinde sadece alt iç
çamaşırı ile "atıldığını" ve görevlilerce yüzleri hariç olarak
tekme tokat dövüldüklerini, bu nedenle her yerin kan içinde
kaldığını, hatta bu yüzden İzmir Barosu'nun ziyaretinden önce bu
odanın çocuklara temizlettirildiğini ifade ettikleri
kaydedildi.
Duruşmaya gidip gelirken beklenilen "bekleme
odası" adı verilen yerde kamera olmadığı için çocuk ve
gençlerin en çok burada küfür edip birbirlerini dövdüklerini
belirttikleri raporda yer aldı.
ÇOCUKLARIN GÖRÜŞMELERDEKİ TUTUM VE DAVRANIŞLARI
Raporda, çocukların verdikleri cevaplar kısa ve tutuk olduğu, konuşmak için istekli olmadıkları, sadece sorulanlara cevap verdikleri, konuşurken kontrollü ve sakin, fakat tedirgin oldukları ve göz teması kurmadıkları, cezaevi hakkında çok fazla konuşmak istemedikleri, basında çıkan haberleri bildikleri ve söz konusu olaylara şahit olmadıklarının anlaşıldığı bildirildi.
“Görüşme yapılan çocuklar cinsel suç, baskı veya rahatsızlık
veren bir şey olmadığını söylerken ağlamaklı olmuş, söyleyip
söylememek arasında kararsızlık yaşamıştır” denildi.
"MERDİVEN ALTI; KAMERAYLA İZLENMEYEN KÖR NOKTA"
İnfaz koruma memurlarının 17.30’da mesailerinin sona erdiği, çocukların 23.00’dan önce odalarına girmelerinin yasak olduğu, uykusu gelen çocuklar bazen ortak alandaki sandalyeleri birleştirerek uyumak zorunda kaldığı, 17.30-23.00 arası zaman diliminde sadece kamerayla gözlendiği, ancak yukarı kata çıkan beton merdivenlerin altında 4-5 kişinin sığabileceği bir boşluk alanın olduğu ve bu alanın kamera ile izlenemediği ifade edildi.
CEZAEVİNİN KURALLARI
Görüşme yapılan çocukların koğuştaki büyüklerin küçükleri ve
yeni gelenleri dövdüğünü, hakaret ettiğini, bu sebeplerle
ezilenlerin olduğunu, yaşça büyük ve güçlü olan “ağabey”lerin
otoritesine uymayanların cezalandırıldığı, hatta bazı çocukların bu
sebeplerden yönetime dilekçe vererek koğuşlarının değiştirilmesini
talep ettiklerini aktardığı kaydedildi.
Çocukların ifadelerinden ilaç kullanımının yaygın olduğu, bu nedenle çocuklarda uyku halinin gözlemlendiği, ilaçların istenildiğinde cezaevi doktorlarınca verildiği ifade edildi.
Raporun sonuç bölümünde ise, “Çocuk ceza infaz kurumları, çocuk adalet sistemine aykırıdır. Çocuk adalet sisteminin amacı çocuğu yargılamak ve dört duvar arasına kapatmak değil, suça iten sebepleri araştırmak, ortadan kaldırmak ve çocuğu rehabilite etmektir. Ceza yasalarının revize edilmesi, çocuk ve genci rehabilite edip topluma kazandırma ya yönelik kurum ve kuruluşların oluşturulması gerekmektedir” görüşlerine yer verildi.