Şahin'den ilginç başörtüsü açıklaması
Abone olAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, 2005'de gittiği hac dönüşü başını kapatmayı düşünmüş.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, 2005 yılında hac
ibadetini yerine getirdikten sonra başını kapatmayı düşündüğünü
belirterek, “Hac psikolojisi insanı çok etkiliyor. Ama o
günün şartlarında biz bunları bırakın konuşmayı düşünmeye
korkuyorduk. Bugün artık her şey normalleşiyor.” dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, kadın vekillerin başörtüsüyle Meclis’e girmelerini Bugün gazetesinden Seda Şimşek’e değerlendirdi.
Bakan Şahin, Milletin Meclisi’nin milleti temsil etmesinin çok
önemli olduğunu ifade ederek başörtülü vekillerin Genel Kurul’da
yerlerini almasıyla artık Parlamento’nun milletteki bütün kesimleri
temsil etme gücüne ulaşmış olduğunu kaydetti. Şahin, “Çok heyecan
verici, buna tanıklık etmekten büyük bir memnuniyet ve onur
duyuyorum.” diye konuştu.
“Siz başörtüsü takmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna Şahin, şöyle
cevap verdi:
“Hacdan geldiğim sırada düşünmüştüm, hac psikolojisi insanı çok
etkiliyor. 2005’te gitmiştim. O günün şartlarında biz bunları
bırakın konuşmayı düşünmeye korkuyorduk. Bugün artık her şey
normalleşiyor. Bugün böyleyim yarın ne olur şu anda bilemem. Ben
kendimi ne zaman hazır hissedersem o zaman olur. Hiçbir zaman kendi
üzerimde bir zaman kıstası koymadım. Ama arkadaşlarımın
hissettiklerine benzer şeyler hissettim, onların psikolojisine
benzer bir psiko¬lo¬ji içindeydim. Şekilcilikten tamamen çıkılması
lazım. Burada, hiç kimsenin kimseye bir mahalle baskısı
uygulamaması gerekiyor. Ne zaman açılacaksın, ne zaman kapanacaksın
gibi soruların kadınları incittiğini ve ülkenin gündeminden çıkması
gerektiğini düşünüyorum.
Başörtülü bakan da olur"
“Meclis’te başörtülü milletvekilinden sonra başörtülü bir bakanı
kısa zamanda Türkiye görür mü?” sorusu üzerine “Tabii ki olur,
Parlamento’da kadın sayımız arttı. Başı açık veya kapalı mı diye
değil, liyakatına bakmak gerekiyor. Bizim medeniyetimiz, tarihimiz
ehliyet ve liyakat üzerinde yükselmiş. “Hiç bilenle bilmeyen bir
olur mu” diyen bir anlayıştan geliyorum. Kim kendisini daha iyi
yetiştirmişse onun makam alacağı bir sürece giriyoruz. Doğrusu da
bu. Ehliyetin, liyakatın öne çıktığı bir döneme giriyoruz.” diye
konuştu.