Sahte ülkenin sahici çocuğu olabilmek...

Bu kadar sahteliğin arasında inadına "gerçek" kalmak için mücadele vermektir onurlu yaşamak…

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Canlı yayında beş dakikada yaptı bir doktor, arıların aylarca yapamadıklarını...

Bal sahte…

Tarihi geçmiş sucuklar tekrar işleme alınarak “yeni” hale getiriliyormuş…

Sucuk sahte…

Bir gün önceden çamaşır suyuna bastırılmış bembeyaz tavuklar geliyor sofralarımıza…

Tavuk sahte…

Kırmızıya boyamışlar utanmazlar renk versin diye…

Salça sahte…

Etin bile çakmasını yapmışlar iyi mi?

Et sahte…

Ucuz pidelerin içine domuz eti katıyorlarmış…

Yemekler sahte…

Süt bozulmasın diye saç boyasına atılan kimyasaldan katmışlar içine, pes!

Süt sahte…

İçine patates, margarin karıştırılıyormuş…

Tereyağı sahte…

Tulum peyniri değil, nişasta yiyormuşuz haberimiz yok…

Tulum peyniri sahte…

Bembeyaz olsun diye kireç katılıyormuş içine…

Beyaz peynir de sahte…

Zeytini paslı demirlerle kuyularda bekletiyorlarmış kararsın diye…

Zeytin sahte…

Domatesi boyalarla kızartıyorlarmış da kızarmıyormuş yüzleri…

Domates sahte…

Kırmızı bibere kiremit tozu, kara bibere kimyasal bir madde karıştırılıyormuş daha cazip olsun diye…

Baharatlar sahte…

Yoğurt, ekmek, döner, leblebi…

Her şey sahte…

Gözyaşları sahte…

Özürler sahte…

Sevgiler sahte…

Dost görünüp arkadan vuranlar var…

İnsanlar sahte…

Bu kadar sahteliğin, sahtecilerin arasında inadına "sahici" kalmak için mücadele vermektir onurlu yaşamak…

Zor değil, hiç zor değil...

twitter.com/nsrnylmz