Şakir Süter'den dizi gibi yazı
Abone olMesleğe yeni başladığı yıllarda eline geçen bir dosyayla kapı kapı dolaştığını anlatan Şakir Suter, herşeye rağmen Türk basınının geldiği noktayı sevindirici buluyor.
Akşam Gazetesi yazarı Şakir Suter gençlik yıllarında başına
gelen bir olayı anlatıyor. Süte, mesleğe ilk başladığı yıllarda
eline geçen bir dosyayla gazete gazete dolaştığını; ancak bir türlü
yayınlama imkanı bulamadığını ilgi çekici örneklerle dile
getiriyor. Süter 30 yıl önce yaşadığı bir anıyı günümüzle
ilişkilendiriyor ve herşeye rağmen iyimser olunabileceğini
savunuyor. İşte Süter'in bir nefeste okuduğumuz dizi gibi yazısı:
'İlaç Skandalı' nasıl haber olmadı! 12 Mart 1971'de askeri
yönetiminin ağırlığını sürdürdüğü günlerde Ali Çileli isimli bir
ağabeyim elinde dosyası ile gazeteye geldi. Bir ilaç şirketinde
muhasebeci ve son derece düzgün bir insan. Şirketin, çok yaygın
olarak kullanılan ilaçlarından birini 'sağlığa aykırı' biçimde
ürettiğini belgeleriyle masama koydu. Henüz çiçeği burnunda
gazeteci adayı bir spor muhabiriyim. Dosya çok karmaşık ama
azmettim, işin içindeki 'pisliği' çözüp 'habere' ulaştım. Bu
haberin 'girişinin' nasıl yazılacağı konusunda o tarihte istihbarat
şefim olan Attila Gökçe'den yardım aldım. Oturdum 'İlaç Skandalı'
haberini yazdım; sıra geldi haberi yayınlamaya. * * * Kendi gazetem
olan Akşam'ın o tarihteki sahibi bile tartışmalıydı ama bu haberi
Akşam yayınlayamıyordu! O günlerde Genel Yayın Müdürlüğü'nü
rahmetli Kayhan Sağlamer'in yaptığı Cumhuriyet Gazetesi'ne gittim.
Kayhan Abi 'biz bunu yayınlayamayız hayatım' dedi. Çıktım tekrar
gazeteye geldim; o tarihte Akşam yazarı olan Altan Öymen'e gidip
elimdeki haberi anlattım. Çok heyecanlandı ve bana 'gel' dedi: -
Kemal Bisalman'a gidelim. O, Yeni Ortam isimli bir gazete
çıkaracak, halkın duyması gereken bu haberi hiç olmazsa orada
yayınlatırız. Altan Abi'nin peşinden Yeni Ortam'a gittik. Kemal
Bisalman, haberin içeriğini okumayıp dinletikten sonra şöyle dedi:
- Hayatım, biz 'haberle' değil, yazarlarımızla 'çıkış' yapacağız!
Çaresiz İzmir'e gittim. Ege'nin etkili gazetesi Demokrat İzmir'e..
Gazetenin başyazarı ve yöneticiliğini de yapan ünlü şair-yazar
Attila İlhan'ın odasına çıktım. Haberi anlattım; Attila İlhan bir
kahkaha attıktan sonra sordu: - İstanbul basını işe bulaşmaktan
kaçıyor, 'ihaleyi' bizim üzerimize mi attılar?! Attila İlhan'a
halen büyük bir sevgi ve saygı duyarım. Habercilik heyecanımı
kırmadan bana bir ağabey olarak yol göstericilik yaptı ama...
Sonuçta elimdeki 'İlaç Skandalı' haberi 33 yıl önce hiçbir yayın
organında yer bulamadı! Hatırladıkça, hala içim sızlar o haberime!
O ilaç şirketi bir yabancı ortaklıktı ve halen bir başka isim
altında faaliyetini dünya çapında sürdürüyor. Ama o şirketin adı
Roche değil. Hani bugün sevinerek izlediğim ve hakkında şakır şakır
haberler yazılan Roche ilaç şirketiyle ilgili değil! Sözün özü: Biz
gazetecilerin her türlü eksik ve yanlışlarına rağmen, bugünün
gazete okuru, 33 yıl önceki okurdan daha şanslı. Yazı: Şakir Süter
Kaynak: Akşam