Şahin Özer'in Beşiktaş sevdası
Abone olBu iddialı sözler, AK Parti Beşiktaş Belediye Başkan Adayı Şahin Özer'e ait.. Özer’le Bahri Kayaoğlu görüştü..
Bahri KAYAOĞLU
Haber- Analiz
bahri@internethaber.com
GSM: 0 555.396 02 03
Herkesin hayatı kendince ‘roman’.
İnsanların özgeçmişlerinde genelde ana hatlar yazılar:
Şu yılda doğdu, şu okulları okudu, şu işleri yaptı...
Toplumu yönetmeye aday insanları bence yaşamlarında ki özgeçmişle tanımak lazım.
Şahin Özer: Beşiktaş Belediye Başkanlığına talip.
Hangi partiden aday olduğu önemli değil. Seçildiği zaman; siyasi görüş ayırmadan tüm Beşiktaş halkına hizmet edecek olan o değil mi?
Önemli olan onu tanımak..
Malatya’da 1956’da doğdu. Haşarı ve pratik zekaya sahip bir çocuktu. Anadolu’nun örf, adet ve terbiye kuralları içinde büyüdü. Bu yaşında bile babasının karşısında bacak bacak üstüne atarak oturmaz, yanında sigara içmez..(Eyvah! Babası sigara içtiğini biliyor muydu acaba? Bilmiyorsa, öğrendi.) İlkokul çağlarında terzi çıraklığı yaptı, dedesinin halıcı dükkanında çalıştı. 1965 yılında geldikleri İstanbul’da, Unkapanı otobüs durağında ayran sattı ve babasının ‘plakçılar çarşısı’nda ki ‘Batı Plak’ evinde ‘çekirge’den yetişmeye başladı. 12-13 yaşlarında ekibinin başında satış sorumlusu olarak, ‘Batı Plak’tan çıkan; ‘Ben bir garip kel oğlanım’, ‘Makber’ ve ‘Aşkımı söpürmüşler’ gibi ünlü şarkıların plaklarını Edirne’den Ardahan’a kadar bütün Anadolu’yu dolaşarak sattı. Bu işle uğraşanlar O’nu tanıdı ve küçük Şahin’e hayran oldu, sevgi besledi. Piyasasında büyük işler başaracağı, ünlü bir iş adamı olacağı daha o zamanlar belliydi. Askere gideceği tarıhe kadar böyle çalıştı. Şimdi, 300’ü aşkın insanın çalıştığı onlarca şirketin sahibi..
‘HAYAT OKULU’nun orta, lise ve üniversitelerini hep ‘birinci’likle bitirdi.
Her maçını ‘nakavt’la kazanan ünlü bir boksör olduğunu biliyor muydunuz?
54 ve 57 kiloda Beylerbeyi, Bağlarbaşı, İTÜ kulüplerinde uzun yıllar lisanslı sporcu olarak boks yaptı. Cemal Kamacı’nın, Avrupa şampiyonu unvanını kaybettiği İnönü (Beşiktaş) Stadı’nda ki maç öncesi ön maça çıkarak rakibini yine nakavtla yendi.
O, 68 kuşağı gençlerinden. 1970-1980 arası Türkiye’nin yaşadığı ‘çalkantılı’ dönemden sağ-sol olaylarına karışmadan çıkmasını bildi. İnsan sevgisi ile dolu vatansever bir görüşüşe sahipti. Herkesimle barışıktı. ‘Sağ’dan da ‘sol’dan da arkadaşları vardı. Aralarında ki ‘uyuşmazlıkları’ çözmeye uğraşırdı. O’na, ‘renksiz’ diyorlardı. İki grubun çatışmaları arasında kaldığında ‘fiske’ yemezdi. Herkes seviyordu.
‘KOMŞU KIZI’NA AŞIK OLDU
Mualla hanımla yaşadıkları altı aylık aşktan sonra evlendiler. Birbirlerine olan ‘sevda’ları hala ilk günkü gibi devam ediyor. (İnşallah Beşiktaş ‘sevda’sı , ‘sevda’larını azaltmaz).
İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’e olan hayranlığından, 1982’de doğan ilk çocuklarına, ‘Fatih’ ismini koydular. 1987’de Burcu, 1989’da Deniz, 1998’de küçük Şahin Özer doğdu. Eşine ve çocuklarına sordum: “Çok iyi bir eş ve baba, örnek bir aile reisi”..
