Sağlıksız beslenmenin zararları nelerdir psikolojimizi etkiler mi ?
Abone olYaşamın sürdürülmesi ve sağlığımızın optimize edilmesi için besin öğelerinin düzenli ve belirli miktarlarda alınması gerekir. Uzmanlar sağlıksız beslenmenin kişinin psikolojisi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini belirtiyor.
Diyetisyen Sevinç Akdur, dengesiz, yetersiz ve kötü beslenmenin
vücut sağlığını olumsuz yönde etkilediği gibi birçok psikolojik
soruna da neden olduğunu söyledi.
KARBONHİDRATSIZ BESLENME İNSANI NEŞESİZ, MUTSUZ YAPAR: Diyetisyen Sevinç Akdur, “Sağlıklı beslenme, büyüme, gelişme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın optimize edilmesi için besin öğelerinin bir denge içinde alınmasıdır. Sağlıklı beslenmenin temel prensipleri şu şekilde özetlenebilir: Yiyeceklerle birlikte, yeterli kalori, az şeker, az yağ, yeterli kolesterol, yeterli posa alınmasıdır” dedi.
Sağlıklı beslenilmediğinde bazı hastalıklara yakalanma riskinin oldukça arttığını ifade eden Dyt. Akdur, “Sağlıklı ve yeterli beslenmediğimizde bazı vitamin-mineral yetmezlikleri, kanser, sindirim sistemi hastalıkları, eklem hastalıkları-mekanik güçlükler, diyabet, hipertansiyon, koroner rahatsızlıklar ve bazı psikiyatrik/psikolojik rahatsızlıklara zemin hazırladığı tespit edilmiştir. Örneğin; karbonhidratsız beslenme insanı neşesiz, mutsuz ve güçsüz yapar. Uzun süreli karbonhidratsız beslenme devam ettiğinde depresif bir duygu durum gelişme riski artmaktadır. Bu sebeple örneğin düşük kalorili diyet yapanlar ya da çok kahve içenler B1 vitamini alıp depresyondan korunmak içim kepek ekmeği tüketmelidir. Ya da yetersiz omega 3 alımı neticesinde duygu durumunun etkilendiğini unutmamak gerekir” diye konuştu.
"HİPOLİSEMİ PANİK ATAK VE BULGULARINI TAKLİT
EDEBİLİR": Demir eksikliğinde konsantrasyon
bozukluğu, güçsüzlük, yorgunluk, sinirlilik, el-ayaklarda uyuşma,
çarpıntı gibi rahatsızlıkların görüldüğünü kaydeden Akdur, “Bu
belirtilerde çoğu zaman psikolojik semptomlarla
karıştırılabilmektedir. Kas ağrısı, kronik yorgunluk sendromu gibi
belirtiler de, eksikliği giderildiğinde hızla düzelebilmektedir.
Duygu durumunda belirgin düzelmeler sağlanır. B12 yetersizliğinde;
serotonin ve dopaminin aktifleşmesi için gerekli bir enzimin
eksikliği görülür ki bu durum da depresyon ile karışabilmektedir.
Anksiyete ve mizaç değişiklikleri tüm bu besin öğesi
eksikliklerinde oluşabilir. Özellikle panik atak bulgularının
oluştuğu bir tablo da vardır ki, yine kişinin beslenmesinin
düzenlenmesi büyük önem taşır. Hipoglisemi ise genelde panik atak
ve bulgularını taklit edebilir. Hafif bir gerginlikten, panik
derecesine kadar geniş bir yelpazede görülen bazı gerginlik
belirtileri vardır. Kişinin sebebini bilmediği korku, sıkıntı, kötü
bir şey olacak hissi, huzursuzluk yaşanır. Bu durum psikiyatride
anksiyete ve panik bozuklukla ilişkilendirilebilir. Aslında bu
belirtilerle eşleşen, hipoglisemi adı verilen, kan şekerinin
düşmesiyle karakterize bir tablo da vardır. Ortada panik atak olsun
olmasın bu tablo yönetilmeli ve oluşumu uygun beslenme tedavisiyle
önlenmelidir” açıklamalarında bulundu.
Belirtilerin birbirine çok benzediği gibi; hipoglisemi anksiyeteyi
ve dolayısıyla panik atak tablosunu da tetiklediğini vurgulayan
Dyt. Akdur, “Sinirlilik, çarpıntı, titreme, huzursuzluk, tansiyon
değişiklikleri, baygınlık hissi gibi belirtiler hipoglisemi ve
panik bozukluğun ortak belirtileridir. Bu belirtileri yaşayan
kişiler şeker ve şekerli yiyeceklerden uzak durmalı, öğün
atlamamalı, uzun süre aç kalmamalıdır. Kısacası dengeli beslenme
beden sağlığı kadar ruh sağlığımız içinde oldukça önemlidir”
şeklinde konuştu.