Serpil Örümcer, 1967’de Milliyet Gazetesi’nin düzenlediği güzellik yarışmasında birinci olduğunda henüz 14 yaşındaydı. Serpil Örümcer 1970'li yıllarda sahnelerin aranılan ismiydi, Gazetelerin 1. sayfalarını süslüyordu. Sanatçı Berkant ile evliliği dillere de destan olmuştu. Bacaklarının güzelliği nedeniyle "bayan bacak" olarak anıldı. Annesini dinlemeden subay nişanlısından ayrılıp, 19 yaşında sanatçı Berkant ile evlendi. Sahnenin büyülü dünyası onu kabına sığdıramadı. Kızı Fulya 8 aylıkken Berkant'tan boşandı. Örümcer, o günler için "ama o bacağımın yüzünden başıma gelmeyen kalmadı. Keşke o bacak şans olsaydı bayan şans olsaydı" diyor. Örümcer, iki kez daha evlendi. Cengiz Kartal’la 1989-1990 yılları arasında süren evliliği bittiğinde neyi var neyi yok satmıştı. Batman’da gayriresmi 4 eşi ve 11 çocuğu bulunduğunu sonradan öğrendiği işadamı Hasan Ölük’le yaptığı üçüncü evlilik, Örümcer’e göre hayatının ikinci büyük hatasıydı. Bir günlük konser için gittiği Batman’da 10 gün kalınca tanıştığı Hasan Ölük, evlendikten sonra işkenceye başladı. Raporlar alıp mahkemelerde günler geçiren Serpil Örümcer, bu evlilikten güçlükle kurtuldu. Ancak artık, yaşamını süsleyen neon ışıklarının yerini, çöpleri aydınlatan sokak lambaları almıştı. Çöplerden topladığı káğıt ürünlerini satarak geçimini sağlıyordu. Her gelen mallarını alıp bayan bacağı ortada bırakmış. Onun evinde bunun evinde, sokaklardayız. Kızı da onun kaderini paylaşmış. Koca dayağından bıkan kızı Fulya, iki çocuğuyla soluğu annesinin yanında almış. Sokakta banklarda birbirlerine kol kanat germişler. Ben simitçilik bile yapmak istedim ama onu bile yapamadım. Birkaç tane başkana gittim oralı bile olmadılar. En son geçtiğimiz hafta Bakırköy Gönüllü Çevreciler Derneği'nin kapısını çaldığında, bu kez yüzüne kapı kapanmamış. Adına yardım gecesi düzenlenmiş. Sadece 2 bin TL toplanmış. Kızı ve torunuyla birlikte geçici olarak bir yakının yanına sığınmış. Berkant’ı tanıdığında bir deniz subayıyla nişanlı olduğunu anlatan şarkıcı, "Aşk gözümü kör etti, yüzüğü atıp Berkant’la evlendim" diyor ve ekliyor: "Duydum ki o deniz subayının çocukları doktor olmuş. Öyle bir adamın çocuğu başka ne olabilirdi ki! Sözümde durmuş olsa idim bu hallere düşmez, evimin hanımı olarak başköşede olurdum. Onun ahını aldım."