Sahtecilikte üstümüze yok
Abone olAnkara Ticaret Odası'nın (ATO) hazırladığı 'Sahte Türkiye' adlı rapora göre, Türkiye'de sahtecilik sınır tanımıyor. Güreş milli takımında 2 yıl doktorluk yapan bile var.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) hazırladığı 'Sahte Türkiye' adlı
rapora göre, Türkiye'de sahtecilik sınır tanımıyor. Sahtekarlar,
iyi para kazandıran gözde meslekleri tercih ediyor. Türkiye'de
yaklaşık 5 bin'sahte diş hekimi' bulunduğu belirtilen raporda,
sahte dişçilerin, muayenehane açacak parası olmayan yeni mezun diş
hekimlerinin diplomalarını kullanarak diş hekimliğine soyunduğu
ileri sürüldü. Rapora göre, sahte doktorlar genellikle sahte kimlik
kullanıyor. Öyleki kendisini doktor olarak tanıtarak Güreş Milli
Takımı'nda iki yıl çalışan 'sahte doktor'lar bile tespit ediliyor.
İmamın bile sahtesi var Raporda, sahtekarların, vatandaşların dini
inançlarını sömürmektenbile çekinmedikleri vurgulanarak,
mezarlıklarda para karşılığı Kuran okuyan 'sahte hafızlar'ın,
özellikle bayram günleri mantar gibi çoğaldıkları, sahte imamların
da camiler de fetva verdikleri kaydedildi. Rapora göre, 'sahte
maliyeciler', maliye kokartıyla vergi mükelleflerine giderek,
'Maliye Dergisi', 'Maliye Gazetesi' gibi isimlerle gazete, dergi,
CD, broşür ve benzeri satıyor. Mükelleflerin ev veya işyerlerine
giderek, beyaz bir kağıda basılmış sahte tahsil alındılarıyla para
tahsilatı yapıyor. Sahte maliyeci olduğu gibi 'sahte mal müdürü' de
var. Raporda, Türkiye'de artık kanıksanan pek çok sahtecilik türü
şöyle sıralandı: Sahte senet, sahte adres Sahte yeşil kart, sahte
isim Sahte para, sahte çek Sahte evrak, sahte diploma Sahte nüfus
cüzdanı, sahte pasaport Sahte ehliyet, sahte sağlık karnesi Sahte
imza, sahte fatura, sahte fiş Sahte rapor, sahte sigorta poliçesi
Sahte kredi kartı, sahte oy pusulası, sahte seçmen Sahte otobüs
bileti, sahte piyango bileti, sahte maç bileti Sahte plaka, sahte
reçete, sahte tablo Denetlenmemiş 10 bin gıda işletmesi var Sahte
gıda piyasasında ise ürün yelpazesi bir hayli geniş olduğu
vurgulanan raporda, Türkiye'de 27 bin gıda sanayi işletmesinin 10
bininin denetlenmediği açıklandı. Raporda, bunlardan sadece 17
bininin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın gıda siciline kayıtlı
olduğu belirtilerek, yaklaşık 400 bin gıda satış ve toplu tüketim
yeri olduğu dikkate alındığında insan sağlığının ne denli bir
tehdit altında olduğunun ortada olduğu ifade edildi. Gıdada
teknolojinin, hilenin hızına yetişemediği, hilenin teknolojiden
hızlı geliştiği belirtilen ATO'nun raporunda göre, gıdada yapılan
sahtecilikler şöyle sıralandı: Beyaz eti klora batırıp taze
görüntüsü veriliyor Ufalanmış peyniri jel ile birleştirip yeniden
kalıp peynir yapılıyor Dana kıymaya tavuk sakatatı katılıyor Yağ ve
kemik külünden lahmacun yapılıyor Sütün yağını alıp yerine margarin
koyuluyor Küflü kaşardan eritme peynir yapılıyor Kırmızı bibere
kiremit tozu ekleniyor Kalitesiz bulgura boya katıp ayıp örtülüyor
Hazır limon suyu içine su ve limon tozu katılıyor Tavuk dönerlerin
içine tavuk derisi, bağırsak, paça ve sakatatlar baharatlanıp
karıştırılıyor Zeytinyağına rafine ayçiçek, kanola, fındık ve soya
yağı karıştırılıyor Son kullanma tarihi bitmiş sucuklar, yeni
