Sakarya Üniversitesi'nde kongre
Abone olBu yıl dördüncüsü yapılan "4. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi" 15-16 Eylül tarihleri arasında Sakarya Üniversitesi'nde çok sayıda katılımcı ile gerçekleştirildi.
Bu yıl dördüncüsü yapılan “4. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim
Kongresi” 15-16 Eylül tarihleri arasında Sakarya Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından, 42 farklı
üniversiteden 125 akademisyen ve araştırmacının 64 bildiri ile
katılmasıyla Kartepe’de gerçekleşmiştir. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve
Yönetim Kongresi’nin amacı, Türkiye’nin bilgi ekonomisi ve bilgi
yönetiminde sanayi toplumu alışkanlıklarından yeni çağın bilgiye
dayalı zorunluluk, dinamik ve yeteneklerinin gelişmesi ve
yaygınlaşmasına katkı sağlamaktır. Bunun için kamu, özel sektör ve
sivil toplum kuruluşlarının faydalanabileceği ve
projelendirebileceği araştırmalar yapmak, öneriler geliştirmek ve
bilgi bazlı düşünme ve uygulamaların yaygınlaşmasına yardımcı olmak
ve ulaşılan sonuçları kamuoyuna açıklamak kongremizin amaçları
arasındadır. Bu çerçevede, Kartepe The Green Park Hotels’de 15-16
Eylül’de iki gün boyunca 17 oturumda ülkenin bu konuda çalışan
uzman bilim adamlarının katılımıyla gerçekleşen sunum ve
tartışmalar “Türkiye Bilgi Toplumu’nun Neresinde?” adlı bir açılış
paneli ile başladı. Panelde Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr.
Kemal İnan, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Altan, ve
KOSGEB İdaresinden Erkan Gürkan’dan konuşmacı olarak yer aldılar.
Paneli Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yönetti. Eski
Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal’dan bu yana pek rastlanmayan
devlet büyüklerinin panel yönetmesini Binali Yıldırım tekrar
başlattı. Dört konuşmacı da, son yıllarda enformasyon
teknolojilerinin kullanımın yaygınlaşmasına rağmen, Türkiye’nin
gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında çok iyi bir durumda
olmadığını vurgulayarak, bu alanda kamu, özel sektör ve sivil
toplum kurumlarının sistematik çalışmalar yapmasını gerektiğini
ifade ettiler. Sabancı Üniversitesi’nden İnan, Türkiye’nin
enformasyon teknolojileri kullanma düzeyinin giderek yükseldiğini
ancak enformasyon teknolojilerinin kullanımının sadece bir araç
olduğunu, bilgi toplumunun belirleyici dinamiği olan bilgi üretimi
konusunda ise fazla mesafe alınmadığını ileri sürdü. Bilgi
toplumuna geçiş için, teknolojik alt yapı yatırımları ile birlikte
bilgi üretimini fiilen yapacak insana yatırımın çok daha önemli
olduğunu vurguladılar. İstanbul Üniversitesi’nden Mehmet Altan ise,
bilgi toplumuna geçiş için bir zihinsel devrimin yaşanması
gerektiğini belirterek, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçerken
kol gücü yerine zihinsel gücün temel üretken kabiliyet olarak
toplumda yaygınlaşması gerektiğini belirtti. Bu zihinsen
üretkenliğin en somut ürünlerinin patentler olduğunu ve patent
sayısı bakımından gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında, patent
fakiri bir ülke olduğunuzu belirtti. KOSGEB Başkanı Erkan Gürkan
ise, KOBİ’lerimizin son birkaç yıldır üretim, pazarlama, yönetim,
ithalat/ihracat gibi temel fonksiyonlarını bilgi teknolojilerinden
çok daha yoğun yararlanarak yaptıklarını ileri sürdü. 50 bin
işletmenin stratejik yol haritalarını kendileri ile
paylaştıklarını, son üç yılda ne yaptıkları ve gelecek üç yılda ne
yapacakları konusunda planlı düşündüklerini söyleyerek bunun önemli
bir gelişme olduğunu belirtti. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım
ise, bilgisayar okur yazarlığı, internet kullanımı, iletişim
altyapısının son yıllarda hızla arttığını, ancak bunun gelişmiş
ülkeler ile karşılaştırıldığında hala çok düşük olduğunu söyledi.
Bilgisayar ve internet kullanımının yaygınlaşması için hükümet
olarak seferber olduklarını ve e-Devlet projesinin pilot
uygulamalarının başladığını, en kısa zamanda da
yaygınlaştıracakları belirttiler. Arkasından başlayan 17 oturumda
Türkiye’nin bilgi toplumu açısından konumu aşağıdaki başlıklar
çerçevesinde tartışma konusu yapıldı. 1. Bilgi, Felsefe ve Bilim
Ahlakı 2. Bilgi İktidar İlişkisi 3. Bilgi ve Kariyer Yönetimi 4.
Stratejik Bilgi ve Bilgi Ekonomisi 5. Yerel Yönetimler ve Bilgi 6.
Bilgi ve İnsan Kaynakları Yönetimi 7. Bilgi Toplumu ve Dönüşümler
8. Bilgi Toplumu ve Kişisel Özgürlükler 9. Yeni Ekonomi, Piyasa ve
Rekabet 10. Bilgi Yönetimi ve Örgütsel Davranış 11.
