Şaka olarak suikast planı yapmış
Abone olErgenekon'un tutuklu sanıklarından Coşkun Çalık, Orhan Pamuk'a suikast yapacakları konusundaki konuşmalarının şaka olduğunu iddia etti.
Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından Coşkun Çalık,
iddianamede yer alan yazar Orhan Pamuk, DTP Genel Başkanı Ahmet
Türk ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e
yönelik suikast planlarına ilişkin yaptığı telefon görüşmelerinin
şaka olduğunu söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasını yapan
Çalık, hem terör, hem de organize şubede ifadesinin alındığını
belirterek, emniyet ve savcılık ifadesini kabul etmediğini
belirtti.
İfadesinde yer alan Mehmet Fikri Karadağ ile Selim Akkurt'u
tanımadığını, bu kişiler aleyhine ifade verdiği için vicdan azabı
duyduğunu dile getiren Türk, ''Emniyette baskı gördüm. Boğazımı
sıktılar. 'Cezaevine atarız, çok yatarsın'' diye tehdit edildim''
iddiasında bulundu.
Çalık'a Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, emniyet ve savcılık
ifadesi okudu.
Çalık'a, ifadelerinde yer alan ''Muhammet Yüce, Selim Akkurt ve
Ayhan Çelik ile birlikte Orhan Pamuk'a Kurban Bayramı'nın 3. günü
konferans çıkışı suikast yapılması, kendisinin gözcü olarak yer
alması, eylem için Mehmet Fikri Karadağ'ın 2 trilyon vereceği'' ile
''Ahmet Türk ve Osman Baydemir'e yönelik suikast hazırlığına''
ilişkin telefon konuşmaları ve mesajları okundu.
Çalık da bunların teyzesinin oğlu olan Muhammet Yüce ile yaptığı
saçma sapan konuşmalar olduğunu belirterek, ''Bana saçma sapan
şeyler söylüyordu. Ben de saçma sapan cevaplar veriyordum'' diye
konuştu.
Başkan Şengün'ün ''Ppişman olduğum için eylemden vazgeçtim''
şeklindeki beyanını okuyunca Çalık, bunun da doğru olduğunu
söyledi.
Çalık, Ahmet Türk ve Osman Baydemir'e yönelik suikast planlarına
ilişkin konuşmaları ise hatırlamadığını, buna benzer ifadelerin
okunması üzerine de ''Muhammet Bana, Ahmet Türk'ü öldürmeyi teklif
etti, ama PKK ailemizi kazır diye vazgeçtik'' dedi.
Coşkun Çalık'ın suikast planlarına ilişkin çelişkili beyanlar
vermesi dikkati çekti.
Çalık, yaptığı bu görüşmelerde ve telefon mesajlarında Muhammet
Yüce'nin Mehmet Fikri Karadağ ve Selim Akkurt'tan hiç söz
etmediğini, bu kısımların polisler tarafından yazılmış
olabileceğini anlattı.
Çalık çapraz sorgusu sırasında da korktuğu için savcıya poliste
baskı gördüğünü söylemediğini kaydetti.
Çapraz sorgusunun sonunda Çalık'a Başkan Şengün, ''6-7 ay keyif
için telefonda şunu öldürelim, bunu vuralım diyorsunuz. İyi ki bu
hayallere kendinizi kaptırmadınız'' dedi.
Çalık da eşinden ayrıldığını, ciddi bunalımda olduğunu söyledi.
Duruşmada savunmasını yapan Recep Gökhan Sipahioğlu da suçlamaları
kabul etmedi. Sipahioğlu, çapraz sorgusunda, Alparslan Arslan'ı
kesinlikle tanımadığını belirterek, ''Arslan'ı telefonla aradığım
iddiasını kabul etmiyorum. Bu suçu işlemiş biriyle görüştüysem, bu
benim ölüm nedenim olur, ailemin de öyle'' dedi.
Duruşma, yarın saat 09.30'a ertelendi.
İLHAN SELÇUK
Bu arada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İlhan Selçuk'un
avukatların talebi üzerine, hangi tarihlerde ve ne gerekçelerle
dinlendiğine ilişkin mahkeme kararları, dava dosyasına
gönderildi.
Bu kararlara göre, Selçuk;un ilk olarak 2 Şubat 2008 tarihinden
itibaren sabit telefonunun İstihbarat Şube Müdürlüğünce dinlemeye
alındı. Bu kararların 3'er ay süreyle uzatıldığı, son dinleme
kararının ise 28 Ekim 2008 tarihinde 3 aylık olmak üzere verildiği
anlaşıldı.
Hakkında dava açıldıktan sonra da telefonu dinlendiği anlaşılan
Selçuk ile ilgili dinleme kararlarında gerekçe olarak,
''soruşturmanın devam etmesi, suç delillerinin toplanması, örgüt
elemanlarının tam olarak tespit edilip yakalanabilmeleri ve
tahkikat dosyasının eksiksiz olarak hazırlanabilmesi''
gösterildi.
SAVCI ÖZ, SUİKASTLERİ ARAŞTIRMIŞ
Ergenekon dava dosyasında yer alan ve Beşiktaş'taki İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığınca İstanbul Terörle Mücadele Şube
Müdürlüğüne gönderilen 5 Ekim 2007 tarihli yazıya göre, Savcı
Zekeriya Öz'ün 19 ay öncesinde Türkiye gündemindeki birçok cinayet
ve davada Ergenekon'un izini aradı. Savcı Öz, soruşturma
başladıktan 4 ay sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele
Şube Müdürlüğüne gönderdiği yazıya göre, Doç. Dr. Necip
Hablemitoğlu, Rahip Santora, İsmail Ağa (Bayram Hoca) cinayeti,
Danıştay saldırısı, Hrant Dink suikastı, Malatya'daki misyoner
cinayeti, misyonerlik davası olarak bilinen dava, Alman Vakıfları
davası, İhsan Güven'in öldürülmesiyle ilgili şüphelilerin çeşitli
internet sitelerinde yazdıkları yazıları ve yorumların
araştırılmasını istedi.
Öz ayrıca, Hrant Dink'in yargılanması sırasındaki çeşitli
olaylardan şüphelilerin katıldığı eylem ve faaliyetler, varsa bu
konuda resim, haber, yazı içeriklerinin her olay için ayrı ayrı
toplanarak savcılığa gönderilmesini talep ettiği yazıda, İzmir'de
Alsancak Kıraathanesi'ne atılan el bombası sonucu ölen İbrahim
Çiftçi'nin, Necip Hablemitoğlu cinayetinden gözaltına alınıp
alınmadığının ve geçmişteki irtibatlarının da araştırılmasını, elde
edilen belgelerin acele olarak savcılığa gönderilmesini istedi.
Yazıda, Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen el
bombalarının ekspertiz raporunda belirtilen kafile ve seri
numaraları ile irtibatlı 14 ayrı bombanın bulunduğu yerler ve
tarihlerde meydana gelen olaylar, toplu yürüyüş ve eylemler
hakkında çıkan haber ve resimler de talep edilirken, patlamamış
halde bulunan el bombaları ile o tarihlerdeki olaylar arasında
irtibat bulunup bulunmadığı, patlamış bulunan bombalar ile
patlamamış bulunan bombaların varsa arasındaki benzerlik ve
irtibatlarının tespit edilmesi de istendi.