Şakir Abi kitabını göremedi
Abone olAkciğer kanserine yenik düştü. Eşine ithaf ettiği kitabı yayımlandı. Ama o göremedi.
Pazartesi günü, iki yıl mücadele verdiği akciğer kanserine yenik
düşen gazeteci yazar Şakir Süter’in son kitabı “Fıkralar...
Fıkracılarımız” yayımlandı.
Başlık Yayınları’ndan çıkan “Fıkralar... Fıkracılarımız” kitabında
Şakir Süter, Türk siyasetine yön vermiş isimler hakkında
okurlarından gelen fıkraları bir araya getirdi. Vefatı nedeniyle
yüzlerce fıkranın yer aldığı kitabının yayınlanmış halini göremeyen
Şakir Süter, kitabı eşi Gülsüm Süter’e ithaf etti.
Salı günü piyasaya çıkması beklenen “Fıkralar... Fıkracılarımız”
kitabının sunuş bölümünde Şakir Süter okurlarına şöyle
seslendi:
“Böyle bir kitap, eğer bana kalsaydı, asla yayınlanmazdı.Yani, ben
o sabrı ve beceriyi gösteremezdim. 17 yıl geriye gidilerek bütün
yazılar taranacaktı. Seçici bir göz, birbirine benzeyen, tekrar
gibi algılanacak fıkraları ayıklayacak, ‘iyi - en iyi’ olanları
kitap için tasnif edecekti.
KIYAMIYORDUM
Aralarında gerçekten bize özgü, ‘yerli’ fıkralar çoktu.
Kıyamıyordum yitip gitmesine; keşke bir kitapta toplayabilseydim
bunları. İyi de, kim nasıl yapacaktı bu işi. Tam bu sırada
Sadrettin Kuşoğlu dostum imdadıma yetişti. Ama gazetemizin Muhasebe
Müdürü olan Kuş-oğlu, o yoğun işleri arasında böylesi bir külfetin
altına nasıl girecekti. ‘Benim için de farklı bir uğraş, bir nevi
dinlenme de sayılır’ diyerek işi üstlendi. Bazı insanların
yaşamında sadece siyah-beyaz vardır. Kuşoğlu, ‘grisi bol”
insanlardan ve hep yapıcı özelliğini öne çıkaran bir kişilik. Son
yıllarda tanıdığım en olumlu insandır. Sonuçta sayesinde ortaya bu
kitap çıktı. Kendisine şükranlarımı sunuyorum. Dilerim bu kitap,
fıkraseverlerin de beğenecekleri biçimde huzura çıkmıştır.”
KAHVECİ’NİN ANISI:
ŞAKİR Süter’in kaleminden Adnan Kahveci ile yaşadığı bir anı ve
fıkra:
Rahmetli Adnan Kahveci ile çok yakın dosttuk. Kahveci, bir “fıkra
fabrikası” gibi çalışırdı. Duyduğu fıkraları aktarmakla kalmaz,
kendine özgü “Laz fıkraları” da üretirdi. “Ben de adını vermeden
yayınlardım o fıkraları. Bir gün Karadenizli bir okurum,
Kahveci’den dinleyip yazdığım fıkraya tepki göstermiş, ben de bunu
Adnan’a söylemiştim:
- Seninkiler kızıyor bu fıkralara; ona göre!
Adnan Kahveci “yahu, kendi propagandamızı yapıyoruz, anlamıyorlar
mı?
Bundan iyi reklam mı olurmuş” diyerek eklemişti:
- Laz Fıkrası’na kızan Laz, bizden değuldur!