Şahin Özer’in felsefesi şu: “Mahallene, köyüne, ilçene, iline, ülkene ve hatta dünyaya faydalı bir insan olmak istiyorsan önce iyi bir aile reisi olacaksın”.
Arif Sağ ve Orhan Gencebay, kabiliyetli bir genç olan Özer’e ‘saz’ öğretmeye çalıştılar. O, yurtdışında eğitimini aldığı prodüktörlüğü seçti.1984’te babasının ‘Batı Plak’ından ayrıldı. ‘Şahin Özer Müzik Yapım’ı kurdu. Cengiz Kurtoğlu ve Arif Susam gibi o zamanın en ünlüleri, ilk sanatçıları oldu. Çok başarılı işler yaptı. Her yıl bir star yarattı. Kimseyle uğraşmadı, rekabete girmedi. ‘Unkapanı Piyasası’nda yaşanan kavgaların içinde yer almadı. ‘Sağ’ Sol’ davasında olduğu gibi bu ‘alemde’de uzlaşmacı tavrıyla herkes tarafından takdir gördü. 1992’de MÜYAP Başkanı oldu ve1999’a kadar bu görevine devam etti. Müzik dünyasına yaptığı katkılar yurtdışında da yankı bulunca, kısa adı IFPI olan Dünya Müzik Yapımcıları Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcılığı’na ve Asya’dan sorumlu Başkanlığa getirildi.
SİYASETÇİLERLE ARASI HEP İYİ OLDU.
Siyasilerle her zaman içiçe olmasına rağmen, hemşehrisi rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal vasıtası ile ANAP’tan gelen tekliflere kibarca; “Siyasetle işimiz olmazsa iyi olur” cevabını verdi. 1994’te, Müzik Yapımcılarının haklarını korumak için girişimlerde bulundu. Siyasilerle olan iyi diyaloglarını da kullanarak TBMM’de, bu konuda bir kanun teklifinin görüşülmesini sağladı. DYP’liler sahip çıktı. Siyasetin önemini anladı. Aynı yıl, DYP’li İstanbul İl Yöneticileri tarafından yapılan teklifi kabul ederek, İl Başkan Yardımcısı olarak siyasete adımı attı. 1994 genel seçimlerinde, DYP’den 3.Bölge 11.sıradan, Nisan 1999’da aynı partiden, 2.Bölge 5.sıradan milletvekili adayı oldu. Partisi büyük bir oy kaybına uğradı, Meclise giremedi. Seçim sonrası, Genel Başkan Tansu Çiller’in yanına gitti.Yaptığı yanlışları tek tek yüzüne söyledi. Bir vatansever olarak, ülkeye verdiği zararlardan dolayı kendisiyle aynı çatı altında siyaset yapamayacağını belirterek istifa etti, DYP’den koptu.
1994 yılında şimdi ki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’la tanışmıştı. Aralarında kurulan ‘sevda’ sürüyordu. O’na hayrandı ve kendisine örnek almıştı. AK Parti kurulduktan sonra o safta yer aldı. Son genel seçimde milletvekili aday adayı olmadı. Önümüzde ki yerel seçimlerde ikamet ettiği ve işyerinin bulunduğu Beşiktaş ilçesi halkına hizmet etmek için, belediye Başkan adayı olma fikrini, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a iletti. Erdoğan, memnuniyetini belirtti. Dört aday adayı arasından birinci sıraya yerleştirildi.
AK PARTİ’NİN BEŞİKTAŞ BELEDİY BAŞKAN ADAYI
Şahin Özer’le röportaj için gittiğim işyerinde ki odasında dikkatimi ilk çeken, çerçevelenip duvarlara asılan resimler oldu. Hemen hemen tüm siyasi parti Genel Başkanları, eski Başbakan ve Cumhurbaşkanları, bir çok bakan ve ünlü politikacılarla değişik mekanlarda objektif karşısına geçmişlerdi. Ecevit ile Baykal yoktu.
“Neden?” diye sordum.
“Her ikisi de çok sevdiğim, ülkemize yaptıkları hizmetlerden dolayı değer verdiğim şahsiyetlerdir. Ama birlikte resim çekme imkanını yakalayamadım”, dedi.
