Sağlık Bakanlığı'ndan bir ilk!
Abone olSağlık Bakanı Recep Akdağ, şiddete maruz kalan sağlık çalışanları ile ilgili konuştu...
Bakan Akdağ: Bir sağlık çalışanı herhangi bir şekilde
şiddete maruz kalır da mahkemelik olursa, onun bütün avukatlık
işlerini doğrudan Sağlık Bakanlığı olarak biz takip edeceğiz. Bu
kamuda ilk oluyor.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Türkiye'de sağlık
çalışanlarının sayısı olması gerekenin çok altında. Avrupa
ortalamasında her 100 bin kişiye 350 hekim düşüyor. Türkiye'de bu
sayı 160" dedi.
Akdağ, yeni binaya taşınmaya başlayan Adana Numune Eğitim Araştırma
Hastanesi'ni ziyaret ederek, sağlık çalışanlarıyla bir araya geldi.
Hastaneye gelişinde çiçekle karşılanan Bakan Akdağ'ın yanına gelen
Ayşe Atasoy, eşi Osman Atasoy'un nöroloji yoğun bakım ünitesinde
tedavi gördüğünü bazı sıkıntılar yaşadıklarını aktardı. Akdağ,
Atasoy ile bir süre görüşerek, sorunlarını dinleyip, not aldırdı.
Akdağ, Atasoy'a sorunuyla ilgileneceklerini belirtti.
Daha sonra personel yemekhanesine giden Akdağ, sıraya girerek
tabldot yemekten alarak çalışanlarla birlikte yemek yedi.
Hastaneyle ilgili bilgiler alan Akdağ, konferans salonunda
gerçekleştirilen "Sağlık Çalışanları
Toplantısı"nda, Türkiye'de 9 yıldır önemli bir dönüşüm
programını yürüttüklerini söyledi. Bakan Akdağ, hükümet olarak
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde bunun planlamasını,
programını yaptıklarını belirtti.
Sağlıkta dönüşüm programı adı verilen bu projenin stratejisini, yol
haritalarını belirlemenin zaman aldığını, bunun kolay olmadığını
anlatan Akdağ, "Bu dönüşümün zaman zaman sıkıntılarını
çektik. Ama, hakikaten bunlara değer. Güzel bir iş, doğru bir iş
yapıyoruz" dedi.
Akdağ, doktorluk yaptığı dönemde yaşadıklarından da örnekler
vererek, şöyle devam etti:
"Ben de bir hastanede çalışıyordum. Üstelik üniversite
hastanesiydi. Ama felaket şartlarda çalışıyorduk. 8-10 yavrumuzu
bir odada yatırmak bir tarafa, yerine göre kalabalıktan dolayı
koridora yatırdığımız olurdu. Anneler de geceleri yere mukavva
sererek, üstünde yatarlardı. Biz de onların gece vizitelerini
yapardık. O sırada anne mukavvanın üstünde dinlenmeye çalışırdı. Bu
aslında insanlık dışı bir şey. Kimse bunu kurgulayarak yapmaz.
Bizden önceki iktidarlar da bunu böyle yapmazlar. Ama sebebi her ne
olursa olsun resim buydu. Kırık dökük sağlık ocakları, hastayı
taşımak için içine koyduğunuz zaman içinde hastayı entübe etmeye
çalışacağınız cihazı olmayan ambulanslar. Şimdi gelinen bu süreç
birlikte büyük bir başarının hikayesidir. Buradaki başarı kuşkusuz
birinci derecede siz sağlık çalışanlarının başarısıdır. Allah
hepinizden razı olsun. Biliyorum üstünüzde büyük yük var. Biliyorum
ki şartlar benim sizin için istediğim kadar henüz iyileşmiş değil.
Ama bütün bunlara rağmen siz büyük bir iş başardınız."
Sigarayla mücadelede birinci ülke konumuna
geleceğiz
Akdağ, sağlık alanında yaşanan gelişmelerin sonucunda, artık
uluslararası toplantılarda, geri kalmış bir ülkenin sağlık
çalışanları olarak gündeme gelmediklerini söyledi.
Modern ülke Türkiye'nin sağlık çalışanları olarak gündemde yer
aldıklarını belirten Akdağ, "Türkiye söz konusu olduğu
zaman, Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF, OECD, dünyanın sayılı tıp
dergileri Türkiye'yi önemli ülkelere model olarak gösteriyor.
Türkiye dünyada sigarayla mücadelede ilk 4 ülke arasında
gösteriliyor. Allah nasip ederse, bu yılın sonunda dünyada
liderliğe oturup, birinci ülke konumuna geleceğiz. Bütün bunları
sizlerle gerçekleştiririz" dedi.
