Sakıka müthiş OPERASYON
Abone olIrak'ta 1998'de düzenlenen operasyonla yakalanarak, Türkiye'ye getirilen Sakık'ın yakalanışı film gibi.
KUZEY Irak'ta 1998 yılında düzenlenen operasyonla yakalanarak,
Türkiye'ye getirilen terör örgütü PKK'nın bir dönem 2 numaralı ismi
Şemdin Sakık, yazdığı kitabında kendisini yakalayan grubun başında
"Yeşil" kod adlı
Mahmut Yıldırım'ı ima ettiği öne sürüldü.
Genelkurmay'a bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı timler
tarafından 8 yıl önce yakalanarak Türkiye'ye getirilen ve
yargılandığı Diyarbakır'da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına
çarptırılan “Parmaksız Zeki" kod adlı Şemdin Sakık'ın adı, "Andıç
olayı" ile yeniden gündeme geldi. Bir gazetede röportajı yayınlanan
Sakık"ın avukatlarından Vedat Erten, müvekkilinin 16 Mayıs 2001
tarihinde Malatya'da düşen askeri askeri uçağa ilişkin kendisine,
“Beni Irak"tan getirenleri götürdüler. Beni Irak"tan Türkiye"ye
getirenler bu uçaktaydı. Ve içlerinde Yeşil de vardı'' dediğini öne
sürdü.
Şemdin Sakık, düşen uçakta olduğunu iddia ettiği Yeşil"in adını
2005 yılında Tuncer Günay tarafından kaleme alınarak piyasaya
sürülen "Şemdin Sakık"tan mektuplar" adlı kitabında yazmazken,
kendisini yakalayan kişi
olarak isim vermeden "Yeşil"i tarif etti.
YAKALANMA ANINI ANLATTI
Şemdin Sakık, hapishanede görüştüğü arkadaşlarına kendisini
Kuzey
Irak"taki Duhok kenti yakınlarında 13 Nisan 1998 tarihinde başına
silah
dayayarak yakalayan kişinin "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım
olduğunu
söylediği öne sürüldü. "Şemdin Sakık"tan mektuplar" adlı kitapta
Sakık,
Kuzey Irak'ta nasıl yakalandığını şöyle anlattı: “Irak Kürdistan
Demokrat Partisi (IKDP) Duhok temsilcisi, kaldığımız eve gelerek
Mesut Barzani"nin Erbil"de benimle görüşeceğini söyledi. Kapıda
duran cipe bindik, Erbil"e doğru hareket ettik. Bir süre gittikten
sonra bindiğimiz araç, ovanın ortasında durdu. Peşmergeye niye
durduğumuzu sordum, bana motorun hava yaptığını söyledi. Fırsattan
istifade "küçük bir su dökeyim" diyerek arabadan inip biraz
uzaklaştım. Bu arada yoldan geçen bir araba, arabamızın arkasında
durdu. İçinden 5 kişi çıktı. 2'si bana doğru gelirken, diğer 3"ü
arabaya gitti. Bize yardımcı olmak için geldiklerini düşünerek
tepkisiz kaldım. Tam bu esnada tanıdığım bir yüz tepemde durmuş
tabancasını kafama dayatmış "Korkma seni öldürmeyeceğiz" diyor.
Tabancama uzandım, kılıfından çeker çekmez başıma aldığım bir
darbeyle yere yığıldım. Bir başkası gelip bana iğne yaptıktan sonra
sürükleyip arabaya götürdüler. Kardeşimi de getirip cenaze gibi
arabaya attılar.'' Şemdin Sakık kitabın devamında, halen aranan ve
yaşayıp- yaşamadığı bilinmeyen "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım"ı
isim vermeden tarif etti. Sakık, “Gazetelerde, televizyon
ekranlarında çokça gördüğüm yüzü tanımış, KDP"nin bizi Erbil"e
gönderirken güvenlik vermemesini de gözönünde bulundurarak
Türkiye"ye verildiğimizi anlamıştım. Tabii ki Türkiye"ye
götürülmekten korkmuştum ama meşru olmayan o tanıdık yüz beni çok
daha fazla korkutmuştu. Sorgudan geçirip ikimizi de öldürüp bir
köşeye atacakları kaygısı içindeydim'' dedi."
YILLARCA KAÇTIĞIM HELİKOPTERE BİNİNCE
RAHATLADIM
Şemdin Sakık kitapta, yakalanmasından yarım
saat yol aldıktan sonra
18 yıl boyunca sürekli kaçtıkları helikoptere bindirildiklerini
belirterek, “Ne gariptir ki ilk kez helikopterden korkmamıştım.
Hatta arabadan indirilip helikoptere bindirildiğim için bir parça
rahatlamıştım. "Beni öldürmek için götürselerdi herkesin gözü
önünde helikoptere bindirmezlerdi" gibi bir sonuç çıkardım.