Diğer sorularıma geçtim.
- Kazanma şansınızı nasıl görüyorsunuz?
- Beşiktaş benim ‘SEVDAM’. Başkanlığı kazanmamak gibi bir endişem yok, kazanacağım. İnsanlardan o elektriği ve mesajları alıyorum. Kendimi tüm siyasi partilerin adayı olarak görüyorum. Her kesimden vatandaşın ‘Oyu’na talibim. Sağduyulu Beşiktaş seçmeninin destek vereceğine inanıyorum.
-Projeleriniz neler?
- Bir kere iktidar partisinin desteği var arkamda. Beşiktaş merkezini rahatlatacak bir alt geçit yaptıracağım. Trafik sorununa alternatif yollar getireceğiz, transit yollar olacak. Sahil şeridini halkın kullanımına açacağım. Tarihi sarayların etrafını yeniden düzenleyip yerli ve yabancı türistin hizmetine sunacağım. Arnavutköy, tarihi dokusuna kavuşturulacak. İmar sorunu olan bölgelere hızla çare bulunacak. İşgal edilmiş kamu arazilerini iyileştirme yoluna götürüp, insanlarla bütünleşmiş ulusal parklar yaptıracağım.
- Sağlık, eğitim?
- Her mahalleye bir aile polikliniği kuracağız. Doğan her çocuğun özel dosyası tutulacak ve yaşadığı sürece tüm evreleri takip edilecek. Milli Eğitime bağlı bütün okulların, camilerin, kiliselerin, sinegopların ve havraların periyodik bakım ve temizliklerini üstleneceğiz. Boya, badana işlerini yaptıracağız.
- Başka?
- Avrupa Birliği normlarına uyan örnek bir kent yaratatmak için çalışacağım. Katılımcılığa önem vereceğiz. Beşiktaş’ı ilk kez Beşiktaşlılarla yöneteceğiz. Her mahallede muhtar başkanlığında 12 kişilik bir heyet kurulacak, sorunlar yerinde tesbit edilip hızla çözülecek. Merkezi yönetimin gücü ile birleştirilecek Anakent belediyesinin gücünü halk ilk kez daha net görecek.
www.sahinozer.com.tr
Haber- Analiz
bahri@internethaber.com
GSM: 0 555.396 02 03
Herkesin hayatı kendince ‘roman’.
İnsanların özgeçmişlerinde genelde ana hatlar yazılar:
Şu yılda doğdu, şu okulları okudu, şu işleri yaptı...
Toplumu yönetmeye aday insanları bence yaşamlarında ki özgeçmişle tanımak lazım.
Şahin Özer: Beşiktaş Belediye Başkanlığına talip.
Hangi partiden aday olduğu önemli değil. Seçildiği zaman; siyasi görüş ayırmadan tüm Beşiktaş halkına hizmet edecek olan o değil mi?
Önemli olan onu tanımak..
Malatya’da 1956’da doğdu. Haşarı ve pratik zekaya sahip bir çocuktu. Anadolu’nun örf, adet ve terbiye kuralları içinde büyüdü. Bu yaşında bile babasının karşısında bacak bacak üstüne atarak oturmaz, yanında sigara içmez..(Eyvah! Babası sigara içtiğini biliyor muydu acaba? Bilmiyorsa, öğrendi.) İlkokul çağlarında terzi çıraklığı yaptı, dedesinin halıcı dükkanında çalıştı. 1965 yılında geldikleri İstanbul’da, Unkapanı otobüs durağında ayran sattı ve babasının ‘plakçılar çarşısı’nda ki ‘Batı Plak’ evinde ‘çekirge’den yetişmeye başladı. 12-13 yaşlarında ekibinin başında satış sorumlusu olarak, ‘Batı Plak’tan çıkan; ‘Ben bir garip kel oğlanım’, ‘Makber’ ve ‘Aşkımı söpürmüşler’ gibi ünlü şarkıların plaklarını Edirne’den Ardahan’a kadar bütün Anadolu’yu dolaşarak sattı. Bu işle uğraşanlar O’nu tanıdı ve küçük Şahin’e hayran oldu, sevgi besledi. Piyasasında büyük işler başaracağı, ünlü bir iş adamı olacağı daha o zamanlar belliydi. Askere gideceği tarıhe kadar böyle çalıştı. Şimdi, 300’ü aşkın insanın çalıştığı onlarca şirketin sahibi..
