Sağlıklı ekmeğin sırrı! İçinde bu varsa tüketin
Abone ol12 yıldır ekmek sektöründe bulunan Mine Ataman, Anadolu'da ekmeklerin ekşi maya ve uzun fermantasyonlarla yapıldığını söyleyerek, "Ekşi maya ve uzun fermantasyonla ekmek yaptığımızda ve onu güzelce pişirdiğimizde işte sağlıklı ekmek budur" dedi.
Mine Ataman, 12 yıl önce Türk toplumunda sağlıklı ekmek
konusunda farkındalık yaratmak üzerine çalışma yapmaya başladı.
Mine Ataman, 'Ekmek atölyesi' adı altında kendi hazırladığı
programlar ile danışmanlık hizmetleri yürüterek Türkiye'de sağlıklı
ekmek ve fırıncılık konusunda öncü çalışmalar gerçekleştirdi.
Sağlıklı ekmeğin daha çok konuşulmasını, sektörün sorunlarının daha
doğru şekilde dile getirilmesini hedefleyen Ataman, özellikle
çocukların doğru ekmekle ve doğru şekilde beslenmesi gerektiğine
dikkat çekti.
SAĞLIKLI EKMEĞİ ANLATTI
Ataman, Anadolu'da
inanılmaz bir ekmek zenginliği ve mirası olduğunu
belirterek sağlıklı ekmeği şöyle anlattı:
"Mutlaka ekşi maya ile ekmek yapmak gerekiyor. Ekşi maya ve uzun fermantasyonla ekmek yaptığımızda ve onu güzelce pişirdiğimizde ve kişiye göre ekmek seçimi yaptığımızda, işte sağlıklı ekmek budur. Bir taraftan da en önemli nokta dengedir. Bir insanın en fazla 100 gramdan fazla ekmek yememesi gerekiyor. Eğer ekşi mayalı, tam tahıllı ekmek yiyorsak, bir dilimi yaklaşık 20 gram olsa, günde 60 gram ekmek yesek her öğünde bir dilim yetiyor da artıyor."
Beslenmede gelecek trendinin Anadolu’nun eski mutfakları olduğunu ifade eden Ataman, Anadolu’da ekmeklerin ekşi maya ve uzun fermantasyonlarla yapıldığını belirtti. Anadolu’nun yerel tohumları ve buğdaylarının glisemik indeksleri ve glüten oranlarının düşük, protein değerlerinin yüksek olduğunu kaydeden Ataman, şunları söyledi:
"Dünyada şu andaki trend ya glütensiz ürünler yapılıyor, ya da
fonksiyonel ürün pazarı dediğimiz bir pazar var. İnsanlar küçücük
10-15 gramlık bir tahıl tüketmek istiyorlar; ama bol protein ve
vitamin almak istiyorlar. Bizim yapmamız gereken Anadolu’nun bu
yerel buğdayları ile protein açısından zengin iyi, glüten oranı ve
glisemik indeksi düşük ekmekler ile diğer un mamulleri ürünleri
yaparak, dünyanın bu beslenme trendine uygun ürünler
yapmaktır."
MİLLİ EKMEKLERİMİZ DÜNYA PAZARINA
AÇILMALIDIR
Ataman, "Artık milli
ekmeklerimiz dünya pazarına açılmalıdır. Fırıncılarımız burada
çalışmalıdır. İnovatif olarak biz de bu anlamda çalışmalar yapıyor,
danışmanlıklar veriyoruz. Özellikle Göbeklitepe bunun için bulunmaz
bir fırsattır. Bu yıl Göbeklitepe yılıdır. Göbeklitepe, buğdayın
ilk defa tarıma alındığı yer ve insanoğlunun buğday ile kök salması
demektir. Artık Göbeklitepe’nin hikâyesinden başlayan Göbeklitepe
ekmeğini ve fırıncılık ürünlerini dünya pazarına sunmamız
gerekiyor. Fırıncılık sektöründe yaklaşık 18 yıldır çalışan birisi
olarak, Göbeklitepe’nin ekmeğini dünya pazarlarına sunmaya
başladık. Bu geleneksel fırıncı için çok önemli bir fırsattır" diye
konuştu.
DOĞRU EKMEK VARSA, İSRAF YOKTUR
Doğru ekmek
tüketimi ile ekmek israfının önüne geçileceğini ifade eden Ataman,
şu bilgileri verdi:
"Doğru ekmek varsa 'israf yok' demektir. Doğru ekmekten bahsederken ekşi mayalı, tam tahıllarla yapılmış ekmekler ve bu ekmekler genellikle acıktırmadığı için günde daha az miktarda satın alıyoruz. Küçük dilimler halinde tüketiyoruz. Bu ekmeklerde bayatlama gibi bir durum yok. Maalesef bayat ekmek kültürü bir tek Anadolu’da var. Artık daha dinlendirilmiş, 'doğru ekmek' dediğimiz, en az 8 saat dinlendirilmiş ekmek anlamına geliyor. Eğer tam tahıllarla yapılmış ekmeği yersek daha tok tutuyor, acıkmıyoruz. Bu sayede de ekmek israfının önüne geçmiş oluyoruz."