Akdağ, Türkiye'de sağlık çalışanı olmanın zor bir iş olduğunu,
bunun sebebinin üzerinde durulması gerektiğini ifade etti. Bakan
Akdağ, kendisinin de bakan olduktan sonra bunun sebebini
araştırdığını ve cevabı bulduğuna işaret ederek, şunları
kaydetti:
"Türkiye'de sağlık çalışanlarının sayısı olması gerekenin çok
altında. Doktor için de hemşire için de psikolog için de bu böyle.
Böyle olduğu zaman üstümüzde çok büyük iş yükü oluşuyor. Avrupa
ortalamasında her 100 bin kişiye 350 hekim düşüyor. Türkiye'de bu
sayı 160. Hemşire-ebe sayısı 200'ün biraz altında. Avrupa
ortalamasında bu sayı 750'lere dayanıyor. Türkiye'deki her bir
hemşire ya da ebe, Avrupalı meslektaşının en az 3 katı kadar bir iş
yüküne sahip oluyor. Biz Sağlık Bakanlığı olarak dışarda ebeler,
hemşireler var onları istihdam mı etmiyoruz. Tam tersine 'fazla
kadro açıyorsunuz' diye özel sektör ve üniversitelerden bize
şikayet geliyor. Bugün işsizlik oranlarına baktığınızda,
Türkiye'deki en düşük işsizlik oranı sağlıkçıların arasındadır.
Sağlık Meslek Lisesi'nden bile mezun hemşireyseniz işiniz hazır.
Çok az kimse belki iş bulamıyor. Onlar da devlette çalışmak
istiyor, bulunduğu şehirde mesela İzmir'de çalışmak istiyor."
Akdağ, yıllar boyunca bu gerçeğin göz ardı edildiğini, 14 Mart Tıp
Bayramlarında doktor sayısının fazla olduğu, acilen tıp
fakültesindeki öğrenci sayısının azaltılması gerektiği yönünde
konuşmaların yapıldığını hatırlattı.
Sağlık çalışanının hakkını biz koruyacağız
Akdağ, zaman zaman sağlık çalışanına karşı şiddetten
bahsettiklerini, buna karşı asla müsamahalarının olmadığını, bir
şiddet teşebbüsü bile olsa bizzat bakanlıktan bunu takip ettiğini
vurguladı.
Son yapılan teşkilat kanununda da bu konuyla ilgili önemli imkan
geliştirdiklerini ifade eden Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir sağlık çalışanı herhangi bir şekilde şiddete maruz kalır da
mahkemelik olursa, onun bütün avukatlık işlerini doğrudan Sağlık
Bakanlığı olarak biz takip edeceğiz. Bu kamuda ilk oluyor. İkinci
bir örneği yok. Bir öğretmene, mühendise, savcıya, polise şiddet
davranışı olduğunda herkes kendisi avukat tutar. Kendi hakkını
aramaya çalışır. Ama sağlıkta biz bu sistemi getirdik. Doğrudan
sağlık çalışanının kişisel hakkını, Sağlık Bakanlığı'nın
avukatlarıyla biz koruyacağız."
Hastanelende "beyaz kod" uygulaması
Akdağ, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının tamamen
ortadan kalmayacağını anlatarak, şunları söyledi:
"Her toplumda psikopatlar var. Kırmızı ışıkta duruyorsunuz,
arkanızda bir araç duruyor. Durmadan size klakson çalışıyor. Es
kaza arkaya dönüp, 'neden klakson çalıyorsun' deseniz, adam size
silah çekiyor. Maalesef böyle maganda tipler, psikopatlar var.
Böyle adamların olduğu yerde günde 1.5 milyon insanla karşılaşan
sağlıkçılar zaman zaman böyle terbiyesizliklerle karşılaşabilirler.
Elimizden geldiğince bunları azaltmaya çalışıyoruz.
Biliyorsunuz hastanelerde mavi kod adı altında, canlandırma gereken
ya da çok acil duruma düşen hastalara yardım etmek için
sistemlerimiz var. Şimdi bir de hastanelerde beyaz kod var. Benim
bir tek kardeşimin, bir meslektaşımın başına böyle bir durum
geliyorsa benim için önemlidir. Bunun için her kodu kullanırım.
Şimdi hastanelerimizde her hangi bir kabalıkla karşılaşan, fiziksel
şiddetle karşılaşan değerli meslektaşlarım derhal bu beyaz kodu
faaliyete geçirebileceksiniz ve mutlaka yardımınıza güvenlik
görevlileri gelecektir."
Akdağ, daha sonra basına kapalı olarak sağlık çalışanlarıyla bir
süre daha görüşüp, sorunlarını dinledi.
Toplantıya Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, AK Parti Adana
Milletvekilleri Necdet Ünüvar ve Mehmet Şükrü Erdinç de
katıldı.