Said Nursi'ye namaz bozduran muhabir
Abone olSaid Nursi'nin fotoğrafı çeken kişiye elinin tersiyle 'çekme' işareti yaparak tepki gösterdiği bu fotoğrafın hikayesini biliyor musunuz?
23 Mart 1960'ta Şanlıurfa'da vefat ettiğinde 83 yaşında
olan Said Nursi'nin ahirete yürüyüşünden yaklaşık 2,5 ay kadar
öncesinde çekilmiş bir fotoğrafı vardır. Said Nursi'nin fotoğrafı
çeken kişiye elinin tersiyle 'çekme' işareti yaparak tepki
gösterdiği bu fotoğraf, 2 Ocak 1960 tarihinde İstanbul'daki Piyer
Loti Oteli'nin üçüncü katındaki 28 numaralı odada namaz kılarken
çekildi. Üstad, fotoğrafının çekilmesine çok kızdı, namazı bozdu,
yeniden eda etti ve İstanbul seyahatinin geri kalanını iptal ederek
Ankara'ya dönmeye karar verdi."
SAİD NURSİ BENİ AFFETTİ 'O GENÇ İŞİNİ YAPTI' DEDİ"
Baykara, ayrıca Bediüzzaman Said Nursi'nin İstanbul'dan ayrılırken talebeleriyle haber göndererek, "Fotoğraf çeken genci affettim, o işini yaptı." dediğini aktarıyor.
Bazı kaynaklar fotoğrafı çeken kişiyi Akşam Gazetesinin foto muhabirlerinden Şeref Köylübay olarak aktardı. Hâlbuki o fotoğrafı, muhabirliğe yeni başlamış 23 yaşındaki genç gazeteci Yeni İstanbul Gazetesi'nin muhabiri Sökmen Baykara çekmişti. Baykara, fotoğrafın çekilme hikâyesini Zaman'a anlattı.
FOTOĞRAFINI ÇEK EMRİ
Baykara, 1958'de İstanbul Fındıkzade'deki Gazetecilik Meslek Lisesi
son sınıfta iken Yeni İstanbul Gazetesi'nde mesleğe başlamıştır.
1960 yılının ilk günü yazı işlerinden bir talimat verilir: "Said
Nursi İstanbul'a geliyor. Piyer Loti Oteli'nde kalacak, mutlaka
fotoğrafını çekmelisin." Gazetenin fotoğraf konusunda ehemmiyetle
durmasının sebebi bellidir: O tarihe kadar Türkiye'nin gündeminde
olan, hakkında hemen hemen her gün davalar açılan Said Nursi'nin
doğru düzgün hiç fotoğrafı yoktur.
Zaman Gazetesi'ndeki habere göre, Said Nursi, 1 Ocak 1960'ta Piyer
Loti Oteli'nin 3. katındaki 28 numaralı odaya yerleşir. 29 numaralı
odada ise başta Zübeyir Gündüzalp olmak üzere talebeleri
kalmaktadır. Sökmen Baykara, Üstad'ın odasının bulunduğu katta 4
oda olduğunu ve diğer 30 ve 31 numaralı odaların dolu olması
sebebiyle bir üst katta oda tuttuğunu ifade ediyor. Baykara, "Her
gazete en az 5-6 foto muhabiri görevlendirmişti. Gazetecilerin
büyük ilgisi vardı. Bizim gazete küçük olduğu için sadece ben
görevliydim." diyor.