‘HAYAT OKULU’nun orta, lise ve üniversitelerini hep ‘birinci’likle bitirdi.
Her maçını ‘nakavt’la kazanan ünlü bir boksör olduğunu biliyor muydunuz?
54 ve 57 kiloda Beylerbeyi, Bağlarbaşı, İTÜ kulüplerinde uzun yıllar lisanslı sporcu olarak boks yaptı. Cemal Kamacı’nın, Avrupa şampiyonu unvanını kaybettiği İnönü (Beşiktaş) Stadı’nda ki maç öncesi ön maça çıkarak rakibini yine nakavtla yendi.
O, 68 kuşağı gençlerinden. 1970-1980 arası Türkiye’nin yaşadığı ‘çalkantılı’ dönemden sağ-sol olaylarına karışmadan çıkmasını bildi. İnsan sevgisi ile dolu vatansever bir görüşüşe sahipti. Herkesimle barışıktı. ‘Sağ’dan da ‘sol’dan da arkadaşları vardı. Aralarında ki ‘uyuşmazlıkları’ çözmeye uğraşırdı. O’na, ‘renksiz’ diyorlardı. İki grubun çatışmaları arasında kaldığında ‘fiske’ yemezdi. Herkes seviyordu.
‘KOMŞU KIZI’NA AŞIK OLDU
Mualla hanımla yaşadıkları altı aylık aşktan sonra evlendiler. Birbirlerine olan ‘sevda’ları hala ilk günkü gibi devam ediyor. (İnşallah Beşiktaş ‘sevda’sı , ‘sevda’larını azaltmaz).
İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’e olan hayranlığından, 1982’de doğan ilk çocuklarına, ‘Fatih’ ismini koydular. 1987’de Burcu, 1989’da Deniz, 1998’de küçük Şahin Özer doğdu. Eşine ve çocuklarına sordum: “Çok iyi bir eş ve baba, örnek bir aile reisi”..
Şahin Özer’in felsefesi şu: “Mahallene, köyüne, ilçene, iline, ülkene ve hatta dünyaya faydalı bir insan olmak istiyorsan önce iyi bir aile reisi olacaksın”.
Arif Sağ ve Orhan Gencebay, kabiliyetli bir genç olan Özer’e ‘saz’ öğretmeye çalıştılar. O, yurtdışında eğitimini aldığı prodüktörlüğü seçti.1984’te babasının ‘Batı Plak’ından ayrıldı. ‘Şahin Özer Müzik Yapım’ı kurdu. Cengiz Kurtoğlu ve Arif Susam gibi o zamanın en ünlüleri, ilk sanatçıları oldu. Çok başarılı işler yaptı. Her yıl bir star yarattı. Kimseyle uğraşmadı, rekabete girmedi. ‘Unkapanı Piyasası’nda yaşanan kavgaların içinde yer almadı. ‘Sağ’ Sol’ davasında olduğu gibi bu ‘alemde’de uzlaşmacı tavrıyla herkes tarafından takdir gördü. 1992’de MÜYAP Başkanı oldu ve1999’a kadar bu görevine devam etti. Müzik dünyasına yaptığı katkılar yurtdışında da yankı bulunca, kısa adı IFPI olan Dünya Müzik Yapımcıları Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcılığı’na ve Asya’dan sorumlu Başkanlığa getirildi.
SİYASETÇİLERLE ARASI HEP İYİ OLDU.
