Said-i Nursi'nin mezarı bulunsun
Abone olHür Adam filmiyle yeniden gündeme oturan Said-i Nursi'nin mezarı yeniden tartışma konusu olacak gibi...
Sarayönü PTT binası önünde basın açıklaması yapan İkbal, 23 Mart
1960 tarihinde Şanlıurfa'da vefat eden Said Nursi'nin cenazesinin
Dergah Camisi'nin bahçesine defnedildiğini ancak 111 gün sonra
kabrin açılarak cenazesinin meçhul bir yere götürüldüğünü ifade
etti.
Cenazenin daha sonra nereye defnedildiğinin açıklanmadığını dile getiren İkbal, konuyla ilgili bir kaç ay önce de açıklama yaptığını ve İçişleri Bakanlığına da dilekçeyle başvurup, Said Nursi'nin mezarının nerede olduğunun açıklanmasını istediği anımsattı.
Şanlıurfa Mezarlıklar Müdürlüğünün ''Said Nursi'nin mezar kaydına rastlanmadığının'' açıklandığını belirten İkbal, şöyle devam etti:
''Merhum Said Nursi'nin mezarı Hz. İbrahim'in bulunduğu makama defnedilmiş ve ceset askerler tarafından oradan alınmıştır. Devlet tarafından idam edilen merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarının Yassı Ada'dan alınan cesetleri devlet töreniyle İstanbul'a getirildi.
Kaldı ki komünist olduğu iddia edilen ve Rusya'ya kaçan
şair Nazım Hikmet'in mezarının Türkiye'ye nakledilmesi için
çalışmalar yapılmaktadır. Dünya çapında büyük bir İslam alimi olan
Bediüzzaman Said Nursi'nin yazdığı eserler, bütün dünyaya yayılmış
ve birçok yabancı dile çevrilmektedir. Bu büyük allamenin Urfa'dan
götürülen cesedinin nereye nakledildiğini bilmek ve bir Fatiha
okumak elbette hakkımızdır. Devletin bu ayıptan bir an evvel
kurtulması lazımdır. Çünkü bu konu her zaman canlı olacaktır.
İnsanlığın ve demokratikleşmenin, hukuk ve adaletin ön plana
çıktığı söylenen şu asrımızda, böyle bir ayıbın hala açığa çıkmamış
olması izahtan varestedir. Hayatını çileyle geçirmiş, sırf kitap
yazdığı için 28 yıl hapis ve sürgünde hayat geçiren Said Nursi'nin
vefat ettikten sonra muhalifleri tarafından mezarının açılması ve
cesedinin semti meçhule götürülmesi hiçbir hukuki gerekçe ile izah
edilemez. Devlet arşivlerinin açılarak Said Nursi'nin Şanlıurfa'dan
askeri bir uçakla cesedinin nereye götürüldüğü ve mezarının nerede
olduğunun hem tarafımıza hem kamuoyuna açıklanmasını talep
ediyorum.''
İkbal yaptığı basın açıklamasının ardından hazırladığı dilekçelerinin bulunduğu mektupları, PTT yoluyla Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığına gönderdi.