Sağlıklı kalmanın sekiz altın kuralı
Abone olSağlıklı yaşamak için önerilen kurallar bazen birbiriyle taban tabana çelişebiliyor. Ancak bilimadamlarının önerdiği sekiz altın kural birbiriyle barışık olabiliyor.
Bu sağlık tuhaf şey. Mesela sağlık için diyet yapsanız ama
stresli olsanız, sağlıklı olamıyorsunuz. Egzersiz yapsanız ama açık
havada bulunmasanız oksijensiz kalıp gene sağlıksız oluyorsunuz.
Velhasıl sağlıklı olmanın en az 8 şartı var. Sağlıklı yaşamanın en
temel kurallarından biri sağlıklı beslenmek. Beslenme deyince her
ne kadar akla yemek yemek gelse de, sağlık için sadece diyet yapmak
yeterli olmuyor. Ruhsal ve zihinsel sağlığımız da en az bedensel
sağlığımız kadar önemli. Beden, ruh ve zihin için sağlıklı
beslenmenin kuralları şunlar: Birinci kural: Temiz hava Haftalarca
yiyeceksiz, günlerce susuz yaşayabiliriz ama havasız sadece birkaç
dakika yaşamak mümkün. Vücudumuzun dayanıklılığı soluduğumuz
havanın miktarına bağlı. Hücre düzeyinde oksijen eksikliği, damar
sertliği, şeker, kanser, kas iltihabı, yüksek tansiyon gibi
bozukluklara yol açar. Derin temiz hava soluyarak hücrelerdeki
oksijen oranını artırabilir, böylece vücut fonksiyonlarını
düzenleyebiliriz. Temiz hava, enfeksiyonlara karşı hücresel direnci
artırır. Öğrenmeye yardımcı olur. Bazı alerjik durumları azaltır.
Sakinleşmek ve dinlenmek için beyin fonksiyonlarını düzenler. Kan
basıncını düşürür. İkinci kural: Güneş ışığı Doğanın en çok şifa
veren araçlarından bir tanesi olan güneş ışığı günümüz tedavi
yöntemlerinde hem çok az anlaşılmış, hem de çok az kullanılmıştır.
Güneş ışığı, deri altındaki kolesterolü D vitaminine dönüştürür.
Bakteri ve virüsleri yok eder. Akyuvarların sayısını artırır.
Tansiyonu düşürür. Güneşlenme sayesinde kandaki kolesterol ve
trigliserit (yağ) düzeyi düşer. Ultraviyole ışınlar derinin altında
kızıla dönüşür ve tedavi edici etkisi yok olur. Bu yüzden güneş
ışınlarının fazlası sağlığı tehdit edebilir. Üçüncü kural: Ölçülü
olmak Ölçülü ve kendi kendine hakim olmak her yönden sağlıklı ve
dengeli bir yaşam sürmektir. Bunun içine; çalışmak, dinlenmek, oyun
oynamaktan aile ve dostlarla geçireceğiniz zamana, kendinize
ayıracağınız vakte, ibadete, doğru düşünme ve beslenmeye kadar her
şey girer. Beslenmede ölçülü olmak için:Size zarar verecek hiçbir
şeyi yemeyin ve sağlıklı besinlerle beslenin. Kahvaltınızı ve öğle
yemeğinizi sıkı, akşam yemeğinizi de hafif yiyin. Yemek aralarında
atıştırmayın. Farklı ama rafine edilmemiş besinler yiyin. Bir
öğünde fazla çeşit yemeyin. Düzenli zamanlarda ve rahat ortamlarda
yemek yiyin. Yediğinizden zevk alın. Dördüncü kural: Dinlenmek
Dinlenmek insan için en iyi tedavi yöntemidir. Hasta olduğunuzda
yapmanız gereken ilk şey yatmak olmalıdır. Dinlenmenin iyileştirici
gücü, diğer tedavi yöntemlerin başarısına da yardımcı olur.