yapılan sucukların içine atılarak yeniden imal ediliyor Kelle ve
paçalar tıraş bıçağı ile temizlenerek tüketime sunuluyor Tavuk
kemikleri öğütülüp renklendirici katkı maddeleri ile salama
katılıyor Salam ve sosis içerisinde hayvansal atıklar katılıyor
Soya baharatla karıştırılıp sucuk imalatında kullanılıyor Dökme
baharatlar arasına kurutulmuş ot-sap karıştırılıyor Helvanın içine
beyaz susam yerine Sudan'dan ithal edilen ucuz siyah susam
konuluyor İyi çay, '2.5 yaprak' olarak tabir edilen çay filizinden
elde ediliyor. Ancak sahtekarlar, körpe filiz yerine kart dalları
da çaya karıştırıyorlar Depoda iyi muhafaza edilmediği için
küflenen çaylar da soframıza geliyor. Küflü çay karaciğere zarar
veriyor Köfte ve dönere soya kıyması katılıyor Türkiye'nin markalı
ürünlerin sahtelerini ürütmekte bir numara olduğu ileri sürülen
raporda, dünya piyasalarında Türkiye'nin adının 'taklitçi'ye
çıktığı, ABD Ticaret Temsilciliği'nin (USTR) yayınladığı yıllık
Fikri Mülkiyet Hakları Raporu'na göre, Türkiye'nin 'marka
taklitçiliği' de denen marka sahteciliğinde ilk sırada yer aldığı
kaydedildi. Türkiye, marka sahteciliğinde dünyada üçüncü Dünya
Gümrük Örgütü'nün belirlemelerine göre ise Türkiye'nin Polonya ve
Tayland'dan sonra üçüncü sırada olduğu açıklandı. Marka
sahteciliğinin, tekstil, parfüm, gözlük, kozmetik gibi ürünlerde
yaygın olduğu bildirilen raporda, 'en çok taklit edilen markalar
arasında ise Adidas, Puma, Nike, Polo, Panasonic, Microsoft,
Citizen, Versace, Gucci, Dolce Gabbana, Diesel, Louis Vuitton,
Ralph Lauren, Barbie, DKNY, Prada, Lacoste, Paul&Shark ve Sony
gibi ürünler yer alıyor. Marka ürünlerin taklitleri beşte bir
fiyatına satılıyor. 'Sosyete Pazarı' olarak da bilinen semt
pazarlarında ve işportada satışa sunulan taklit ürünleri tercih
edenler arasında sosyeteden isimler de var' denildi. Dünya Gümrük
Örgütü'nün verilerine göre 2004 yılında tüm dünyada 512 milyar
dolarlık sahte mal üretildiği belirtilen raporda, bu rakamın dünya
ticaretinin yüzde 7'sini oluşturduğu kaydedildi. Rapora ilişkin
değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, sahtecilik
olaylarında ekonomik krizden sonra patlama yaşandığına dikkat
çekerek, ''kriz, sahteciliği bir sektör haline getirdi. Yükte hafif
pahada ağır ne varsa sahtesi yapılıyor'' dedi. Sahte rakı, sahte
votka gibi ölümlere yol açan sahtecilik olaylarıyla genel olarak
gıda sahteciliğinin cezasının yasalarımızda komik kaldığını ve
suçluların marka sahteciliği ile yargılandıklarını hatırlatan
Aygün, ''bu suç tasarlayarak adam öldürmek suçuna eşit bir suç
olmadığı sürece sorun çözümlenmez'' dedi. ATO'dan sahteciliğe karşı
sıkı önlemler Ankara Ticaret Odası Disiplin Kurulu'nun bu dönemde
çok etkin çalışmalar içerisinde bulunacağını kaydeden Aygün,
tüketicinin sağlığı ile oynayan üyelerinin gözünün yaşına
bakmayacaklarını, uyarma, kınama, üyelikten geçici çıkarma ve
üyelikten kesin ihraca kadar varan disiplin cezalarının
kararlılıkla uygulanacağını söyledi. Aygün, disiplin cezalarının
yanı sıra 'imalatta, mal ve hizmet arzında sağlık kurallarına
uymamak, ölçü ve tartı aletlerini hileli bir şekilde kullanmak,
hileli, karışık veya standartlara aykırı ve kalitesiz mal imal
etmek ve satmak' suçunu işleyen üyelere her bir suç için 2.2 milyar
lira para cezası da verileceğini vurguladı.