Siyasilerle her zaman içiçe olmasına rağmen, hemşehrisi rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal vasıtası ile ANAP’tan gelen tekliflere kibarca; “Siyasetle işimiz olmazsa iyi olur” cevabını verdi. 1994’te, Müzik Yapımcılarının haklarını korumak için girişimlerde bulundu. Siyasilerle olan iyi diyaloglarını da kullanarak TBMM’de, bu konuda bir kanun teklifinin görüşülmesini sağladı. DYP’liler sahip çıktı. Siyasetin önemini anladı. Aynı yıl, DYP’li İstanbul İl Yöneticileri tarafından yapılan teklifi kabul ederek, İl Başkan Yardımcısı olarak siyasete adımı attı. 1994 genel seçimlerinde, DYP’den 3.Bölge 11.sıradan, Nisan 1999’da aynı partiden, 2.Bölge 5.sıradan milletvekili adayı oldu. Partisi büyük bir oy kaybına uğradı, Meclise giremedi. Seçim sonrası, Genel Başkan Tansu Çiller’in yanına gitti.Yaptığı yanlışları tek tek yüzüne söyledi. Bir vatansever olarak, ülkeye verdiği zararlardan dolayı kendisiyle aynı çatı altında siyaset yapamayacağını belirterek istifa etti, DYP’den koptu.
1994 yılında şimdi ki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’la tanışmıştı. Aralarında kurulan ‘sevda’ sürüyordu. O’na hayrandı ve kendisine örnek almıştı. AK Parti kurulduktan sonra o safta yer aldı. Son genel seçimde milletvekili aday adayı olmadı. Önümüzde ki yerel seçimlerde ikamet ettiği ve işyerinin bulunduğu Beşiktaş ilçesi halkına hizmet etmek için, belediye Başkan adayı olma fikrini, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a iletti. Erdoğan, memnuniyetini belirtti. Dört aday adayı arasından birinci sıraya yerleştirildi.
AK PARTİ’NİN BEŞİKTAŞ BELEDİY BAŞKAN ADAYI
Şahin Özer’le röportaj için gittiğim işyerinde ki odasında dikkatimi ilk çeken, çerçevelenip duvarlara asılan resimler oldu. Hemen hemen tüm siyasi parti Genel Başkanları, eski Başbakan ve Cumhurbaşkanları, bir çok bakan ve ünlü politikacılarla değişik mekanlarda objektif karşısına geçmişlerdi. Ecevit ile Baykal yoktu.
“Neden?” diye sordum.
“Her ikisi de çok sevdiğim, ülkemize yaptıkları hizmetlerden dolayı değer verdiğim şahsiyetlerdir. Ama birlikte resim çekme imkanını yakalayamadım”, dedi.
Diğer sorularıma geçtim.
- Kazanma şansınızı nasıl görüyorsunuz?
- Beşiktaş benim ‘SEVDAM’. Başkanlığı kazanmamak gibi bir endişem yok, kazanacağım. İnsanlardan o elektriği ve mesajları alıyorum. Kendimi tüm siyasi partilerin adayı olarak görüyorum. Her kesimden vatandaşın ‘Oyu’na talibim. Sağduyulu Beşiktaş seçmeninin destek vereceğine inanıyorum.
-Projeleriniz neler?
- Bir kere iktidar partisinin desteği var arkamda. Beşiktaş merkezini rahatlatacak bir alt geçit yaptıracağım. Trafik sorununa alternatif yollar getireceğiz, transit yollar olacak. Sahil şeridini halkın kullanımına açacağım. Tarihi sarayların etrafını yeniden düzenleyip yerli ve yabancı türistin hizmetine sunacağım. Arnavutköy, tarihi dokusuna kavuşturulacak. İmar sorunu olan bölgelere hızla çare bulunacak. İşgal edilmiş kamu arazilerini iyileştirme yoluna götürüp, insanlarla bütünleşmiş ulusal parklar yaptıracağım.
- Sağlık, eğitim?
- Her mahalleye bir aile polikliniği kuracağız. Doğan her çocuğun özel dosyası tutulacak ve yaşadığı sürece tüm evreleri takip edilecek. Milli Eğitime bağlı bütün okulların, camilerin, kiliselerin, sinegopların ve havraların periyodik bakım ve temizliklerini üstleneceğiz. Boya, badana işlerini yaptıracağız.
- Başka?
- Avrupa Birliği normlarına uyan örnek bir kent yaratatmak için çalışacağım. Katılımcılığa önem vereceğiz. Beşiktaş’ı ilk kez Beşiktaşlılarla yöneteceğiz. Her mahallede muhtar başkanlığında 12 kişilik bir heyet kurulacak, sorunlar yerinde tesbit edilip hızla çözülecek. Merkezi yönetimin gücü ile birleştirilecek Anakent belediyesinin gücünü halk ilk kez daha net görecek.
www.sahinozer.com.tr