Yeterince dinlenmemek ise insanı hasta eder. Dinlenmek için sadece
uyumak gerekmez. Bazen ortam değişikliği bile vücudu ve zihni
dinlendirir. Farklı kasları kullanmak, farklı şeyler düşünmek
gevşemeye yardımcı olur. Birçok insanda görülen sinirsel
bozukluklar kendini aşma çabası ve aşırı yorgunluktan meydana
gelir. Dinlenmek için zaman ayırın. Dışarı çıkın, bir iskemleye
oturun ve hiçbir şey yapmayın. Bu öneri size uygun gelmiyorsa,
yeterince dinlenmek için davranışlarınızı değiştirmeniz gerekiyor
demektir. İyi bir uyku için midenizin boş olması gerektiğini
unutmayın. Uyurken odanıza temiz hava girdiğinden emin olun. Eğer
uyurken temiz hava alamazsanız, yorgun ve gergin uyanırsınız.
Unutmayın ki, gün boyunca kaslarını kullananlar, gece iyi bir uyku
uyurlar. Beşinci kural: Diyet Beslenmenin hedefi rafine
yiyeceklerden uzak durmaktır. Yeterince aminoasit, vitamin, mineral
ve eser elementler alacağınız doğal besinleri seçin. Kahvaltı:
Tahıl, iki meyve, tam tahıl ekmeği (rafine edilmemiş undan yapılan
ekmek), ceviz veya fındık, tahıl ya da soya sütü, kahvaltıdan bir
süre sonra bir-iki bardak su. Öğle: Yüksek proteinli sebzeler,
salata, tam ekmek, akşamüzeri bir ya da iki bardak su. Akşam: Taze
meyve, tahıl, kraker, tam ekmek, salata veya çorba. En iyi sindirim
için öğünler arasında 5-6 saat olmalı ve yemek saatleri düzenli
olmalı. Hafif bir akşam yemeği iyi uyumanızı ve zinde uyanmanızı
sağlar. Altıncı kural: Su Su beslenmenin en önemli parçasıdır.
Vücudunuzun her fonksiyonu sıvıyla sağlanır ve vücudunuzdaki suyun
yüzde 10'unu kaybetmek ciddi sorunlar doğurur. Yüzde 90'ı su olan
kan, besinleri hücrelere taşır ve buradaki atıkları alır. Normal
bir insan için günde 6-8 bardak su yeterlidir. Eğer idrarınız
renksiz ve kokusuzsa yeterince su alıyorsunuz demektir. Yemekle
birlikte su içmeyin, çünkü bu su sindirim sıvılarına karışır ve
etkilerini azaltır. En iyi sonucu almak için, yemekten en az yarım
saat önce veya sonra su için. Uykudan önce bir ya da iki bardak su
içilmeli. Birçok kez, sadece yeterince su içmek bile, kabızlık, baş
ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıkların giderilmesini sağlar. Yedinci
kural: Egzersiz İnsan vücudu hareket için tasarlanmıştır.
Egzersizin birçok yararı vardır: Nabzı ve tansiyonu düzenler.
Kandaki kolesterol ve lipid (yağ) oranını düşürür. Solunum
yollarını açarak vücuda daha fazla hava girmesini sağlar.
Eklemlerdeki esnekliği artırır. Beyindeki "iştah" merkezi daha
etkili çalıştığı için iştahı kontrol eder. Oksijen sirkülasyonunu
ve alımını artırır, bu da sinirlerin ve dokuların beslenmesini
sağlar. Kasları ve damarları güçlendirir. Haftada beş altı kez 20
dakika boyunca yapabileceğiniz bir egzersiz türü seçin. Unutmayın;
egzersiz yapacak zaman bulamayanlar, hastalık için zaman ayırmak
zorunda kalırlar. Sekizinci kural: Doğadaki güce inanın Yaşam
tarzımızda değişiklikler yaparken bazen cesaretimiz kırılır. Ancak
bunu tek başına yapmak zorunda olmadığımızı bilmek cesaret
vericidir. Doğadaki güce inanın. Cesaretiniz kırıldığında doğayı
izlemek yeterli olacaktır. Kaynak: www.mynet.com