PERDELER HİÇ AÇILMIYOR
Sabaha kadar uyumadığını ve Said Nursi'nin odasını gözetlediğini söyleyen Baykara şöyle konuşuyor: "Fotoğraf çekmek mümkün değil. Talebeleri sürekli yanında, odanın penceresi perdelerle kapalı, hiç açılmıyor. Dışarı çıktığında şemsiyelerle kapatılıyor. Sabah olunca otelin karşısındaki binaya çıktım, orada çatıda odayı gözetlerken öğle namazı vaktinde perdenin açıldığını fark ettim. Odanın penceresi Sultanahmet Camii'ne bakıyordu. Meğer Said Nursi namazını camiye bakarak kılıyormuş. O zaman tele objektif olmadığı için fotoğraf çekme imkânı da yoktu." Koşarak Said Nursi'nin kaldığı odanın katına çıktığını aktaran Baykara, aynı kattaki diğer odalardan Üstad'ın kaldığı odanın balkonuna geçme planı yapar:
ÜSTADIN KALDIĞI BALKONA GEÇME PLANI
"31 numaralı odanın kapısını çaldım. Yabancı bir kadın kalıyormuş, kapıyı yüzüme kapattı. Tek şansım vardı; 30 numaralı oda. Burada da evli bir çift kalıyormuş. Onlara yalvardım. Bana acıdılar ve 'tamam' dediler. Balkona çıktım. Düz, uzun bir balkondu ve her odanın pencere ve kapısı balkona açılıyordu. Yerde sürünerek Said Nursi'nin odasına yaklaşırken bir gürültü koptu. Meğer balkonda bir leğen varmış ona çarpmışım. Kafamı kaldırdığımda 29 No'lu odadaki talebelerinin bana baktığını gördüm. İçlerinden biri, "Bırak kardeşim, Üstad'ı o haşmetli vaziyetle çeksin." dedi. Hemen yan odanın penceresine geçtim ve heyecandan ancak 2 kare fotoğraf çektim. Birinde namaz kılıyordu. Diğeri ise namazı bozup 'çekme' diye işaret ettiği bu fotoğraftı."
HAYATIMIN EN ANLAMLI FOTOĞRAFI
Yeni İstanbul Gazetesi'nde 7 yıl çalıştıktan sonra 28 yıl da
Hürriyet Gazetesi'nde foto muhabirliği yapan Baykara, 1992'de
emekli olmuş. 35 yıllık foto muhabirliği süresi içinde veya
sonrasında onlarca ödül alan Baykara, "1972'den itibaren
her yıl fotoğraf ödülleri aldım. Milletvekili satışlarını
belgeledim, yerli ve yabancı devlet adamlarının özel hayatına şahit
oldum. Kıbrıs savaşına katıldım ama hayatımın en anlamlı fotoğrafı
Said Nursi'yi çektiğim o fotoğraftır." diyor.
GAZETELERDEN TRANSFER TEKLİFİ ALDIM
O tarihe kadar Said Nursi hakkında hiçbir bilgisi olmadığını ifade
eden Sökmen Baykara, "Ne kadar ehemmiyetli bir fotoğraf çektiğimi
sonra anladım. Bir gazeteci arkadaşıma fotoğrafı çektiğimi
söyleyince düşüp bayılacaktı." diyor. O dönem 'toy' bir gazeteci
olduğu için Akşam Gazetesi muhabirlerinden Şeref Köylübay'a da bir
kare fotoğraf sözü verir. Ancak Köylübay sanki fotoğrafı kendisi
çekmiş gibi davranır. Baykara, "Benim çektiğim fotoğrafı
sahiplendiği için ona çok kızdım. Çömezdim. Fotoğraf hem Yeni
İstanbul hem de Akşam gazetesinde çıktığı için çoğu insan beni
tanımadı. Ama gazetem beni hemen ödüllendirdi. 150 lira maaş
alıyordum. 500 lira ikramiye verdiler. Takım elbiseden gömleğe,
ayakkabıdan çoraba kadar kıyafet hediye ettiler. Maaşım 700 liraya
çıktı. Çok sayıda gazeteden transfer teklifleri aldım. Said
Nursi'nin talebeleri bu fotoğraftan 10 bin tane bastırabiliriz,
dediler. 10 bin fotoğrafın parasıyla o tarihte Nişantaşı'ndan,
Teşvikiye'den 4 daire alabiliyordunuz. Kabul etmedim. O fotoğrafın
filmini 51 yıldır saklıyorum. Çocuklarıma kalacak. O fotoğraf benim
için dönüm noktası oldu." diyor.