Organizasyonlarda Bilgi Yönetimi 12. Bilgi ve Beşeri Sermaye 13.
Kamu Yönetiminde Bilgi ve e-Devlet Uygulamaları 14. Yeni Ekonomi ve
İktisat Teorisi 15. Postmodern Dönüşümler 16. Bilgi Teknolojileri
17. Bilgi Toplumu ve Pazarlama Sunulan bildiri ve yapılan
tartışmaların sonucunda, ortaya çıkan tespit ve öneriler kısaca
şunlardır: • Türkiye’nin bilgi toplumuna geçiş konusunda belli
gelişmeler yaşanmasına karşın, dünyadaki birçok ülke bizden çok
daha hızlı biçimde bilgi ekonomisi ve bilgi toplumuna dönüşüm
sürecini yaşadığı gözlenmiştir. • Türkiye’nin daha çok bilgi
teknolojilerinin kullanımına odaklanmış olduğu görülmektedir. •
Türkiye’nin bilgi teknolojilerinin üretimi konusunda olduğu kadar
bu teknolojilere yönelik yatırımların gerçekleştirilmesinde de
yetersiz olduğu tespit edilmiştir. • Türkiye’de AR-GE,
üniversite-sanayi işbirliği, yenilik ve patent üretiminde oldukça
yetersiz durumdadır. • Türkiye’de AR-GE harcamaları yetersiz olup,
bunu gerçekleştirecek kurumlar ve kurumlar arası iş birliğinin
yetersiz olduğu sonucuna ulaşılmıştır. • Türkiye’nin bilgi
toplumuna dönüşümü konusunda hızlı bir atak yapabilmesi için: 1- Bu
günkü çağdaş uygarlığın önündeki bir konumu; örneğin 2023 de
ulaşılacak, net bir hedef olarak belirlemelidir. 2- Türkiye AB
üyeliğinden daha öncelikli olarak bilgi toplumu olmaya
odaklanmalıdır. Bilgi toplumu olma hedefi AB sürecinin bir parçası
değil onun dışında ve üstünde öncelik almış bir hedef olmalıdır.
Sonu açık bir AB hedefi yerine sonu çağdaş uygarlığın üstü olan
bilgi toplumu hedefi ana vizyon olarak belirlenmeli ve bunun için
gerekli süreçler derhal devreye sokulmalıdır. 3- Türkiye’yi bilgi
toplumuna geçiş stratejisi ve politikalarını ivedilikle netleştirip
en kısa zamanda uygulamaya koymalıdır. 4- Türkiye’nin bilgi
toplumuna geçiş stratejisinin hazırlanmasında ve uygulanmasında
kendi bilim adamı ve uzmanlarımızdan öncelikli ve ağırlıklı olarak
yararlanarak öğrenme ve bilgi birikim süreçlerinin birikimli
etkisinden daha yoğun biçimde yararlanılmalıdır. 5- Bilgi toplumuna
geçiş için geleneksel düşünce kalıpları yerine bilgi çağının
yenilikçi ve yaratıcı düşünce kalıplarına geçişi sağlayacak
zihniyet devriminin yaşama geçirilebilmesi için eğitim ve öğretimin
tüm kademelerinin içerik ve niteliğinin yenilenmesi gerekmektedir.
6- Bilgi toplumunu getirdiği hız, verimlilik, rekabet, kalite ve
yenilik süreçlerini etkin biçimde yakalayabilmek için işletme ve
kurumlarımızı hızlı ve nitelikli eğitim, öğrenim, geliştirme ve
dönüşüm süreçlerine taşıyacak mikro politikalar acilen uygulamaya
konulmalıdır. 7- Bilgi toplumunda ekonomik birimler arası etkileşim
ve iş birliğinin öncelikli konumu dikkate alınarak birimler arası
ağ-etkileşiminin yoğun biçimde teşvik edilmesi amaçlanmalıdır. 8-
Küresel bağlantıları olan ulusal yenilik ağlarının etkin biçimde
kuruluş ve işleyişi sağlanmalıdır. 9- Kalkınmanın değişen içerik ve
niteliği dikkate alınarak bilgi birikimi ve yerel potansiyelleri
değerlendiren yeni bir kalkınma anlayışının kurumlaşması acilen
sağlanmalıdır. 10- Bilgi toplumunun her alanda demokratik ve etkin
katılıma dayandığının bilincinde olarak, her düzeyde tüm tarafların
işbirliğine dayalı sinerjik toplumun yaratılması için
çalışılmalıdır. Sonuç Bilgi toplumuna dönüşüm; topyekun bir süreç
olup, toplumun tüm kurum ve sistemleriyle yeni bir anlayış içinde
ve yine tüm kurumların etkin katılımıyla gerçekleşebilecek bütüncül
düşünülmesi gereken bir olgudur. Bilgi toplumuna dönüşüm, sanayi
uygarlığına dönüşümden çok daha köklü ve hızlı sonuçlar yaratıyor.
Bunun bilincinde olarak, yaşanacak her türlü gecikmenin tarihsel
sorumluluğunu dikkate alarak, bir an önce hepimizin ülkemizi bilgi
toplumuna taşıyabilmek için harekete geçmesi gerekmektedir.